"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kulp Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın göl alanı olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı idare vekili ve bir kısım davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı idare ve bir kısım davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare ve bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde; Diyarbakır ili, ... ilçesi, ... Mahallesinde tapuya kayıtlı 234 ada 34 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın göl alanı olarak tapudan terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Bir kısım davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı kurum tarafından dava konusu taşınmaz hakkında kamulaştırılma kararı alındığını, bu karar doğrultusunda oluşturulmuş değer tespit komisyonunun tespit ettiği bedeli uzlaşmak amacıyla davalılara sunulduğunu ancak davalıların tespit edilen bedelin taşınmaz üzerinde bulunan mütemim cüzlerinin eksik, yanlış ve hiç yazılmaması nedeniyle uzlaşma davetine icabet etmediğini, yine davacı idare dava dilekçesinde kamulaştırma kararının son ilan tarihi 04.10.2013 tarihinden sonra yapılmış olan yapı, ev, ağaç ve benzeri ürünlerin tespit edilerek bedelinin ödenmemesini dava ve talep ettiğini, bu şekilde bir kısıtlamanın mülkiyet hakkının mutlak olarak kısıtlanması ve davalının adı geçen tarihten itibaren taşınmazını istediği gibi tasarruf edememe tehlikesini doğuran hak kaybedici bir durum ortaya çıkardığını, mahkemece yapılacak tespitte dava konusu taşınmazların sulu araziler olduğunu, üzerinde bulunan mütemim cüzlerinin de davalıya gelir getirdiğini ve davalının bütün geçim kaynağının bunlar olduğunun görüleceğini, yapılacak keşif sonunda tespit edilecek bilirkişi raporu doğrultusunda dava konusu taşınmazların ve üzerinden bulunan mütemim cüzlerinin değerinin tespitinin gerektiği beyan etmiştir.
2.Diğer davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalılara ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile baraj gölü sahası içerisinde kalması sebebiyle davacı idare lehine tapudan terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ve bir kısım davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda kullanılan Kulp İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerinin Tarım ve Orman Bakanlığının Tarımsal Maliyet Sistemi (TAMSİS) veri tabanında yer almayan denetimden geçmemiş veriler olması nedeniyle mevzuat hükümlerine aykırı olduğunu, bu veriler ortalama değerleri içermediğinden yapılan hesaplama ile kamulaştırma bedelinin taşınmaz değerinden daha fazla hesaplandığını, 2016 yılı Kulp İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerinin geriye dönük son 5 yılın verilerinin ortalama üç kat üzerinde olduğunu, dava konusu taşınmaz büyük bir arazi olduğundan tamamında sebze ürünlerinin üretilmesi mümkün olmadığı gibi 500 metre kareden büyük arazilerde sebze münavebesinin uygulanabilmesi için hal faturalarının bulunması gerektiğini, taşınmazın kuru tarla vasfında olduğunu, bağ, badem ve dut gibi ürünler için sulu ve kuru olmak üzere iki farklı maliyet cetveli oluşturulması gerekirken, bu yönde herhangi bir ayrıma gidilmediğini, net gelir analizinde esas alınan verimlerde en az son üç ya da beş yılın ortalamasının alınması gerektiğini, kapitalizasyon faiz oranının % 8 alınması gerektiğini, kamu yararı kararının son ilan tarihindeki uydu fotoğraflarında görülmeyen ürün ve mütemmim cüzler için bilirkişilerce hesaplama yapıldığını, taşınmaz üzerindeki omca henüz verime yatma döneminde olduğundan, verim verme yaşına gelmeyen ağaçların değerlendirilmesinde kullanılan maliyet yönteminin kullanılması gerektiğini, yapı bedellerinin yüksek olduğunu, dava konusu taşınmazın tamamı ekili olmadığı halde tamamının bağ ve bahçe olarak kabul edilmesinin bilimsel verilere ve mevzuat hükümlerine aykırı olduğunu belirtmiştir.
