Logo

5. Hukuk Dairesi2022/7456 E. 2022/14981 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının mahkeme kararıyla iptali nedeniyle oluşan zarara ilişkin tazminat davasında, dava tarihinin karar başlığında hatalı yazılmasının hükmün düzeltilerek onanmasını gerekip gerektirmediği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dava tarihinin karar başlığında hatalı yazılmasının infazda tereddüt yaratmayacağı ve bu hususun düzeltilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği gözetilerek, mahkeme kararının dava tarihi düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda: Davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtayca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

- K A R A R -

Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.

Mahkemece, bozma kararına uyularak davanın kısmen kabulü ile 150.120,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazine'den tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, dava konusu... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi 1267 parsel sayılı arsa niteliğinde ve 468.00 m² yüzölçümündeki taşınmaz tashih suretiyle ... adına 15.09.1965 tarihinde kayıtlı iken alım ve satış işlemleri sonunda ½ hisse oranında ... adına, ½ hisse oranında ... adına 21.08.1980 tarihinde 1838 yevmiye numarası ile tescil edildiği, dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kalması nedeniyle Samandağı Asliye Hukuk Mahkemesinin 1995/227 Esas, 2000/203 Karar sayılı ilâmı ile taşınmazın tapu kaydının iptaline karar verildiği ve kararın temyiz incelemesinden geçmeksizin 27.05.2001 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 09.05.2011 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır.

Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılmak suretiyle dava tarihi esas alınarak değer biçilmesinde ve TMK'nın 1007. maddesi gereğince bedelinin davalı Hazine'den tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

Bu nedenle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.

Davacılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince;

Dava tarihi 09.05.2011 tarihi olduğu halde karar başlığında 09.07.2014 olarak gösterilmesinin infazda tereddüt yaratacağının düşünülmemesi,

Doğru değilse de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden,

Gerekçeli kararın karar başlığında dava tarihi olarak gösterilen (09.07.2014) tarihinin çıkarılarak, yerine (09.05.2011) tarihinin yazılmasına,

Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, 31.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.