Logo

5. Hukuk Dairesi2022/9428 E. 2022/13879 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti davasında, ilk derece mahkemesince belirlenen bedelin istinaf mahkemesince onanmasına karşı yapılan temyiz başvurusunun incelenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Emsal taşınmazların seçiminde ve değerlendirme yönteminde hatalar yapıldığı, ayrıca Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararının gözetilmediği gerekçesiyle yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ: Adana 9. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtayca incelenmesi davacı idare vekilince istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

- K A R A R -

Dava, 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.

İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı davacı idare vekilince yapılan istinaf başvurusunun Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı idare vekilince temyiz edilmiştir.

Aşağıda açıklanan gerekçelerle Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan ret kararı kaldırıldıktan sonra Adana 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/93 E. - 2019/273 K. sayılı kararının incelenmesinde;

Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; arsa niteliğindeki ... İli... İlçesi ... Mahallesi 1016 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 11/1-g maddesi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;

1-Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; emsal olarak değerlendirilen taşınmaz, dava konusu taşınmazdan farklı mahallede ve eski tarihli satış olduğundan emsal olarak alınması doğru olmadığı gibi;

Dava konusu taşınmaz ile emsal İncirlik Mahallesi 583 parsel sayılı taşınmazın 2018 yılında, Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerleri ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Müdürlüğünden getirtilip, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibarıyla; hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal kabul edilen taşınmazların ise bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibarıyla fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parselleri mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parselleri mi oldukları ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulup, alınacak cevaplara göre bilirkişi kurulu raporu denetlenmeden eksik inceleme ile karar verilmesi nedeniyle rapor inandırıcı değildir.

Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re'sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,

Doğru olmadığı gibi;

2- Anayasa Mahkemesinin 27.11.2020 tarihli, 31317 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 16.07.2020 tarihli, 2018/104 Esas - 2020/39 Karar sayılı kararı ile 7139 sayılı Kanun'la Değişik Kamulaştırma Kanunu'nun 10/8. fıkrasının dördüncü cümlesi; “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelden az olması durumunda hâkim tarafından tespit edilen bedel, fazla olması durumunda idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmak ve kesinleşen karara göre hak sahibine verilmek üzere” bölümü ile yedinci cümlesinde yer alan “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedelden fazla olması halinde fazla olan tutarın bloke edildiğine” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edildiği nazara alınarak hüküm kurulması gerektiğinden,

Hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle davacı idare vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Adana 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/93 Esas, 2019/273 Karar sayılı hükmünün HMK’nın 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca kararın bir örneğinin Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, davacı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, 12.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.