Logo

5. Hukuk Dairesi2022/9709 E. 2023/49 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının iptali nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca Hazine'den tazmini istemine ilişkin davada, tazminat miktarının belirlenmesi ve hesaplanma yöntemi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın arazi niteliğinde olduğu ve gelir metoduyla değerinin belirlenmesinde, konum ve özellikleri de gözetilerek %40 objektif değer artışı uygulanmasının isabetli olduğu değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan ret / Yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Yalova 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükümleri kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararları üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının davalı ... yönünden reddine, davacılar yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava ve birleştirilen dava dilekçelerinde; dava konusu taşınmazın tapusunun Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan dava sonucunda iptal edilerek orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiğini, mahkeme kararının 24.11.2008 tarihinde kesinleştiğini, uğramış olduğu zararın mahkeme kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı defiinde bulunmuş, taşınmazın arsa vasfında olduğunun kabul edilemeyeceğini ve orman kadastrosuna itiraz edilmediğinden davacılara ait tapu kaydının hukuki geçerliliğin yitirdiğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davanın kabulü, birleştirilen davanın kısmen kabulü ile taşınmaz bedelinin tapu iptal ve tescil kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine karşı vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, emsallere göre belirlenen bedelin düşük olduğunu, komşu taşınmazlarla çelişki oluşturulduğunu, sundukları örneklerin irdelenmediğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; husumet ve zamanaşımı sebebiyle davanın reddi gerektiğini, taşınmazın orman arazisi olduğunun gözardı edildiğini, hesaplama yönteminin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kuru arazi niteliğindeki taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinin yöntem itibarıyla doğru olduğunu ancak dava konusu taşınmazın konum ve özellikleri dikkate alındığında %40 objektif değer artış oranı uygulanmak suretiyle m2 birim bedelinin 20,79 TL alınarak tespit edilen taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun'un 1007. maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesi gerektiğinden bahisle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin üç numaralı alt bendi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; karşı vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, taşınmazın arsa vasfında olduğunu, emsallere göre belirlenen bedelin düşük olduğunu, komşu taşınmazlarla çelişki oluşturulduğunu, enflasyon farkı gözetilerek hesaplama yapılması gerektiği istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı sebebiyle reddine karar verilmesi gerektiğini, ormanların özel mülkiyete konu olamayacağını, hükmedilen tazminat miktarının makul olmadığını, eksik ve hatalı bilirkişi raporunun hükme esas alındığını, 5 inci sınıf tarım arazisi olduğu hâlde bilirkişi raporunda 1 inci sınıf kabul edildiğini, kapitalizasyon faizi ve objektif değer artış oranının da hatalı olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Kanun'un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir: “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”

2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

3. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu Yalova ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, Hasanbaba mevkii 1158 parsel, 13.800,00 m2 yüzölçümlü, tarla vasıflı taşınmazın 1958 yılında yapılan arazi kadastrosu ile Ahmet Ergül adına tespit ve tescil edildiği, davacıların taşınmazı 15.09.1975 tarihinde miras yolu ile edindiği, Orman Yönetimi tarafından açılan dava sonucu Yalova 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/142 Esas, 2008/398 Karar sayılı ilamıyla taşınmazın tamamının tapu kaydının iptali ile orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın temyiz edilmeden 24.11.2008 tarihinde kesinleştiği, eldeki asıl davanın 20.05.2015 birleştirilen davanın ise 20.11.2018 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.

3. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre arazi niteliğindeki Yalova ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, Hasanbaba mevkii 1158 parsel sayılı taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesine ilişkin ilk derece mahkemesinden verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile taşınmazın konum ve özellikleri dikkate alındığında %40 objektif değer artış oranı uygulanmak suretiyle belirlenen m2 birim bedelinin 20,79 TL alınarak tespit edilen taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun'un 1007. maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 09.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.