"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Tarsus 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtayca incelenmesi davalı vekilince istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;
- K A R A R -
Dava, 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, taraf vekilleri tarafından yapılan istinaf başvurusunun Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince kabulü ile HMK'nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiş; karar, davalı vekilince temyiz edilmiş, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince davalı vekilinin temyiz isteminin kesinlik sınırı altında olduğundan ek karar ile reddine karar verilmiş olup; iş bu ek karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesince kararın miktar itibarıyla kesin olduğundan bahisle davalı vekilinin temyiz başvurusunun reddine karar verilmiş ise de; 15/04/2022 tarihli ve 31810 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 24/02/2022 tarihli ve 2021/34 Esas, 2022/21 Karar sayılı kararı ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesinin “kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin davalar” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği gözetildiğinde; temyiz kanun yoluna başvurulabilen kararları düzenleyen HMK’nın 362. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi için de aynı hususun uygulanması gerektiğinden,
Davalı vekilinin temyiz isteminin reddine ilişkin 07.02.2022 tarihli ek kararın kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan incelemede;
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; arazi niteliğindeki Mersin İli, Tarsus İlçesi, Kızılçukur Mahallesi 1498 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 11/1-f maddesi uyarınca gelir metodu esas alınıp üzerindeki ağaçlara maktuen değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1-Aynı bölgeden intikal eden ve Dairemizin denetiminden geçen aynı kamulaştırma kapsamındaki dava dosyalarında kuru tarım arazisi niteliğindeki taşınmazlarda münavebe ürünü olarak birinci yıl buğday ve yeşil soğan, ikinci yıl bakla ürünleri esas alınarak değer biçilmiş olup, dava konusu taşınmaz için bu ekim planından ayrılma nedenleri konusunda ek rapor alınmadan eksik inceleme ile karar verilmesi,
2-Bölge Adliye Mahkemesince, Anayasa Mahkemesinin 27.11.2020 tarihli ve 31317 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 16.07.2020 tarihli ve 2018/104 Esas, 2020/39 Karar sayılı kararı ile 7139 sayılı Kanun’la değişik Kamulaştırma Kanunu’nun 10/8. fıkrasının dördüncü cümlesinin; “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelden az olması durumunda hâkim tarafından tespit edilen bedel, fazla olması durumunda idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmak ve kesinleşen karara göre hak sahibine verilmek üzere” bölümü ile yedinci cümlesinde yer alan “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedelden fazla olması halinde fazla olan tutarın bloke edildiğine” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edildiği gerekçesiyle 16.02.2021 tarihli ara karar ile üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılan bedelin derhal ödenmesine karar verildiğinden, bu bedele ara karar tarihi olan 16.02.2021 tarihine kadar yasal faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken, hükümde ilk derece mahkemesinin karar tarihi olan 15.10.2018 tarihine kadar yasal faiz işletilmesine karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi hükmünün yukarıda açıklanan gerekçelerle HMK'nın 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, 17.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.