"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacılar vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 02.05.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davacılar vekili Avukat ... gelmiş, davalı idare vekili duruşmaya katılmamıştır.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dilekçesinde özetle; dava konusu, ... ili, ... köyü 2996 parsel sayılı taşınmaza davalı kurumca yol ve kaldırım inşa etmek suretiyle haksız olarak el atılmış olması nedeni ile fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00TL'nin davalı ... Başkanlığından tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; 2827 nolu parselin ifrazı ile 2995, 2996, 2997 ve 2998 No.lu parsellerin oluştuğunu, oluşan bu parsellerden 2995, 2997 ve 2998 nolu parsellere müvekkili kurumca hiçbir şekilde el almadığını, dava konusu 2996 No.lu parselin ise 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 15 inci maddesi gereği yola terk edilmesi gereken ve ilk geldilerinin ifrazından yol olarak kalan bir parsel olduğunu ve şu anda da yol olarak kullanıldığını, %40 oranında düzenleme ortaklık payı kesintisinin indirilmesi gerektiğini, taşınmazın yol dışında arta kalan kısmı köşe başı konumunda olup, yolun genişletilmiş olmasından kaynaklı taşınmazın değer kazanmış olduğunu, taşınmazda meydana gelen değer artışının da tespit edilen bedelden düşürülmesini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı idare aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen davacı payının tapusunun iptali ile davalı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın bedelinin düşük belirlendiğini, kaldırma kararı öncesi ve sonrası aynı emsal taşınmazın alındığını, arta kalan taşınmazda el atma sonrası değer artışı olmasının mümkün olmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; 2942 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi gereği dava konusu taşınmazın yola terk edilmesi gerektiğini, emsal taşınmazın uygun olmadığını, taşınmazın bedelinin yüksek belirlendiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu kabul edilerek, emsal karşılaştırılması yoluyla değerinin tespit edilmesinin ve aynı taşınmazın diğer bir paydaşı tarafından açılan davada taşınmaza Ocak 2012 değerlendirme tarihi itibarıyla 540.00 TL/m² birim değeri belirleyen kararın, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2013/20035 Esas, 2014/4107 Karar sayılı ilâmı ile onandığı gözetildiğinde dava konusu taşınmaz için Nisan 2017 tarihi itibarıyla belirlenen 1.196,77 TL/m² birim bedelinin yerinde olduğu mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu belirtilerek taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; tespit edilen bedelin çok düşük olduğunu, bilirkişiler tarafından yeterli inceleme ve araştırma yapılmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; 2942 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi gereği, dava konusu taşınmazın yola terk edilmesi gerektiğini, emsal taşınmazın uygun olmadığını, kalan kısımda değer artışının çok fazla olacağını, taşınmazın bedelinin yüksek belirlendiğini ileri sürerek ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci ve 12 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Davalı idare tarafından fiilen yol yapılmak suretiyle el atıldığı anlaşılan dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... köyü, 2996 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde, dava konusu taşınmazın paydaşları tarafından açılan ve kesinleşen m² birim fiyatı da gözetilerek bedel belirlenmesinde ve kalan bölümde belirlenen değer artış miktarının tespit edilen bedelden indirilmesi suretiyle, alınan rapor uyarınca bedelin davalı idareden tahsiline karar verilmesi yerindedir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Aşağıda yazılı kalan harcın davalı idareden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.