"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 28.03.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davalı vekili Avukat ... geldi, davacı idare vekili duruşmaya katılmamışlardır.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 685 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın değeri belirlenirken gerçeğe uygun olan ... İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünün verilerinin kullanılmasını, maliyet hesabının doğru yapılmasını, taşınmazın bulunduğu bölgenin özellikle sera yapımına uygun bölge olması nedeniyle objektif değer artışının en az %100 olarak değerlendirilmesini, enkaz bedeli hesaplanmamasını, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacı idareye yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 10.06.2016 tarihli ve 2015/376 Esas, 2016/278 Karar sayılı ilâmı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin bloke ettirilerek davalı tarafa derhâl ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar
verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bursa 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; incir bahçesi niteliğindeki taşınmazın sulu tarım arazisi niteliği, konumu ve yüzölçümü dikkate alındığında değeri belirlenirken kapitalizasyon faiz oranının %4 uygulanması gerekirken, bu oranın % 5 kabulü ile az bedel tespiti ve taşınmazın değeri belirlenirken üretim giderlerine onarım, bakım, amortisman, faiz ve sigorta gibi diğer sabit masraflar dahil edilmek suretiyle eksik bedel tespiti doğru olmadığı gibi, kamulaştırma bedel ile acele el koyma bedeli arasındaki fark bedele 28.03.2016 tarihinden, karar tarihine kadar geçen süre için yasal faiz yürütülmesine karar verilmesi ile yetinilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, dava konusu taşınmazın mahalle adı; tapuda ... Mahallesi olarak yazılı olduğu hâlde, hüküm fıkrasında infazda tereddüt uyandıracak şekilde Kazıklı Mahallesi olarak yazılması hatalı olduğundan ve 7139 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kanun'un 10/8 fıkrası gereğince, bozma sonrası bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedelde artış olması hâlinde bu kısım için; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
Bursa 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.02.2020 tarihli ve 2019/295 Esas, 2020/56 Karar sayılı ilâmı ile davanın kabulü ile kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin bloke ettirilerek davalı tarafa derhâl ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bursa 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; belirlenen bedelin yüksek olduğunu, objektif değer artırıcı unsurun ve kapitalizasyon faiz oranının hatalı olduğunu ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; belirlenen bedelin düşük olduğunu, objektif değer artırıcı unsurun ve kapitalizasyon faiz oranının hatalı olduğunu, davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 437 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arazi niteliğindeki Bursa ili, ... ilçesi ... Mahallesi, 685 parsel taşınmaza net gelir metodu esas alınarak değer biçilmesi yerindedir.
3. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakta olup taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
4. Anayasa Mahkemesinin 27.11.2020 tarihli ve 31317 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 16.07.2020 tarihli ve 2018/104 Esas, 2020/39 Karar sayılı kararı ile 7139 sayılı Kanun'la Değişik Kamulaştırma Kanunu'nun 10/8. fıkrasının dördüncü cümlesinin; “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelden az olması durumunda hâkim tarafından tespit edilen bedel, fazla olması durumunda idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmak ve kesinleşen karara göre hak sahibine verilmek üzere” bölümü ile yedinci cümlesinde yer alan “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedelden fazla olması halinde fazla olan tutarın bloke edildiğine” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edildiği nazara alınarak bozma ilâmı sonrası artan fark bedele dava tarihinden 4 ay sonrasından başlayarak Dairemiz karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesi ve bozma ilâmı sonrası oluşan fark bedelin derhâl ödenmesi gerektiğinin gözetilmemesi hatalıdır.
5. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerekirken idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.
Ne var ki; bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Bursa 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.02.2020 tarihli ve 2019/295 Esas, 2020/56 Karar sayılı ilâmının;
a) 6 ncı paragrafından (bedele ilişkin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmak ve kesinleşen karara göre neması ile birlikte hak sahibine verilmek üzere) ibaresinin çıkartılmasına, yerine (3'er aylık vadeli hesaba yatırılan bedelin nemasıyla birlikte derhâl davalı tarafa ödenmesi için) ibaresinin yazılmasına,
b) 4 üncü paragrafından (karar kesinleşinceye kadar) ibaresinin hükümden çıkartılmasına, yerine (hak sahibine derhâl ödeme yapılmasına ilişkin Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin karar tarihi olan 04.04.2023 tarihine kadar) ibaresinin yazılmasına,
c) Davacı idare lehine hükmolunan vekâlet ücretine ilişkin 10 uncu paragrafının hükümden çıkartılması suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince duruşmaya gelen temyiz eden davalı vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacı idareden alınmasına,
Taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine,
04.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.