Logo

5. Hukuk Dairesi2022/7155 E. 2023/1086 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İmar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payı nedeniyle tesis edilen ipotek karşılığının artırılması talebi üzerine, dayanak işlemin iptal edilmesi sebebiyle davanın konusuz kalıp kalmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: İptal edilen imar uygulaması sonrası düzenlenen yeni dağıtım cetvelleri ile davacının kanuni ipoteğe konu payının akıbetinin belirsiz olması ve husumetin mevcut davalıya yöneltilemeyecek olması gözetilerek yerel mahkemenin dava konusuzluğu kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR : Karar verilmesine yer olmadığına

Taraflar arasındaki imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payı nedeniyle davacı lehine tesis edilen ipotek karşılığının artırılması istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, kesinlik, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 07.02.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ... gelmişlerdir.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; İzmir ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 31543 ada 1 parselin malikinin davalı olduğunu, belediye tarafından yapılan imar ıslah çalışmaları sonucu müvekkiline ait tapulu arsaların zayi olması nedeniyle müvekkilinin bu gayrimenkulün tapu kaydına şerh edilen kanuni ipoteğin alacaklısı olduğunu, ipotek bedelinin artırılarak taraflarına ödenmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; yapılan imar ıslah çalışmaları neticesinde davalının satın aldığı parselin 165 m² olmasına rağmen davalıya 160 m² miktarlı tapu verildiğini, davalıya verilen tapu miktarının önceki miktardan fazla olmadığını, davacının ipotek bedeli isteyebilmesi için ipotek bedeline denk gelen arsa payını davalının taşınmazına ilave ettirmesi gerektiğini, davalının taşınmazı şerhten ari olarak satın aldığını, iyi niyetli olduğunu, satın alma tarihinden sonra konulan ipotek kaydından sorumlu olmayacağını, davanın haksız olduğunu belirtip davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III.MAHKEME KARARI

Mahkemenin 15.01.2015 tarihli ve 2009/454 Esas, 2015/31 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; dava konusu edilen bedele dönüştürme işleminin dayanağını oluşturan uygulama ve dağıtım cetvellerinin Bayraklı Belediye Başkanlığının 25.05.2010 tarihli ve 10/813 sayılı encümen kararı ile iptal edilmek suretiyle yeniden düzenlendiği ve söz konusu işlemin de 07.05.2015 tarihinde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığınca onaylandığının anlaşıldığı, bu durumda dava konusu taşınmazı da kapsayan alanla ilgili olarak 1985 yılında yapılan ve eldeki davanın dayanağını oluşturan ıslah imar planı uygulaması sırasında ipotek bedelleri tesis edilmesine ilişkin işlemin, Bayraklı Belediyesince yeniden düzenlendiği gözetilerek söz konusu encümen kararlarına göre yapılacak uygulama işlemlerinin sonucunun beklenmesi ve oluşacak duruma göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

1. Mahkemece yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına; ancak dava açıldığı tarih itibarıyla davanın dayanak işlemi ayakta olduğundan davacı lehine yargılama giderlerine ve vekâlet ücreti ödenmesine karar verilmiştir.

