"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
KARAR : Düzeltilerek Yeniden Esas Hakkında Verilen Karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, birleştirilen davada davalı TEDAŞ yönünden davanın husumetten reddine, davalı TEİAŞ yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı TEİAŞ vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı TEİAŞ vekili tarafından birleştirilen dava yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, birleştirilen davada, davacı ... yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili asıl ve birleştirilen dava dilekçelerinde; Ankara ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 44744 ada 13 (eski 1) parsel sayılı taşınmaza yüksek gerilim hattı geçirilmek suretiyle el atıldığından bahisle fazlaya dair haklarını saklı tutarak kamulaştırmasız el atmaya dayanan tazminatın faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Asıl ve birleştirilen davada davalı TEİAŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle açılan davalarda görev, husumet ve zamanaşımı itirazında bulunduğunu, esasa girilmeden davanın reddine karar verilmesini, taşınmazın 380 Kv Kayabaşı-Ankara (Sincan) Enerji Nakil Hattı ile 154 Kv Sanayi–Sincan Enerji Nakil Hattı direkleri arasına isabet ettiğini, hattın kamulaştırma işleminin yapıldığını, kamulaştırma bedellerinin ödendiğini, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nda (2942 sayılı Kanun) öngörülen uzlaşma başvurusu yönünde dava şartının gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
2.Birleştirilen davada davalı TEDAŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz üzerinde yer alan Enerji Nakil Hattının TEDAŞ'a ait olmadığını, davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddi gerektiğini, 2942 sayılı Kanunu'nda öngörülen uzlaşma başvurusu yönünde dava şartının gerçekleşmediğini bildirerek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davanın kabulü ile dava konusu 44744 ada 13 parselde davacıların toplam 764 m² paylarının iptali ile davalı idare adına tescili, birleştirilen dava da davalı TEDAŞ hakkında davanın husumetten reddi ile davalı TEİAŞ yönünden davanın kısmen kabulü ve davacının 44744 ada 12 parselde 358,05 m² paynın iptali ile davalı TEİAŞ adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı TEİAŞ vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı TEİAŞ vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu enerji nakil hatlarından dolayı kamulaştırma işlemlerinin yapılarak o zamanki malikleri tarafından rızai ferağ verilmesi nedeniyle irtifak haklarının tapuya tescil edildiğini ve kamulaştırmanın kesinleştiğini, davacıların taşınmazı üzerindeki şerhlerle birlikte satın almak suretiyle malik olduklarını ve bedel isteyemeyeceklerini taşınmazın imar planında Enerji Nakil Hattı altında olmasının belediyenin tasarrufunda ve sorumluluğunda olduğunu, imar uygulaması nedeniyle kullanımının kısıtlandığını, mülkiyet kamulaştırması yapılamayacağını, kendilerinin sorumlu olmadığını, davacı ...’ın 12 numaralı parselde malik olmayıp 13 numaralı parselde malik olduğu, davanın reddi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı TEİAŞ yönünden yapılan incelemede; dava konusu hatların tesisi sırasında, zeminde dava konusu taşınmazın geldisi olan 1957 numaralı parselin bulunduğu, mahkemece yazılan yazılara tapu müdürlüğünce verilen cevaplarla, tedavüllü tapu kayıtları ve resmi satış akitlerinin incelenmesinde; davacı tarafın satın aldığı paylara ilişkin önceki kök malikleri tarafından irtifak kamulaştırması sonucu verilmiş rızai ferağların bulunmadığının anlaşıldığı, irtifak kamulaştırma işlemleri davacı payları yönünden kesinleşmediğinden irtifak kamulaştırma bedelinin hat altına isabet eden mülkiyet bedelinden indirilmesine gerek olmadığı, dava konusu taşınmazın imar uygulaması sonucu davacıların paylarının tescil edildiği 13 parsel sayılı taşınmazın arsa niteliğinde kabulü ile emsal karşılaştırması yapılıp vergi değerleri de kıyaslanmak suretiyle, Yargıtay denetiminden geçen paydaş dosyalarında verilen bedellerle uyumlu olacak şekilde değerinin tespit edilerek, taşınmazın imar planındaki konumu dikkate alınarak irtifak hakkı tesis edilen alandaki davacıların payına düşen mülkiyet bedelinin davalı idareden tahsiline dair kararda, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davalı idarenin bu yönlere ilişkin istinaf talepleri yerinde görülmediği; ancak davacıların dava konusu 13 parsel sayılı taşınmazdaki toplam 9416,54 m² lik alandan geçen enerji nakil hattına tekabül eden hissesinin tapuya tesciline ilişkin olarak, mahkemece infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulması ve birleştirilen davada davacı ...’ın payının ve davasının 13 numaralı parsel için tescil kararı verilmesi gerektiğinden bahisle hüküm düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı TEİAŞ vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı TEİAŞ vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz üzerindeki müvekkil kuruma ait enerji hatlarına ilişkin olarak aynı zeminde kök 1957 parsel sayılı kadastral parsel sayılı taşınmazda kamulaştırma sonrası irtifak haklarının tapuya tescillerinin sağlandığını, kadastro parselleri üzerinden dağıtımla imar parsellerine aktarılmasıyla söz konusu hatlar yönünden kamulaştırma yükümlülüklerinin yerine getirdiğini, aynı taşınmaza ve aynı konuya ilişkin olarak lehlerine sonuçlanmış emsal kararların gözönünde tutularak davanın reddi gerektiği gibi davacının tazminata konu uğradığı zararın belediyece yapılan parselasyon işleminden kaynaklandığından husumetin ilgili belediyeye yöneltilmesi gerektiğini ileri sürerek temyiz isteminde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idarelerden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Dosya içeriğinden; dava konusu 44744 ada 13 parseli teşkil eden 54703 m² alanlı taşınmazda 380 Kv. Kayabaşı- Ankara II- Sincan Elektrik İletim Hattının 4636,78 m² alan üzerinden ve 154 Kv. Sanayi-II Sincan Elektrik İletim Hattının ise 4779,76 m² alan üzerinden geçtiği, imar planında ticaret alanı olarak ayrıldığı, enerji nakil hatlarının geçtiği kısımlarında yapılaşma izni bulunmadığı anlaşılmıştır.
3. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmazlara 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak ve Dairemiz denetiminden geçen aynı taşınmaz ilişkin paydaş dosyasında belirlenen metrekare birim fiyatı ile uyumlu olarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
4. İmar planında ticaret alanı olarak ayrılan dava konusu taşınmazda enerji nakil hatlarının geçtiği kısımlarda yapılaşma izni bulunmadığından ve Dairemizin 2019/12691 Esas, 2020/6066 Karar sayılı kararı ile denetiminden geçen paydaş dosyası da gözönünde tutularak, birleştirilen davada toplam 9416,50 m² enerji nakil hattında kalan olandan davacı Oğuz Sağlam'ın payına isabet eden 358,05 m² kısmın mülkiyet bedeline hükmedilmesi ve bu payının iptali ile idare adına tesciline karar verilmesi doğrudur.
5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davalı idare vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı TEİAŞ vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı kalan harcın davalı TEİAŞ'tan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 21.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.