Logo

5. Hukuk Dairesi2022/7717 E. 2022/15423 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının mahkeme kararı ile iptali sebebiyle oluşan zararın tazmini istemine ilişkin açılan davanın reddine dair kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Tapu iptal kararının kesinleşme tarihinden itibaren TMK m. 1007 kapsamında tazminat davası açma imkanı doğduğu, Anayasa Mahkemesi'nin hak ihlali kararına rağmen davanın makul süre içerisinde açıldığı ve işin esasına girilerek zararın belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmeyerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtayca incelenmesi, davacılar vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;

- K A R A R -

Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.

Mahkemece, bozma kararına uyularak davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, ...İli, ... İlçesi, ... Mahallesi 3310 parselin 5250 m²'si, 463 parselin 12.675 m²'si, 299 parselin ise 10875 m²'si kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığından Karasu Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.09.1994 tarihinde kesinleşen 1988/250 Esas, 1992/41 Karar sayılı kararı ile bu bölümlerin tapularının iptaline ve tescil dışı bırakılmalarına hükmedildiği, iş bu davanın ise 06.10.2011 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.

Karasu Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/250 Esas, 1992/41 Karar sayılı kararı ile davacılar adına tapuda kayıtlı taşınmazlardan 3310 parselin 5250 m²'si, 463 parselin 12.675 m²si, 299 parselin ise 10875 m²'sinin tapu kaydının iptaline karar verildiği, kararın 30.09.1994 tarihinde kesinleştiği anlaşıldığından davacıların uğradığı zararın TMK'nın 1007 nci maddesi kapsamında tazmini gerekmektedir. Anayasa Mahkemesinin 25.07.2017 tarihli 2014/6673 başvuru numaralı kararı gereği, 18.11.2009 tarihinden önce zamanaşımı süresi dolmuş bulunan eldeki dava yönünden, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi kapsamında dava açılabilmesi imkanı sağlayabilecek Anayasa Mahkemesinin belirtilen hak ihlali kararı dikkate alındığında, eldeki davanın 06.10.2011 tarihinde, Yargıtay HGK’nın 18.11.2009 tarihli kararı ile oluşan iç hukuk yolu itibarıyla,makul süre içinde açıldığının kabulüyle işin esasına girilerek dava konusutaşınmazların arsa veya tarım arazisi niteliğinde olup olmadıklarının araştırılarak değerlendirme tarihi olan 06.10.2011 tarihindeki gerçek değerinin belirlenmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi,

Doğru görülmemiştir.

Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, 07.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.