Logo

5. Hukuk Dairesi2022/9571 E. 2022/19089 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tespiti ve davalı idarelerden tahsili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, imar uygulaması sonrası oluşan parsellerin durumunu, fiili el atmayı ve kamuya tahsisli alan olup olmadığını dikkate alarak verdiği kararın, usul ve hukuka uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1610 Esas, 2022/989 Karar

HÜKÜM/KARAR : Yeniden esas hakkında hüküm kurma kararı

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davalı ... yönünden asıl ve birleştirilen davaların pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı ... yönünden asıl ve birleştirilen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili asıl ve birleştirilen dosyalardaki dava dilekçelerinde; Kayseri ili, Kocasinan ilçesi, Kötügöller Mahallesi 1077 ada 40 parsel sayılı taşınmazın bir kısmına kamulaştırma yapılmaksızın yol yapılmak suretiyle fiilen el atıldığını, ayrıca beş yıldan aşkın süredir 1/1000 ölçekli uygulama imar planında tali yol ve park alanı olarak kamu hizmetine ayrıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idarelerden müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza hiçbir fiili müdahalede bulunulmamasına rağmen davacılar tarafından tazminat talep edildiğini, uzlaşma dava şartı yerine getirilmediğinden davanın reddine karar verilmesini, yapılacak keşif ve düzenlenecek rapor doğrultusunda taşınmaza fiilen el atılıp atılmadığının, imar planı üzerinden yolların plandaki genişliği ile parkların plandaki büyüklüklerinin tespit edilmesi gerektiğini belirtmiştir.

2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza müvekkili idarece el atılmadığını, hukuki el atma söz konusu ise davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini, yapılacak keşif ve düzenlenecek rapor doğrultusunda taşınmazın imar planında 30 metre ve üstü yollar ile 30.000 m² üzerinde park alanında yer aldığının anlaşılması halinde proje bütünlüğü çerçevesinde sorumluluğun Büyükşehir Belediyesinde olduğu gözetilerek müvekkili idare yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 24.10.2018 tarihli ve 2017/782 Esas, 2018/866 Karar sayılı kararıyla; asıl ve birleştirilen davaların kısmen kabulü ile kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idarelerden tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalı ... vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 08.10.2019 tarihli ve 2019/109 Esas, 2019/2016 Karar sayılı kararıyla; arsa niteliğindeki taşınmaza mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) değerlendirmeye ilişkin hükümlerine aykırılık teşkil etmediği, proje bütünlüğü gözetilerek bedeli verilen kısımların davacılar adına olan tapu kaydının iptali ile davalı idareler lehine yol olarak terkinine ve park olarak tesciline karar verilmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı, ancak davacıların talep sonucu tamamen karşılandığı ve reddedilen bir miktar bulunmadığı halde davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi ve yargılama giderlerinden davacıların da sorumlu tutulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile sözü edilen hususlar yönünden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi uyarınca hüküm düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesine ilişkin İlk Derece Mahkemesinden verilen karara karşı davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile davacıların talep sonucu tamamen karşılandığı ve reddedilen bir miktar bulunmadığı halde davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi ve yargılama giderlerinden davacıların da sorumlu tutulması yönlerinden hükmün düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;

3. Dava konusu taşınmazın 3194 sayılı İmar Kanunu'nun (3194 sayılı Kanun) 18 inci maddesi gereğince imar uygulamasına tabi tutularak, davacılara yeni oluşan 11572 ada 1 parsel ve 11591 ada 1 parsel sayılı taşınmazlardan pay tahsis edildiği ve tapu kayıtlarının oluştuğu anlaşıldığından, mahkemece şüyulandırma öncesi ve sonrası çaplı krokiler ilgili Kadastro Müdürlüğünden getirtilip, mahallinde yeniden keşif yapılarak imar uygulaması sonucu oluşan yeni parsellerin tapu kaydı zemine uygulanıp, yeni oluşan parsellere davalı idarelerce fiilen el atılıp atılmadığı, fiilen el atılmasa bile kamuya tahsisli alan olarak ayrılıp ayrılmadığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak, dava konusu taşınmazda 3194 sayılı Kanun gereğince yapılan imar uygulaması sonucunda davacılar adına oluşan yeni tapu kayıtları temin edildikten sonra, mahallinde keşif yapılmak suretiyle hazırlanan bilirkişi raporu doğrultusunda yeni oluşan parsellerin imar planında konut ve ticaret alanında kaldığı, parsellerin bir kısmında asfalt yol yapılmak suretiyle fiilen el atmanın bulunduğu, Kocasinan Belediye Başkanlığının dosya kapsamında yer alan yazılarında fiilen yol olarak kullanılan kısımların dışında kalan bölümlerde yapılaşmaya izin verilmeyeceğinin bildirilmesi üzerine parsellerin tamamında davacılara düşen payın hesaplanarak, taşınmazların davalı ... Başkanlığının sorumluluk alanında kaldığı da gözetilmek suretiyle, davalı ... yönünden asıl ve birleştirilen davaların pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı ... yönünden asıl ve birleştirilen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz için belirlenen bedelin düşük olduğunu, taşınmazın metrekare birim bedelinin % 40 oranında düzenleme ortaklık payı düşürülmek suretiyle belirlendiğini, oysa davalı idarelerin imar uygulaması işleminde % 45 oranında düzenleme ortaklık payı kesintisi yaptığını, müvekkilleri aleyhine oluşan % 5 düzenleme ortaklık payı kesintisinin tazminat bedeline eklenmesi gerektiğini, davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu malikleri ile davalı idareler arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararı.

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,22.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.