"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 25.04.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davacı vekili Avukat ... gelmiş, davalı idare vekili duruşmaya katılmamıştır.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 337 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, taşınmazına kamulaştırma yapılmaksızın yol yapılmak suretiyle fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; kamulaştırmasız el atma bulunmadığını, dava konusu taşınmaz için bedel tespit ve tescil davası açacaklarını, bunun bekletici mesele yapılması gerektiğini ileri sürerek mahkeme aksi kanaatte ise davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, el atma tazminatının davacı tarafa ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazdan düzenleme ortaklık payı düşürülmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazdaki fıstık bahçesinin 1. sınıf tarım arzisi olduğunu ve verimin eksik alındığını, kapitalizasyon faiz oranının hatalı alındığını, objektif değer artışı uygulanması gerektiğini ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişilerin başka dava dosyasında aynı mahalle için tanzim ettikleri raporda emsal taşınmazın daha değerli olduğunun tespit edildiğini, somut emsal alınan taşınmaz ile dava konusu taşınmazın imar durumları hakkında karşılaştırmalı bir değerlendirme yapılmadığını, dava konusu taşınmaz tarım arazisi olmasına rağmen bilirkişilerce taşınmazın salt belediye hizmetlerinden birinden yararlanıyor olması nedeni ile arsa olarak değerlendirilmesinin yerinde olmadığını, dava konusu taşınmazın fiili olarak tarım arazisi olarak kullanıldığını ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğindeki taşınmazın zeminine emsal taşınmaz alınmak ve emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılmak suretiyle tespit edilen metrekare bedeli üzerinden davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğini, 337 parsel bakımından belirlenen 186,48 TL/m² birim değerinin uygun olduğunu, dava konusu taşınmazın paydaşı tarafından aynı idare aleyhine açılan Halfeti Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/164 Esas, 2018/79 Karar sayılı dosyasında 2014 yılı itibarıyla tespit edilen 135,90 TL/m² birim değerin Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2018/9494 Esas, 2019/1740 Karar sayılı kararı ile uygun bulunduğu, Yargıtay incelemesinden geçen dosyadaki metrekare birim değeri ile istinaf incelemesine konu eldeki dosyada belirlenmiş olan metrekare birim değerinin aradan geçen zaman farkı dikkate alındığında uyumlu olduğu, hükmedilen bedelin yerinde olduğu belirtilerek istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; paydaş dosyasında aynı emsalin dava konusu taşınmazdan 6 kat değerli kabulü ile dava konusu taşınmaza 16.04.2014 tarihi itibarıyla158,55 TL/m² değer tespit edildiğini, dava konusu taşınmaza belirlenen metrekare değerinin düşük kaldığını, düzenleme ortaklık payının düşülmemesi gerektiğini, kamulaştırmasız el atmadan arta kalan 1065,33 m² ve 777,99 m² kısımların da tapuda vasıflarının yol olarak gösterildiğini, paydaş dosyasındaki rapora göre bu kısımlarda çekme mesafesi kalmadığını ve kullanım kısıtlılığı oluştuğunu, ağaç bedeli hesaplanırken kapitalizasyon faizinin %5 alınmasının doğru olmadığını, baraj sürecinin 1992 yılında başladığını ve 2000 yılında barajın su tutmaya başladığını, sulu arazi kabulü ile kapitalizasyon faizinin %3-4 alınması gerektiğini ileri sürmüştür.
2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; aynı bölgedeki başka bir taşınmaz için açılan davada aynı emsalin taşınmazdan 16 kat değerli kabul edildiğini, bu dosyada ise 4 kat değerli kabul edildiğini, çelişki bulunduğunu, emsalin alanı da gözetildiğinde uygun emsal olmadığını, emsal ve dava konusu taşınmaz arasında üstün ve eksik yön kıyasının yapılmadığını, dava konusu taşınmazın arsa kabulünün hatalı olduğunu, ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ile bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nu 6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem itibarıyla doğru olduğu gibi, üzerindeki ağaçlara ise yaş, cins ve verim durumu dikkate alınmak suretiyle değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Buna karşın; dosyadaki belgelerin ve paydaşın aynı idareye karşı açtığı, Dairemizin 2022/1982 Esas, 2022/12246 Karar sayılı ilâmı ile denetiminden Halfeti Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/56 Esas, 2021/367 Karar sayılı dosyasının incelenmesinden; dava konusu taşınmaz ve emsal alınan taşınmaz kadastral parsel olduğu halde emsal incelemesi sonucu bulunan bedelden düzenleme ortaklık payı oranı düşülmek suretiyle değer biçilmesi hatalı olduğu gibi paydaş dosyasında aynı emsalin dava konusu taşınmazdan 6 kat değerli kabul edildiği gözetildiğinde iş bu dosyada paydaş dosyasında belirtilen orandan ayrılma nedeni gösterilmeden emsalin dava konusu taşınmazdan 4 kat değerli kabulü uygun görülmemiştir.
4. Dava konusu 337 parselin ifraz görerek 633, 634 ve 635 parsellere ayrıldığı, el atmaya konu kısmın 634 parselde kaldığı, ifraz sonrası 634 parselin tapuda yol vasfı ile tescilli olduğu ve paydaş dosyasındaki fen bilirkişi raporuna göre 634 parselde el atmadan arta kalan 1065,53 m² ve 777,99 m² kısımların kullanımında kısıtlılık meydana geldiğinin belirtildiği ve paydaş dosyasında Dairemiz denetiminden geçen son hükme esas alınan bilirkişi raporunda arta kalan kısımların bedellerinin de hesaplandığı, Dairemiz bozma ilâmında taşınmaz için 16.04.2014 tarihi itibarıyla belirlenen 158,55 TL/m² değerine ve arta kalan kısımların bedeline hükmedilmesine dokunulmadan başka sebeplerle bozma yapıldığı gözetildiğinde, taşınmazın güncel tapu kaydı getirtilip paydaş dosyası da gözetilerek ifraz sonrası durumu değerlendirir rapor düzenletilmesi gerekmektedir.
5. Kabule göre de davacının dava konusu taşınmazda 1/2 pay sahibi olduğu ve taleple bağlı olarak 1000,00 TL üzerinden karar verildiği gözetildiğinde taşınmazın tamamı üzerinden belirlenen bedelin İlk Derece Mahkemesi gerekçesinde davacı açısından tespit edilen bedel olarak zikredilmesi doğru olmamıştır.
VI. KARAR
1.Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan İlk Derece Mahkemesinin kararının BOZULMASINA,
03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince duruşmaya gelen temyiz eden davacı vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalı idareden alınmasına,
Davacıdan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.