2. Davalı vekili yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinde hata yapıldığından bahisle tavzih talebinde bulunmuş, mahkemesince 07.03.2022 tarihli ek kararla talebin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; 1986 yılında yapılan imar ıslah uygulaması sonucu mülkiyet hakkının ipoteğe dönüştüğünü ve davalı aleyhine bu ipotek şerhinin konulduğunu, kanuni ipoteğin mülkiyet hakkının karşılığı olduğunu, terkin edilemeyeceğini, zamanaşımına uğrayamayacağını; ancak Bayraklı Belediye Başkanlığının bu ipoteklerin dayanağı olan dağıtım cetvellerini 02.03.2010 tarihli ve 10/295 sayılı encümen kararı ile iptal ettiğini, yeni dağıtım cetvellerinin 25.05.2010 tarihli ve 10/813 sayılı encümen kararı ile onaylandığını, bu kararlara karşı idari yargıda iptal davaları açtıklarını, iptal davaları lehlerine sonuçlandığı hâlde Bayraklı Belediyesinin iptal olan kararı onaylanmak üzere Büyükşehir Belediye Başkanlığına sunduğunu, Büyükşehir Belediye Başkanlığınca onay işlemi uygun görülmeyince bu sefer Bayraklı Belediye Başkanlığının iptal davası açtığı ve idari yargı kararı gereği Büyükşehir Belediye Başkanlığının encümen kararını onaylamak zorunda kaldığını, bu işleme karşı da idari dava açtıklarını ancak ret ile sonuçlandığını, adil yargılama haklarının ihlal olduğundan bahisle Anayasa Mahkemesine dava açtıklarını, sürecin devam ettiğini, tapu idaresine başvurduklarını ve tapu kaydının beyanlar hanesine kanunî ipotek hakkının terkininin yolsuz olduğuna dair şerh düşüldüğünü, dava konusu parsellere bitişik başkaca parseller üzerine yine aynı tarih ve yevmiye numarası ile başkaca kişi lehine konulmuş olan kanunî ipotekler için alınmış olan encümen kararının iptali amacıyla İzmir 4.İdare Mahkemesinin 2018/1529 Esas sayılı, birebir emsal olan davada ağır mülkiyet hakkı ihlali nedeniyle davanın kabulüne karar verildiğini, dava konusu parselin eski kadastro parseline dönmediğinin göz ardı edildiğini ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; özel parselasyona tabi tutularak hisse satışıyla gecekondulaşmaya sebep olunan taşınmazlarda yol olarak bırakılan kısımların 2981/3290 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin (b) bendi ve sair yasal düzenleme gereği kamuya terkinin gerektiğini, Bayraklı'da imar affı yasalarının 1985 yılında uygulanması sırasında yasa hükümlerinin uygulanmadığını, yol olarak bırakılan kısımların bedele dönüştürüldüğünü ve evvelki arsa sahipleri lehine ipotek alacağı olarak tescil edildiğini, ipotek alacaklılarının açtıkları davalarda 1985 yılındaki düzenlemenin haksız ve 2981/3290 sayılı Kanun'un düzenlemelerine, kamu menfaatine aykırı olduğu tespit edilince bu düzenlemelerin iptal olduğunu, yeni düzenleme ile ipotek alacaklarının mevcudiyetlerini yitirdiğini, bozma ilamı sonrası ipotek kaydının iptal edildiğini, buna rağmen davacı lehine vekâlet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmesinin doğru olmadığını, davanın davacı aleyhine sonuçlandığını, ipotek kaydının dayanağının gayri meşru olduğunu ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payı nedeniyle tesis edilen ipotek karşılığının arttırılması istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanunun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun’un “Tapu Verme” kenar başlıklı maddesinin ilgili bölümü şöyledir: “10/c) İmar mevzuatına aykırı bina yapılmış, hisseli arsa ve araziler veya özel parselasyona dayalı arazilerde, imar adası veya parseli olabilecek büyüklükteki alanlarda, binalı veya binasız arsa ve arazileri birbirleriyle, yol fazlalarıyla veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerle birleştirmeye bunları yeniden ada ve parsellere ayırmaya, yapılara yeniden doğan imar ada veya parseli içinde kalanları 6357 yapı sahiplerine, yapı olmayanları diğer hisse sahiplerine müstakil veya hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre vermeye, bunlar adına tescil ettirmeye ve tescil işlemi dışında kalanların hisselerini 2942 sayılı Kanun'a göre tespit edilecek bedeli peşin ödenmek veya parsel sahipleri aleyhine kanuni ipotek tesis edilerek, tapu sicilinden terkin ettirmeye belediye veya valilikler resen yetkilidir. Belediye veya valiliklerin talebi hâlinde bu yetkiler kadastro müdürlüklerince de kullanılır.”

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu taşınmazda imardan kaynaklı olarak ipotek tesis edildiği, ipotek tesis edilmesine ilişkin işlemin iptali için encümen kararı alındığı, encümen kararının Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından onaylandığı bu işlemlere karşı açılan idari davanın reddedildiği ve kararın kesinleştiği; dosyadaki belgelerden iptal edilen dağıtım cetvelleri sonrası encümen kararı doğrultusunda düzenlenen yeni dağıtım cetvelleri ile davacının kanunî ipoteğe konu payının başka parsele gidip gitmediği, kamuya tahsis olup olmadığı anlaşılamamış ise de bu noktada bir mülkiyet hakkı kaybı varsa husumetin mevcut davalıya artık yöneltilemeyeceği aşikardır.

3. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozma gereklerine uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine, 14.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.