"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtayca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;
- K A R A R -
Dava, 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece, uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları bozma ile kesinleşen yönlere ilişkin olduğundan yerinde değildir. Şöyle ki;
1- 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesine 6459 sayılı Yasa'nın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dava dört ay içerisinde sonuçlandırılamadığından, acele el koyma kararı ile belirlenen bedelin mahsubundan sonra kalan fark bedele 21.09.2015 tarihinden ilk karar tarihi olan 15.03.2016 tarihine kadar yasal faiz yürütülmesi gerekirken, acele el koyma bedeli mahsup edilmeden belirlenen bedelin tamamına faiz yürütülmesi,
2-Anayasa Mahkemesinin 27.11.2020 tarihli 31317 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 16.07.2020 tarihli 2018/104 Esas, 2020/39 Karar sayılı kararı ile 7139 sayılı Kanun'la Değişik Kamulaştırma Kanunu'nun 10/8. fıkrasının dördüncü cümlesi; “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelden az olması durumunda hâkim tarafından tespit edilen bedel, fazla olması durumunda idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmak ve kesinleşen karara göre hak sahibine verilmek üzere” bölümü ile yedinci cümlesinde yer alan “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedelden fazla olması halinde fazla olan tutarın bloke edildiğine” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edildiği nazara alınarak kamulaştırma bedelinin derhal ödenmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
3-Mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedelinin ilk karar ile kesinleşmesi beklenmeksizin davalıya ödenmesine karar verildiğinden, infazı mümkün olmayacak şekilde kıymet takdir raporundaki bedelin ödenmesine, bakiye bedelin karar kesinleştiğinde ödenmek üzere üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmasına karar verilmesi,
4-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru değilse de bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden,
Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının;
a- 4 numaralı bendinde yer alan (85.838,76 TL'ye) ibaresinin çıkarılmasına yerine (85.838,76 TL’den acele el koyma bedeli olan 55.593,16 TL mahsup edildikten sonra kalan 30.245,60 TL'ye) ibaresinin yazılmasına,
b- 5 ve 6 numaralı bentlerinin hükümden çıkartılmasına, yerine (İrtifak hakkı ve mülkiyet kamulaştırma bedeli toplamı olan 85.838,76 TL'nin biriken nemaları ile birlikte mükerrer ödemeye mahal vermeyecek şekilde derhal ödenmesine, davalıya derhal ödenmesi için Vakıfbank Biga Şubesi Müdürlüğüne müzekkere yazılmasına,) cümlesinin yazılmasına,
c- Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının, davacı idareye vekalet ücreti ödenmesine ilişkin 13 numaralı bendinin hükümden çıkartılmasına,
Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, taraflardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, 07.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.