Logo

5. Hukuk Dairesi2022/5809 E. 2023/727 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idare tarafından kamulaştırılan taşınmaz için rızaen ferağ verilmiş olmasına rağmen, tebligat ve bedel ödenmediği iddiasıyla açılan kamulaştırmasız el atma davasında, kamulaştırma işleminin kesinleşip kesinleşmediği hususu.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı murisi tarafından tapuda ferağ verildikten sonra 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 14. maddesindeki 30 günlük dava açma süresine uyulmadığı ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 24.06.1994 tarihli ve 1993/3 Esas, 1994/2 sayılı kararı gereğince kamulaştırma işleminin kesinleştiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Adıyaman 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 24.01.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davalı idare vekili Avukat ... geldi, davacı vekili duruşmaya katılmamışlardır.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetele; murisi ... oğlu ...'un mülkiyetinde olan Adıyaman ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 6 sıra No.sunda tapuda kayıtlı taşınmazın 1956 yılında davalı idarece kamulaştırıldığını, kamulaştırmaya ilişkin tebligat ve ödeme yapılmadığını, davalı idare tarafından usulünce kamulaştırılmaksızın kamu hizmetine katılan taşınmazın kamulaştırmasız el atma nedeni ile tazminat bedelinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın 30.11.1956 tarihinde yol yapımı amacıyla kamulaştırıldığını ve 1957 yılında murisi tarafından rızaî ferağ verilmek suretiyle tapudan terkin edildiğini, kesinleşmiş bir kamulaşlaştırma olduğundan kamulaştırmasız el atmadan bahsedilemiyeceği gibi 3402 sayılı Kadastro Kanun'nun (3402 sayılı Kanun) düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahisle davanın reddine aksi düşünülüyorsa el atma 1983 yılından önce olduğundan el atma tarihindeki niteliğine göre değer biçilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; 4223,50 m²lik taşınmaz için 30.11.1956 tarihinde kamulaştırma kararı ile ... tarafından kamulaştırıldığını; ancak bu hususa ilişkin ... oğlu ...'a veya mirasçılarına herhangi bir ödeme ve tebligat yapılmadığı, dosya içindeki terkin belgesi incelendiğinde rızaî ferağ verildiğine dair müvekkilinin veya murislerinin hiçbir beyan ve imzasının olmadığının açıkça anlaşıldığı, biilirkişi raporunda özetle dava konusu taşınmaz için el atmadan kaynaklanan herhangi bir tazminat hesaplaması yapılmaması gerektiğinin beyan ettiği rapor düzenlemesinin usul hükümlerine aykırı olduğu ve hukukî bir sonuç da doğurmayacağı gözetilmeksizin karar verildiği gerekçeleri ile istinaf yoluna başvurulmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile rızaî ferağ verilmesi nedeniyle kamulaştırma işlemi kesinleşmiş olup ilk derece mahkemesince yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı idarece kamulaştırma işleminin kesinleştiğine dair hiç bir tebligat evrakını, ödeme belgesini dosyaya sunmadığı aksine dosya içindeki belgelerden kamulaştırmanın ilan tarihi ve taşınmaz bedelinin ne şekilde ödeneceğine ilişkin gazete ilânı ile duyurulma tarihinin ferağ tarihi olduğu iddia edilen 17.02.1957 tarihinden sonra olduğunun anlaşılması karşısında, bu durumun ödemenin murislerine yapılmadığının ispatı olduğu, dolayısıyla kamulaştırmanın kesinleştiğinden bahsedilemeyeceğini ileri sürerek kararın bozulması talebi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma işleminin kesinleşip kesinleşmediği hususuna ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri

2. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanun'nun (2042 sayılı Kanun) 14 üncü maddesi

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 24.06.1994 tarihli ve 1993/3 Esas, 1994/2 sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosya kapsamında dava konusu taşınmazın tedavül kayıtlarından; öncesinde 5703,50 m² yüzölçümlü olarak 30 sıra No.sunda tapuda kayıtlı iken 17.09.1956 tarihinde 5 ve 6 sıra nosuyla ifraz gördüğü, davacılar murisi ...'un 1/2 hissesi olduğu, 1480 m²lik kısmını Hazine tarafından kamulaştırıldığı, kalan 4223,50 m² yüzölçümlü 6 sıra No.sunda kayıtlı dava konusu taşınmaz Adıyaman Vilayeti İdare Heyetinin 30.11.1956 tarihli ve 173 sayılı kararı ile yol yapımı amacıyla kamulaştırıldığı bu nedenle 17.02.1956 tarihinde davacı murisinin tapuda idareye ferağını verdiği, sonrasında 88 nolu kayda girdiği ve bu kaydın herhangi bir revizyon görmediği yine dosya içindeki fen bilirkişi raporundan da fiilen Adıyaman-Kahta yolunda kaldığı anlaşılmıştır.

3. Her ne kadar kamulaştırma işlemi usulüne uygun olarak o tarihteki malikine tebliğ edilmemiş ise de; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 24.06.1994 tarihli ve 1993/3 Esas, 1994/2 sayılı kararı gereği davacı murisi tarafından tapuda ferağ verilmesinden itibaren 2942 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesine yazılı 30 gün içinde dava açılmadığından kamulaştırma işlemi kesinleşmiştir.

4. Yukarıda yapılan açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aleyhine temyiz olunan davalı idare yararına 03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 8.400,00 TL vekâlet ücretinin temyiz edenden alınmasına,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,24.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.