Logo

5. Hukuk Dairesi2022/5484 E. 2023/1096 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı vakıf, mülkiyeti kendisine ait olduğunu iddia ettiği taşınmazın Hazine adına tescil edilmesi ve akabinde kamulaştırılmasız el atma bedeli ödenmesi nedeniyle mülkiyetin tespiti ve tazminat talep etmiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın mülkiyetinin tapu kaydına göre Hazine adına kayıtlı olması, kamulaştırmasız el atma bedelinin Hazineye ödenmiş olması ve yasal hasım olan Hazine'nin davaya dahil edilmemesi nedeniyle dava şartı yokluğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 20. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki mülkiyetin tespiti ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazminat davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 07.02.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davalı ... İstanbul Defterdarlığı vekili Avukat ... gelmiş, diğer davalı idare ile davacı vekilleri duruşmaya katılmamışlardır.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 2282 (eski 1776) ada 10 parselin tamamının davacıya ait olduğu, Osmanlı Devletinde tüzel kişilerin mülk edinme hakkının Eşhas-ı Hükmiyenin Emvali Gayrimenkuleye Tasarrufu Hakkındaki Kanun ile tanındığını, bu Kanun'la öngörülen prosedürleri yerine getirdiklerini, 2762 sayılı Mülga Vakıflar Kanunu gereği zorunlu beyannameleri düzenlediklerini ve bu Kanun'un 44 üncü maddesi gereği taşınmazın adlarına tescili için Vakıflar Genel Müdürlüğüne başvurduklarını; ancak tescilin gerçekleştirilmediğini, nam-ı müstear ile vakıflarına ait olan ve nizasız fasılasız kullandıkları taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında eski tapu kaydına dayanılarak İstepan Atam oğlu adına tespit edildiğini, kadastro çalışmaları sırasında bu tespite itiraz ettiklerini; ancak şahıs adına tescilin gerçekleştiğini, 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun Geçici 7 nci ve 11 inci maddeleri uyarınca başvurularının da reddedildiğini, ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1993/993 Esas, 1994/296 Karar sayılı kararı ile tapu malikine İstanbul Defterdarının ... tayin edildiğini, taşınmazın Haliç Okmeydanı E-5 karayolu üzerinde bulunması nedeniyle Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırma işlemine başlanıldığı hâlde işlemlerin tamamlanmadığı, kurumlar arasında yapılan protokolle dava konusu taşınmazdan geçen yolun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına devredildiğini, dava sonra ... tarafından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı aleyhine kamulaştırmasız el atıldığından bahisle açılan davada İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/21 Esas, 2014/308 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verildiği, kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini belirterek öncelikle davanın hukukî nitelemesinin mahkemeye ait olduğunun kabulüyle dava konusu taşınmazın davacı Hasköy Surp İstepanos Ermeni Kilisesi ve Mektebi Vakfına aidiyetine ve bu suretle mülkiyetin tespitine, taşınmazın tamamına el konulması ve yola kalbedilmesi nedeniyle tespit edilecek tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; kesinleşen mahkeme kararı gereğince taşınmaz malın kamulaştırılmasından elde edilen kamulaştırma bedelinin faizi ile birlikte Ziraat Bankası Cağaloğlu şubesindeki Hazine hesabına aktarıldığını, müvekkili idarenin taraf sıfatının bulunmadığını, dava konusu taşınmazın ... ile idare edilmediğini, davanın husumetten reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı ... Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın üzerinde bulunan yolun bakım ve onarımının idare sorumluluğunda olduğu gerekçesi ile İstanbul Defterdarlığının açmış olduğu kamulaştırmasız el atma davası neticesinde tazminatın ödenmesine karar verildiğini, söz konusu tazminat bedelinin kayyıma ödendiğini ve dava konusu parselin tapuda yol olarak terkin edildiğini, taşınmazda el atma hususunda bir sorumluluklarının bulunmadığını belirterek açılan davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile pasif husumet ehliyeti yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın el atma bedelinin ... tarafından Hazineye aktarıldığına dair bilgi ve belge bulunmadığını, bedelin Hazineye aktarılmasına yönelik dava dosyasında davacı taraf olmadığından kendileri için bağlayıcılığı olmadığını, aksi düşünülse dahi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 124 üncü maddesi uyarınca Hazinenin davaya dâhil edilmesi gerektiğini, kadastro tespitinin hatalı yapılmasından dolayı davacı vakfın hak kaybına uğradığını, taşınmaza yol olarak el atılması nedeni ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığının da sorumlu olduğunu, davacı vakfın taraf olmadığı ve ... tarafından açılan el atma bedeline yönelik davada verilen hükmün bağlayıcılığı olmadığı gibi bu hususun davalıların iç ilişkilerinde öne sürülebileceğini, davanın reddinin hatalı olduğunu, taşınmaz yola kalbedildiği için tapusunun iptali ve tescilinin istenemediğini, mülkiyetin tespiti ve taşınmaz bedelinin tahsilinin talep edildiğini, kayyıma yapılan ödemenin yersiz olduğunu, sebepsiz zenginleşen kayyımın davacının zararını ödemesi gerektiğini, bedel Hazineye devredilmiş ise de bu kez Hazinenin sebepsiz zenginleşmiş sayılacağını, mahkemece verilen red kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı taraf taşınmazın evveliyatı itibarıyla davacı vakfa ait olduğunu ileri sürerek bu durumun tespiti ile tazminat talebinde bulunmuş olup taşınmazın tapu kayıtlarının celp edilmesinde kadastro tespiti ile İstepan adına tescil gördüğü, kadastro tespitinin 28.06.1957 tarihinde kesinleştiğini, davacı vakfın 5737 sayılı Kanun'un 7 ve 11 inci maddeleri uyarınca Vakıflar Genel Müdürlüğüne yapmış olduğu tapu iptal ve tescil başvurusunun 23.02.2011 tarihinde reddine karar verildiği, 3561 sayılı Kanun gereği ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1993/993 Esas, 1994/296 Karar sayılı ilâmı ile davalı ... idaresinin taşınmaza ... olarak atandığı, ... tarafından dava konusu taşınmaza yönelik İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı aleyhine açılan el atma bedelinin tahsili davasında İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/21 Esas, 2014/308 Karar sayılı ilâmı ile bedele hükmedilerek taşınmazın yol olarak terkinine karar verildiği, Maliye Hazinesi tarafından tapu kaydı maliki Aram oğlu İstepan'ın gaipliğine karar verilmek sureti ile kayyıma ödenen kamulaştırmasız el atma bedelinin Hazineye devri için açılan davada İstanbul 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.06.2017 tarihli ve 2016/163 Esas, 2017/223 Karar sayılı kararı ile tapu kaydı malikinin gaipliği ile el atma bedelinin Hazineye devrine kesin olarak karar verilmiş olduğu; mahkemece yasa gereği taşınmazı temsil eden ... idaresi tarafından açılan davada taşınmaz bedeli tahsil edilip Hazineye devredildiğinden davalılar bakımından davacıya karşı herhangi bir sorumluluğun kalmadığı gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı ve 6100 sayılı Kanun'un 124 üncü maddesi koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; dava dilekçesinde ve istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak mülkiyet tespiti ve 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 114 ve 124 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereği yasal hasım Hazine olup, 6100 sayılı Kanun'un 124 üncü maddesindeki şartlar mevcut olmadığından taraf teşkili dava şartı olup sonradan tamamlanamayacağından verilen karar yerindedir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile ilgili hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aleyhine temyiz olunan ... yararına 03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 8.400,00 TL vekâlet ücretinin temyiz edenden alınmasına,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 14.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.