"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki dava konusu taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, yeniden esas kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... köyü 238 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilerek orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiğini, mülkiyet hakkı ihlal edildiğinden 4721 sayılı 1007 nci maddesi uyarınca zararın tazmini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin geçtiğini, tapu kaydının yolsuz tescil ile oluştuğunu ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; yolsuz tescil işleminin söz konusu olduğunu, orman arazisinin hiçbir şekilde iktisap edilmeyeceğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmaz orman kadastro komisyonu tutanağına istinaden tapuya tescil edilmiş ise de, Orman Kadastro Komisyonları bir yerde işe başlamadan önce Orman Genel Müdürlüğünün kendisine verdiği yetki çerçevesinde görev yapmakla yükümlü olup, 59 numaralı Orman Kadastro Komisyonuna ya da başka bir heyete bu yerde işe başlamadan önce eski mahkeme kararlarını uygulaması konusunda bir görev ve yetki vermediği gibi, bu komisyonun düzenlediği 1 ila 6 nolu işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlandırma tutanaklarında ve 12.04.1990 tarihli “Şekli ve Hukuki Noksanlıkları İnceleme Tutanağında” ve onay için Valiliğe gönderilen evrakta ve Valiliğin onayladığı evrakta keza 14.11.1990 tarihli ilan yazısı ve tutanağında 31.07.1989 tarihli “MAHKEME KARARI UYGULAMA TUTANAĞI”ndan ya da özel orman kadastrosundan hiç söz edilmediği, 31.07.1989 tarihli tutanağın 59 numaralı Komisyon tarafından değil, yetkisini Kanun ve yönetmelikten almayan üç kişilik bir heyet tarafından düzenlendiği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 03.12.1997 tarihli ve 1997/1-655-1003 sayılı kararında kabul edildiği gibi 31.07.1989 tarihli tutanağın hukukun koruyuculuğu altında olmayıp yok hükmünde olduğu, dolayısıyla bu tutanağın dayanak gösterilerek yapılan tescil işlemlerinin de 4721 sayılı Kanun'un 1025 inci maddesi gereğince yolsuz tescil niteliğinde olduğu, adına sicil oluşturulan kişiye mülkiyet hakkı kazandırmayacağı, çekişmeli özel orman parseli hakkında oluşturulan sicil kaydının yok hükmünde olan bir işlemle “Yolsuz olarak” oluşturulduğu, yolsuz olarak oluşturulan tapu kaydına dayanılarak mülkiyet hakkından söz edilemeyeceği, dolayısı ile 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince bu tapu kaydına dayanılarak tazminat talep edilemeyeceği anlaşıldığından mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmiş olması nedeniyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine dair hüküm kurulmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; murisin taşınmazı 1932 yılında tapu müdürlüğünden yapılan satış işlemi ile iktisap ettiğini, 1990 yılındaki tescil işleminden önce iktisap edilmiş olduğunu, 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığını, devletin kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca sorumlu olduğunu, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca bedele hükmedilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazın 4785 sayılı Kanun kapsamında devletleştirilen yerlerden olmadığını, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1943/251 Esas, 1944/800 Karar sayılı kararı ile Orman İdaresinin müdahalesinin menine karar verildiğini, yolsuz tescil olmasının tazminat hakkını ortadan kaldırmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davacılar vekili ek temyiz dilekcesinde özetle; dava konusu 238 parsel sayılı taşınmazın 1932 tarihli kök tapu kayıtlarının, tapu kütüğüne aktarılması ile oluştuğunu, 1942 yılında yapılmış ilk orman kadastrosuna karşı açılan dava sonucunda kök tapu kayıtlarının orman sınırı dışına çıkarılmasına karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, 1945 yılında yürürlüğe giren 4785 sayılı Kanun kapsamında tapu kayıtlarının devletleştirilmiş sayıldığını, 1950 yılında yürürlüğe giren 5658 sayılı kanun kapsamında orman idaresine iade talebinde bulunulduğunu, 1952 yılında maki tefrik çalışmaları sırasında murise iade edileceğinden bahisle maki olarak ayrıldığını, ilk arazi kadastro çalışmalarının 1962 yılında yapıldığını kök tapu kayıtlarının tespit dışı bırakıldığını, 1977 yılında Orman Kadastro Komisyonunca uygulama çalışması yapıldığını, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1943/251 Esas, 1944/800 Karar sayılı ıilamına aykırı olarak orman sınırları içerisinde bırakıldığını, bilahare 1989 yılında 59 No,lu Orman Kadastro Komisyonunca yapılan uygulama çalışmasında belirtilen mahkeme kararının uygulama tutanağı düzenlenerek kök tapu kayıtları uygulanarak dava konusu taşınmazın adlarına tescil edildiğini, tapu kaydının yolsuz oluştuğundan bahisle tapu kaydının iptali davası açıldığını, davanın ret edilerek kesinleştiğini, dava konusu 238 parselle aynı şekilde aynı kök kayıtlardan gelen taşınmazlara ilişkin olarak 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesine dayalı olarak açılan davanın, ... Anadolu 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/1 Esas, 2019/208 Karar sayılı kararı ile kabul edildiğini ileri sürerek ek temyiz beyanlarının kabulü kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.2. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; dava konusu ... ilçesi, ... köyü 238 parsel sayılı taşınmazın Hazine tarafından açılan dava sonucunda 10.12.2012 kesinleşme tarihli ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/279 Esas, 2011/238 Karar sayılı kararı ile tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verildiğinden, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesinin koşulları oluşmadığından davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.