"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Trabzon 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;
- K A R A R -
Dava, tapu sicilinin tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, taraf vekilleri tarafından yapılan istinaf başvurusunun ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince HMK'nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Aşağıda açıklanan gerekçelerle ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan ret kararı kaldırıldıktan sonra, Trabzon 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/260 Esas, 2020/64 Karar sayılı kararının incelenmesinde;
Dosya içindeki delil ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre, Demirciler Köyünde bulunan 13.300,00 m² yüzölçümündeki dava konusu taşınmazın evveliyatında 19.01.1943 tarihli ve 103 sıra numarası ile Hazine tarafından davacılar murisi Mustafa Bıyık'a satıldığı, sonrasında Eylül 1995 tarih 15 ve Eylül 1971 tarih 45 sıra numaralı tapu kayıtları kapsamında tedavül gördüğü, köyde yapılan genel kadastroda orman olarak tespit edilen 112 ada 1 parsel sayılı parsel içinde bırakıldığı, tespitin iptali ve adlarına tescili istemiyle açtıkları davanın reddine ilişkin, Yomra Kadastro Mahkemesinin 10.02.2010 tarihli ve 2009/47-12 sayılı kararının Yargıtay denetiminden geçtikten sonra 22.07.2020 tarihinde kesinleştiği, yine davacıların Orman Genel Müdürlüğü aleyhine açtıkları tapu iptali ve adlarına tescili davasının reddine ilişkin karar da taraflarca temyiz yoluna başvurulmadığından 30.12.2015 tarihinde kesinleştiği, tesisinde Hazinenin satışı ile oluşan tapu kayıtları bulunduğu halde, bedeli ödenmeden taşınmazlarına el konulduğundan bahisle eldeki davayı belirsiz alacak davası olarak 28.01.2016 tarihinde açtıkları anlaşılmıştır.
Dava konusu taşınmazın arazi niteliğinde kabulü ile net geliri esas alınarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1)Dava konusu taşınmaz üzerindeki kendiliğinden yetişen ve dava konusu taşınmaza orman niteliği veren ladin, kızılağaç, gürgen ve kestane ağaçlarına ayrıca değer biçilerek fazlaya karar verilmesi doğru olmadığı gibi,
Kabule göre de;
2)TMK'nın 1007. maddesi gereğince açılan tazminat davaları, dava açıldığı tarihte tazminat miktarının davacı tarafça tam ve kesin olarak belirlenmesi mümkün olmadığından HMK'nın 107/1. maddesi uyarınca belirsiz alacak davası niteliğinde olup,davacılar da dava dilekçelerinde açıkça HMknın 107.maddesine göre belirlenecek tazminatı talep ettikleri de gözönünde tutulduğunda 6100 sayılı HMK hükümleri gereğince, davacının iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın, davanın başında belirtmiş olduğu alacak talebini HMK'nın 107/2. maddesi hükmüne göre bilirkişi raporu ile tam ve kesin olarak belirlendiği anda arttırması mümkündür. HMK'nın 107/2. maddesi gereğince yapılacak bu artırım bir ıslah değildir. Bu nedenle aksi düşüncelerle 2. kez ıslah yapıldığının kabulü ile hüküm kurulması,
Doğru görülmemiştir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan Trabzon 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019260 Esas, 2020/64 Karar sayılı hükmünün yukarıda açıklanan gerekçelerle HMK'nın 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca kararın bir örneğinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, davacılardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, 13.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.