Logo

5. Hukuk Dairesi2022/7762 E. 2023/3725 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davalı idareden tahsili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Fiilen yol olarak kullanılan taşınmazın tamamının bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde isabetsizlik görülmeyip, taşınmaz üzerindeki ağaçlara ilişkin bedelin kapama fıstık bahçesi net gelirine göre belirlenen bedelden mutat münavebe ürünlerine göre belirlenen bedel indirilmek suretiyle hesaplanmasının doğru olduğu değerlendirilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davacılar vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 11.04.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davacılar vekili Avukat ... geldi, davalı idare vekili duruşmaya katılmamışlardır.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 627 (eski 306) parsel sayılı taşınmaza davalı idare tarafından kamulaştırma yapılmadığı hâlde fiilen yol yapılmak suretiyle el atıldığından taşınmazın bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza kamulaştırmasız el atmanın söz konusu olmadığını, bir an için el atıldığı kabul edilse bile uzlaşma dava şartı yerine getirilmediğinden davanın reddi gerektiğini, taşınmazın el atma tarihindeki vasfına göre dava tarihindeki değerinin tespit edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Halfeti Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.12.2015 tarihli ve 2014/239 Esas, 2015/591 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne taleple bağlı kalınarak taşınmazın el atılan kısmının bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen davacı payının tapusunun iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Halfeti Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.12.2015 tarihli ve 2014/239 Esas, 2015/591 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 24.04.2017 tarihli ve 2016/11511 Esas, 2017/11586 Karar sayılı bozma ilâmı ile dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) kıymet takdir esaslarını belirten 11 inci maddesinin birinci fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken taşınmazın arazi niteliğinde kabulü ile gelir metoduna göre değer biçildiği ve taşınmaza ait tapu kaydı getirtilip davacının payı denetlenmeden karar verildiği gerekçeleriyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 18.10.2018 tarihli ve 2017/263 Esas, 2018/883 Karar sayılı kararı ile davanın kabulü ile taleple bağlı kalınarak taşınmazın el atılan kısmının bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen davacı payının tapusunun iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 18.10.2018 tarihli ve 2017/263 Esas, 2018/883 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 18.12.2019 tarihli ve 2019/6958 Esas, 2019/20946 Karar sayılı kararı ile Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

3. Dairemizin onama ilamına karşı süresi içinde davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

4. Dairemizin 24.09.2020 tarihli ve 2020/1760 Esas, 2020/7278 Karar sayılı ilâmı ile Dairemizin onama ilâmı kaldırılarak değerlendirmeye esas alınan emsal taşınmaz ve dava konusu taşınmaz kadastral parsel olduğu hâlde, düzenleme ortaklık payı düşülerek değer biçilmesi suretiyle alınan raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığı, 2942 sayılı Kanun'un kıymet takdir esaslarını belirten 11inci maddesinin birinci fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmediği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilâmı gereğince inceleme ve işlem yapılarak ve taleple bağlı kalınarak taşınmazın el atılan kısmının bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen davacı payının tapusunun iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza yakın konumda bulunan 454 parsel sayılı taşınmaza aynı değerlendirme tarihi itibarıyla 158,55 TL/m² birim fiyatı belirlendiğini, bu bedelin Daire denetiminden geçtiğini, paydaş dosyalarında daha yüksek metrekare birim fiyatı üzerinden kabul kararı verildiğini, taşınmaz üzerindeki 35-40 yaşındaki fıstık ağaçlarına aynı bilirkişilerce bozma kararı öncesi verimi 290 kg alınarak bedel tespit edildiği hâlde bozma sonrası veriminin 90 kg olarak kabulü ile fıstık ağaçlarına düşük bedel tespit edildiğini, dava konusu taşınmazın ifraz ile oluşan ... tarafından yol olarak kamulaştırmak için ayrılan 1041,79 m² ve 963,94 m²lik alanların tapu kaydında yol olarak belirtilmesinden dolayı, arsa olarak çekme mesafesinin kalmadığını, kullanım kısıtlığı oluştuğunu ve alım satım şansı kalmadığını bu nedenle bu kısımların da kamulaştırılması gerektiğini ileri sürerek ve resen dikkate alınacak nedenlerle kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal olarak incelenen satışın ilçe merkezinde, fiili olarak ticaret yapılan yerde olduğunu, ilçe merkezine uzak, meskun olmayan ve fiilen tarım yapılan dava konusu taşınmaza uygun emsal olmadığını, imar durumları karşılaştırılmadan soyut ifadelerle ve hatalı inceleme ile metrekare birim fiyatının yüksek belirlendiğini, ağaç sayıları ve bedellerinin fazla hesaplandığını ileri sürerek ve resen dikkate alınacak nedenlerle kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.03.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklik öncesi 427 ile 439 uncu maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu’nun geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesine ve alınan rapor uyarınca dava konusu taşınmazın fiilen olarak yol olarak el atılan kısımları ile arta kalan kısımların yüzölçümü, geometrik durumu ve tapu kaydında yol vasfı ile kayıtlı olması, davalı idarece konan kamulaştırma şerhi gözönünde tutulduğunda taşınmazın tamamındaki davacı payı karşılığının davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Dava konusu taşınmazın üzerindeki fıstık ağaçlarına kapama fıstık bahçesi net gelirine göre belirlenen bedelden mutat münavebe ürünlerine göre belirlenen bedel indirilmek suretiyle değer biçilmesi doğrudur.

4. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

11.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.