2.Bir kısım davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yargıtay içtihatlarına göre üretim masraflarının brüt gelirin 1/3' ünü geçemeyeceğini, en üst seviyeden verim esas alınarak hesaplama yapılmasını, tespit edilen tüm ağaçlar için kapama bahçe olarak hesaplama yapılmasının taşınmaz üzerindeki ağaçlara verilen emeği karşılamadığından kabul edilemeyeceğini, asma verimi hesaplanırken sulu bağ olarak hesaplanması gerektiğini, köyün boşaltılması sonrasında tütün ekimi yapılmasa da önceki yıllarda tütün üretimi yapıldığını, İl ve İlçe Tarım ve Orman Müdürlüklerinin dosya içerisinde bulunan tarımsal ürünlere ilişkin veri cetvelindeki çelişki giderilerek hesaplama yapılması gerektiğini, objektif değer artışının uygulanması gerektiğini, Yeşilce mezraasında münavebesi yaygın olarak yapılan ürünler arasında ... köyü için mısır ürününün münavebe ürünü olarak belirlenmediğini belirtmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kapama karışık meyve bahçesi niteliğindeki taşınmaza net gelir yöntemine göre değer biçilmesinin yerinde olduğu belirtilerek, fazla depo edilen bedelin davacı idareye iadesine ve tespit edilen bedele işleyecek yasal faizin bir kısmının davacı idarece yargılama sırasında depo edildiği gözetildiğinde, mükerrer faiz ödemesine sebebiyet verilmemesi için bankaya bloke edilen faizin ödeme sırasında dikkate alınmasına ilişkin hükümler yönünden ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılmak suretiyle düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ve bir kısım davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda kullanılan Kulp İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerinin TAMSİS veri tabanında yer almayan denetimden geçmemiş veriler olması nedeniyle mevzuat hükümlerine aykırı olduğunu, bu veriler ortalama değerleri içermediğinden yapılan hesaplama ile kamulaştırma bedelinin taşınmaz değerinden daha fazla hesaplandığını, 2016 yılı Kulp İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerinin geriye dönük son 5 yılın verilerinin ortalama üç kat üzerinde olduğunu, dava konusu taşınmaz büyük bir arazi olduğundan tamamında sebze ürünlerinin üretilmesi mümkün olmadığı gibi 500 metre kareden büyük arazilerde sebze münavebesinin uygulanabilmesi için hal faturalarının bulunması gerektiğini, taşınmazın kuru tarla vasfında olduğunu, bağ, badem ve dut gibi ürünler için sulu ve kuru olmak üzere iki farklı maliyet cetveli oluşturulması gerekirken, bu yönde herhangi bir ayrıma gidilmediğini, net gelir analizinde esas alınan verimlerde en az son üç ya da beş yılın ortalamasının alınması gerektiğini, kapitalizasyon faiz oranının %8 alınması gerektiğini, kamu yararı kararının son ilan tarihindeki uydu fotoğraflarında görülmeyen ürün ve mütemmim cüzler için bilirkişilerce hesaplama yapıldığını, taşınmaz üzerindeki omca henüz verime yatma döneminde olduğundan verim verme yaşına gelmeyen ağaçların değerlendirilmesinde kullanılan maliyet yönteminin kullanılması gerektiğini, yapı bedellerinin yüksek olduğunu, dava konusu taşınmazın tamamı ekili olmadığı halde tamamının bağ ve bahçe olarak kabul edilmesinin bilimsel verilere ve mevzuat hükümlerine aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
2.Bir kısım davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; Kulp İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünün 2016 yılı itibarıyla dekar başına ortalama verimini, üretim giderlerini ve kilogram başına toptan satış fiyatlarını gösterir ilçe genelinde geçerli olan veri cetvelinin esas alınması gerekirken, bilirkişi kurulunca ilçe verileri ile çelişen Tamsis (Diyarbakır) veri cetveli ve kilogram başına toptan satış fiyatlarını esas alınarak hesaplama yapılmasının doğru olmadığını, üretim masraflarının brüt gelirin 1/3'ünü geçemeyeceğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmaz üzerinde bulunan ağaç sayıları ile idarenin kıymet takdir raporu ve dosyadaki tespit raporundaki ağaç sayısında farklılıklar olduğunu, ağaç sayısı, cins ve yaşlarının net olarak tespit edilmesi gerektiğini, kesin olarak yapılacak tespit sonrasında ise taşınmazın kapama meyve bahçesi olarak bedel tespiti yapılıp resmi verilere uygunluğunun denetlenmesini, dava konusu taşınmazın konumu dikkate alınarak, taşınmazın belirlenen m² birim bedeline objektif değer artışı uygulanıp uygulanmayacağı konusunda bilirkişiden ek rapor alınması gerektiğini beyan etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasında kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ve 12 nci maddesinin birinci ve üçüncü fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kapama karışık meyve bahçesi niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak değer biçilmesi yerindedir.
3. Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların yaşı, sayısı ve kapladıkları alan dikkate alınarak dava konusu taşınmazın kapama karışık meyve bahçesi niteliğinde tespit edilmesi doğrudur.
4. Değerlendirme tarihli Diyarbakır İl Müdürlüğü'nün veri cetveli esas alınarak hesaplama yapılması uygun görülmüştür.
5. Dava konusu taşınmaza ilişkin keşif tutanağındaki mahkeme gözlemi ile beyanlar ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapılan açıklamalar uyarınca taşınmazın sulu arazi vasfında olduğu anlaşılmaktadır.
6. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre uygulanan kapitalizasyon faiz oranı ve objektif değer artışının uygulanmaması uygun görülmüştür.
7. Dava konusu taşınmaz üzerinde yapı bulunmamaktadır.
8.Yukarıda yapılan açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; adil ve hakkaniyete uygun olarak tespit edilen bedelin davalı taraflara ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile baraj gölü sahası içerisinde kalması sebebiyle davacı idare lehine terkinine karar verilmesine ilişkin İlk Derece Mahkemesinden verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile fazla depo edilen bedelin davacı idareye iadesine ve tespit edilen bedele işleyecek yasal faizin bir kısmının davacı idarece yargılama sırasında depo edildiği gözetildiğinde, mükerrer faiz ödemesine sebebiyet verilmemesi için bankaya bloke edilen faizin ödeme sırasında dikkate alınmasına ilişkin yönlerinden hükmün düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
9. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davacı idare vekilinin tüm, bir kısım davalılar vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
10. Davacı idare tarafından fazla depo edilen bedelin miktarının hatalı gösterilmesi ve Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT) uyarınca vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken, ilk derece mahkemesi karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan tarifeye göre vekâlet ücretine hükmedilmesi ve dava konusu taşınmazın tapu kaydında yer alan ipoteğin hükmedilen bedele yansıtılmasına karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
1. Davacı idare vekilinin tüm, bir kısım davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Bir kısım davalı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının "II" inci bendinin 2 nci alt bendinin b fıkrasındaki "ödenmesine" kelimesinden sonraki kısmının hükümden çıkartılmasına, 3 üncü alt bendindeki "116.101,48" ve "22.015,67" sayılarının çıkartılmasına yerine sırasıyla "123.706,13" ve "29.620,32" sayılarının yazılmasına, 8 inci alt bendinde yer alan "2.725,00" sayısının hükümden çıkartılmasına, yerine "5.100,00" sayısının yazılmasına, hüküm fıkrasına yeni bir bent olarak, "Dava konusu taşınmazın tapu kaydında bulunan haciz ve ipotek şerhlerinin paylarında haciz ve ipotek bulunan davalılar yönünden hükmedilen bedele yansıtılmasına," cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,16.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.