Logo

5. Hukuk Dairesi2022/6121 E. 2022/14139 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu sicilinde davacının hissesinin eksik yazılması nedeniyle oluşan zararın tazmini istemine ilişkin davada, mahkemenin hüküm kurarken eksik inceleme yapıp yapmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, taşınmazın değer tespitinde gerekli incelemeleri yapmadan, eksik bilirkişi raporuna dayanarak hüküm kurması usul ve yasaya aykırı görülerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda, Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtayca incelenmesi, taraf vekillerince istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

- K A R A R -

Dava, tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.

Mahkemece, bozma kararına uyularak davanın kısmen kabulü ile 5.025,00 TL tazminatın davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre; tapuda 14.750 m² yüzölçümü ile kişiler adına kayıtlı bulunan 989 parselin 230/14750 hissesinin davacı tarafından 16.02.1978 tarihinde tapu müdürlüğünce düzenlenen resmi satış sözleşmesi ile önceki malikinden satın alındığı, ancak tapu kütüğüne davacının hissesinin 126/14750 olarak yazıldığı, taşınmazın 2003 yılında yapılan imar uygulaması ile 1085 ada 14 parsele şuyulandırılarak, bu parselde davacının hissesinin 83/240 olarak tapuya tescil edildiği, davacının ise tapuda satın almış olduğu hissesinin yanlış yazıldığını 2011 yılında öğrendiğini ileri sürerek eldeki davayı 07.10.2011 tarihinde açtığı anlaşılmaktadır.

Mahkemece alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;

Dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibarıyla belediye imar planı içinde olup olmadığı, imar planı içerisinde ise tarihi, ölçeği ve türü (1/1000, 1/1500, 1/25000 ölçekli olan) araştırılarak 1/1000 ölçekli imar planı içerisinde olmadığının tespiti durumunda belediye veya mücavir alan sınırları dahilinde bulunup bulunmadığı, belediye hizmetlerinden yararlanıp yararlanmadığı ve etrafının meskun olup olmadığı diğer ölçekli plan dahilinde ise plandaki konumu, plan kapsamında alınma amacı, yerleşim yerine uzaklığı, şehrin gelişme istikametinde olup olmadığı hususları ilgili Belediye Başkanlığından sorulduktan sonra;

a) Dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğunun anlaşılması halinde; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re'sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak denetime elverişli rapor sonucuna göre;

b) Dava konusu taşınmazın arazi olduğunun anlaşılması halinde ise yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde yapılacak keşifte dava konusu taşınmazda ekimi yapılan yörede yaygın mutad münavebe ürünlerinin hangileri olduğu ve bunların değerlendirme tarihi itibarıyla dekar başına ortalama verim miktarları ile hasat dönemindeki ortalama kilogram satış fiyatları ve üretim masrafları İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünden getirtilerek taşınmazın olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirine göre değer biçildikten sonra, bulunan bedele varsa taşınmazın değerine etki edecek objektif artış gerektiren unsurlar da eklenerek,

Bedel belirlenerek, hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,

Doğru görülmemiştir.

Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davacıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, 17.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.