"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan tespiti ile kamulaştıılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, sonucunda, temyiz dilekçeslerinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 11.04.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davalı vekili Avukat ... ile davacı idare vekili Avukat ... gelmişlerdir.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 3065 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde özetle; değişik iş dosyasındaki bilirkişi raporunda taşınmazın niteliğinin tarla olarak yer aldığını, davaya konu taşınmazın tarla niteliğini değil, arsa niteliğine haiz olduğunu, etrafının meskun ve imarlı arsalarla çevrili durumda olduğunu, şehir merkezine yakınlığı ve yeni kullanımına başlanacak olan şehirlerarası terminale çok yakın oluşunun arsa niteliğine delalet olduğunu, taşınmazın tarla olarak kabul edildiği için kullanılan değer ölçütlerinin tümden hatalı olduğunu, değerinin çok düşük tespitine neden olduğunu, taşınmazın niteliğinin arsa olarak belirlenmesi gerektiğini, dava konusu parselin küçülmesiyle ve yola bağlantısını kaybetmesiyle ister tarla ister arsa vasfında değerlendirilsin söz konusu parselin tarımsal, ticari ve imari cazibesini kaybettiğini ve ciddi değer kaybına uğradığını, bu nedenlerle parselin kamulaştırılmayan kısmının değer kaybının da göz önüne alınarak kamulaştırma bedelinin yeniden tespit edilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 14.07.2015 tarihli ve 2014/1091 Esas, 2015/614 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 08.06.2017 tarihli ve 2017/12186 Esas, 15723 Karar sayılı bozma ilâmı ile İl-İlçe Tarım ve Orman Müdürlüklerinden dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede, sulu tarım yapılırken ekilen mutat münavebe ürünleri sorularak ve aynı bölgeden Dairemize intikal ederek denetimden geçen dava dosyalarında aynı kamulaştırma kapsamındaki sulu tarım arazisi niteliğindeki taşınmazlarda münavebe ürünü olarak silajlık mısır, domates (salçalık) ve biber (salçalık) ürünlerinin alındığı da gözetilerek, ekimi yapılan mutat münavebe ürünlerinin değerlendirme tarihi olan 2014 yılına ait resmî verileri esas alınarak değer biçilmesi için bilirkişi kurulundan ek rapor alınması gerektiği gözetilmeden, bu yönteme uyulmadan eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması, dava konusu taşınmazın sulu tarım arazisi niteliğinde olduğu dikkate alınarak kapitalizasyon faiz oranının %4 oranında kabulü ile buna göre hesaplama yapılması gerekirken, %5 oranında alınmak suretiyle eksik bedel tespiti, taşınmazın değeri belirlenirken tarla kirası, sermaye faizi ve genel idare giderlerinin üretim masraflarına dahil edilmemesi gerektiğinin gözetilmemesi, davalı tarafça dava konusu taşınmaz yola cepheli iken kısmi kamulaştırma sebebiyle kamulaştırmadan arta kalan bölümün bu özelliğini kaybettiği ve taşınmaza ulaşımın güçleştiği ileri sürüldüğünden kısmi kamulaştırma sebebiyle taşınmaza ulaşımın engellenip engellenmediği ve bu nedenle arta kalan bölümde değer kaybı olup olmayacağı yönünde bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan 3/A sınıfındaki yapının değerlendirme tarihi olan 2014 yılı resmî birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek hesaplanan bedeline hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden bu yönteme uyulmadan ve yapı bedelinden % 30 oranında pursantaj farkı kesintisi yapılmak suretiyle aza hükmedilmesi, dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki TEK lehine irtifak hakkının taşınmazda meydana getireceği değer düşüklüğü yönünden bilirkişi kurulundan ek rapor alınıp, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği düşünülmeden, eksik inceleme hüküm kurulması, acele el koyma dosyasında taşınmazın kamulaştırılan kısmı üzerinde ekili ürün bulunduğu tespit edildiği hâlde, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda gerekçesi açıklanmadan ürün bedelinin hesaplamaya dahil edilmediği gerekçeleriyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemesince Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 28.02.2020 tarihli ve 2018/721Esas, 2020/259 Karar sayılı kararı ile bozma ilâmı gereğince inceleme ve işlem yapılmış ise de takip dosyasının iki kez takipsiz bırakılması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 28.02.2020 tarihli ve 2018/721 Esas, 2020/259 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 15.03.2021 tarihli ve 2020/6236 Esas, 2021/3358 Karar sayılı kararı ile Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
3. Dairemizin onama ilâmına karşı süresi içinde davacı idare vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
4. Dairemizin 24.11.2021 tarihli ve 2021/7240 Esas, 2021/13811 Karar sayılı ilâmı ile Dairemizin onama ilâmı kaldırılarak bozma öncesi ilk karar ile davalı adına kayıtlı olan dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verildiği ve davacı idare vekili tarafından sunulan banka dekontuna göre davacı idarenin onama ilâmından sonra 21.09.2021 tarihinde depo kararını yerine getirdiği anlaşıldığından, tarafların beyanları sorularak ve usul ekonomisi de gözetilerek işin esasına girilip bir karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilâmı gereğince inceleme ve işlem yapılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; acele el koyma dosyası ile idarenin kıymet takdir raporunda belirlenen bedellerin çok üstünde metrekare birim fiyatı ile muhtesat bedeli belirleyerek hatalı inceleme yapan bilirkişi raporuna göre karar verildiğini ileri sürerek kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; objektif artırıcı unsurun düşük, kapitalizasyon faizi oranının yüksek alınmak suretiyle metrekare birim fiyatının düşük tespit edildiğini, bina ve sondaj kuyusunun değerinin ve kamulaştırmadan arta kalan kısımda demiryolu nedeniyle çevre yolu ile irtibatı tamamen kalktığından değer kaybı oranın düşük olarak kabul edildiğini, eksik bedel belirleyen hatalı bilirkişi raporuna göre karar verildiğini ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.009.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu ve 11 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin tüm, davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki itirazları temyiz kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
3. Arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca net geliri esas alınmak suretiyle değer biçilmesi yöntem itibarıyla kanun hükümlerine uygun ise de Dairemizin önceki bozma ilâmında brüt gelirden düşülen üretim giderlerine ilişkin bozma yapılmadığı hâlde ve üretim giderlerinin İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün 2014 yılı resmî verilerinde yazılı sermaye faizi, tarla kirası, genel idari giderler ve sabit masraflar hariç üretim giderlerinin esas alınarak metrekare birim fiyatı belirlenmesi gerekirken brüt üretim giderinin, brüt gelirin 1/3 ünden fazla olamayacağı gerekçesi ile metrekare birim fiyatının fazla tespiti bozmayı gerektirir.
4. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda sondaj kuyusunun kamulaştırılan kısımda kaldığından kamulaştırmadan arta kalan alanın kuru tarım arazisi olması nedeniyle değer azalışı olacağının kabulü ile kamulaştırma bedeli tespit edilmiş ise de gerek dosya içindeki acele el koyma dosyasında gerek bozma öncesi alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın ''DSİ sulama kanal ve kanaletlerinden sulandığı'' keşif tarihinde tespit edildiği belirtilerek taşınmazın sulu arazi olarak kabul edildiği gözetildiğinde inandırıcı olmayan gerekçe ve eksik inceleme ile kamulaştırmadan arta kalan kısımda değer azalışı olduğunun kabulü karar verilmesi bozmayı gerektirir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,
03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince duruşmaya gelen temyiz eden davacı idare vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davalıdan alınmasına,
Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
11.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.