"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İstanbul 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtayca incelenmesi davalı idare vekilince istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;
- K A R A R -
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, davalı idare vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5.Hukuk Dairesince esastan reddi ile davacılar payları oranında tapunun iptali ile idare adına tescili ve maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden bahisle HMK'nın 353/1-b-2 maddesi gereğince yeniden esas hakkında karar verilmiş; hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Dava konusu Sarıyer İlçesi, Reşitpaşa Mahallesi 1814 ada 1 parsel sayılı taşınmaz arsa niteliğindedir.
Kamulaştırma Kanunu'nun kıymet takdir esaslarını belirten 11. maddesinin 1. Fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca, arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur. Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir.
Hükme esas alınan bilirkişi ek raporunda emsal kabul edilen taşınmazın üzerideki ahşap binalara ait yapılış tarzı ve bina alanları bilinmediğinden çıplak arsa olarak metrekare birim değerinin hesaplanamadığı ve diğerinin de değerlendirme tarihindeki metrekare birim fiyatı emlak vergi değerinden daha düşük kaldığından kıyasi emsal kabul edilmeyeceğini bildirdikten sonra dava konusu taşınmazın özelliklerinden bahsederek soyut ifadelerle değer biçilmesi doğru olmadığı gibi ana raporda incelenen diğer emsal anonim şirkete yapılan satış olması nedeniyle özel amaçlı olduğundan bilirkişi raporlarına göre hüküm kurulması mümkün değildir.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
Kabule göre de;
2-Dava konusu taşınmaz en son yapılan imar uygulaması ile 1814 ada 1 parsel olarak tapuya tescil edilmiş olup dosya içindeki tapu kaydına ve davacılar murisi Saadet Bozoğlu'nun veraset ilamında tam mülkiyet esasına göre belirlenen paylara göre davacıların payı karşılığına hükmedilmesi gerekirken, 1780 ada 1 parseldeki davacı paylarına göre gerekçesi gösterilmeden fazla bedele hükmedilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HMK'nın 371. maddesi gereğince BOZULMASINA, 13.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.