"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde; Eskişehir İli, Seyitgazi İlçesi, Kırka Mahallesi 230 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelin taşınmazın gerçek değerinin oldukça altında olduğunu, dava konusu taşınmazın kıymetini etkileyen bütün nitelik ve unsurların ayrı ayrı değerlendirilerek taşınmazın hakkaniyete uygun gerçek karşılığının tespit edilerek, kamulaştırma bedeli olarak hükmedilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin; idarenin Kıymet Takdir Komisyonu tarafından belirlenen kısmının hükmün kesinleşmesi beklenmeksizin davalı tarafa ödenmesine, geri kalan miktarın ise karar kesinleştiğinde davalı tarafa ödenmek üzere bankada üçer aylık vadeli hesapta tutulmasına, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu taşınmaz bedelinin yüksek tespit edildiğini, itirazlarının dikkate alınmadığını, davacı idare lehine vekalet ücretine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; bedelin düşük belirlendiğini, dava konusu taşınmazın çok daha değerli olduğunu, civarda arazilerin kıt olduğunu, objektif değer artışı oranının fazla olması gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kuru tarım arazisi niteliğindeki taşınmaza aynı bölge içinde bulunan civar taşınmazların kamulaştırılması ile ilgili olarak mahkemelerce belirlenen ve Yargıtay incelemesinden de geçerek kesinleşen dava dosyalarında, buğday ve arpa münavebesinin uygulandığı ve dekar başına ortalama verim miktarlarının buğday için 350,00 kg ve arpa için ise 320,00 kg olarak alındığından, bu münavebe ile verim miktarları esas alınarak, % 60 oranında objektif değer artışı da uygulanmak suretiyle tespit edilen bedel üzerinden fark bedel depo ettirilerek, karar kesinleştiğinde ödenmesine karar verilen kamulaştırma bedelinin işlemiş nemalarıyla birlikte davalıya derhal ödenmesine, bu bedele Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesine karar verilmesine ilişkin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 356 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca duruşma açılarak yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde; Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin yeni Gölet alanı kamulaştırmaları için % 25 objektif değer artışı uygulanması gerektiğine ilişkin bozma kararları bulunduğu, bu nedenle % 60 oranında uygulanan objektif değer artış oranının fahiş olduğunu, bölgede objektif değer atışı uygulanmasını gerektiren unsurların bulunmadığını ve lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesinin bilirkişi heyetinin dava konusu taşınmazda yetişebilecek ürünler konusundaki tespit ve takdir yetkisine müdahalede bulunduğunu, aynı bölgede 2013 yılında yapılan kamulaştırmalarda arpa ve buğday münavebesi uygulandığından bahisle aradan geçen 6 yıla rağmen yine aynı münavebenin uygulanmaya zorlanmasının doğru olmadığını, çiftçilerin her yıl geliri yüksek ürüne göre ürün değiştirebildiklerini, yörede kuru tarım arazisinde ayçiçeği, haşhaş, buğday, fiğ, yulaf, mısır, arpa, nohut, mercimek ekilebildiğini, destekleme ödemelerinin hesaba katılmamasının doğru olmadığını, bölgede 2013 yılından bu yana kamulaştırmaların devam ettiğini, bölgede tarım arazisi sayısının yok denecek kadar azaldığını, bu nedenle objektif değer artışının düşük alındığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 2942 sayılı Kanun'un "Kamulaştırma bedelinin mahkemece tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili" kenar başlıklı 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrasının ilgili bölümü şöyledir:
"... Tarafların bedelde anlaşamamaları halinde gerektiğinde hâkim tarafından onbeş gün içinde sonuçlandırılmak üzere yeni bir bilirkişi kurulu tayin edilir ve hâkim, tarafların ve bilirkişilerin rapor veya raporları ile beyanlarından yararlanarak adil ve hakkaniyete uygun bir kamulaştırma bedeli tespit eder. Mahkemece tespit edilen bu bedel, taşınmaz mal, kaynak veya irtifak hakkının kamulaştırılma bedelidir (...) İdarece, kamulaştırma bedelinin hak sahibi adına yatırıldığına, hâkim tarafından kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen bedelin (…) veya hak sahibinin tespit edilemediği durumlarda ise ileride ortaya çıkacak hak sahibine verilmek üzere bloke edildiğine dair makbuzun ibrazı halinde mahkemece, taşınmaz malın idare adına tesciline ve kamulaştırma bedelinin hak sahibine ödenmesine karar verilir ve bu karar, tapu dairesine ve paranın yatırıldığı bankaya bildirilir. Tescil hükmü kesin olup, tarafların bedele ilişkin istinaf veya temyiz hakları saklıdır ..."
2. 2942 sayılı Kanun'un "Kamulaştırma bedelinin tespiti esasları" kenar başlıklı 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkralarının ilgili bölümleri şöyledir:
"15'inci madde uyarınca oluşturulacak bilirkişi kurulu, kamulaştırılacak taşınmaz mal veya kaynağın bulunduğu yere mahkeme heyeti ile birlikte giderek, hazır bulunan ilgilileri de dinledikten sonra taşınmaz mal veya kaynağın;
a) Cins ve nevini,
b) Yüzölçümünü.
c) Kıymetini ektileyebilecek bütün nitelik ve unsarlarını ve her unsurun ayrı ayrı değerini,
(...)
e) Kamulaştırma tarihindeki resmi makamlarca yapılmış kıymet takdirlerini,
(...)
f) Arazilerde, taşınmaz mal veya kaynağın mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirini,
(...)
ı) (...) her bir ölçünün etkisi açıklanmak kaydıyla bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçüleri,
Esas tutarak düzenleyecekleri raporda bütün bu unsurların cevaplarını ayrı ayrı belirtmek suretiyle ve ilgililerin beyanını da dikkate alarak Sermaye Piyasası Kurulu tarafından kabul edilen değerleme standartlarına uygun, gerekçeli bir değerlendirme raporuna dayalı olarak taşınmaz malın değerini tespit ederler. "
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kuru tarım arazisi niteliğindeki Eskişehir İli, Seyitgazi İlçesi, Kırka Mahallesi 230 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca gelir metodu esas alınarak, aynı kamulaştırma kapsamında aynı bölgeden gelen dosyalarda kuru tarım arazileri için uygulanan buğday ve arpa münavebesi ile değer biçilmesi İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünün resmi verilerine uygun olup, tespit edilen metrekare birim fiyatına uygulanan objektif değer artışı oranı da taşınmazın konumu ve bilirkişi kurulu raporunda yazılı özeliklerine göre yerindedir.
3. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi doğrudur.
4.Yukarıda yapılan açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; adil ve hakkaniyete uygun olarak tespit edilen bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile idare adına tesciline karar verilmesine ilişkin ilk derece mahkemesinden verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun davacı idare yönünden esastan reddine, davalı yönünden kabulü ile 6100 sayılı Kanun’un 356 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca yeniden esas hakkında karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının Hazine'ye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,15.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.