"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Kısmen Kabul
Taraflar arasında görülen kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tahsili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; Kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının hissedarı olduğu ... Mahallesi 562 ada 684 parsel sayılı taşınmaza davalı tarafından kamulaştırma yapılmada fiilen yol olarak el atıldığını belirterek taşınmazın tamamının bedelinin faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde; davacının davalı belediyeye uzlaşma başvurusunda bulunduğunu, söz konusu parseli kapsayan bölgede Buca Belediye Başkanlığının imar planı uygulaması çalışması yapılacağından davacının talebinin değerlendirilemediğini, dava konusu 562 ada 684 parselin ifraz edilerek 562 ada 768, 769 ve 770 numaralı parseller olarak tescil edildiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla talebin yol olarak tescil edilen 562 ada 769 parsel sayılı taşınmaz üzerinden yürütülmesi gerektiğini, taşınmazın el konulduğu iddia edilen kısmının dava konusu taşınmaz alanının %40’ının altında bir orana isabet ettiğinden ve bu kısmın uygulama ile bedelsiz olarak kamuya terk edilebileceğinden davacının mülkiyet hakkına tecavüzden söz edilemeyeceğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 15.02.2016 tarihli ve 2014/504 Esas, 2016/56 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne, 770 parselde fiili el atma olmadığından bu parsel yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; Buca Belediye Başkanlığının yazısına göre dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede imar uygulaması yapılması halinde kesilmesi gereken düzenleme ortaklık payı oranının % 27-29 olduğu belirtildiği halde, bu oranın % 40 alınarak hesaplama yapılması; dava konusu taşınmazların geldisi olan 562 ada 684 parsel sayılı taşınmaz için davacı ... Kabakçı tarafından Buca Belediye Başkanlığına karşı daha önce açılan kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davasında Buca Belediye Başkanlığının sorumluğunda bulunan ve eldeki davada alınan 25.05.2018 tarihli ek fen bilirkişi rapor ve krokisinde 768 parselin (B) harfi ile gösterilen 61,50 m²lik, aynı krokide 769 parselin (A1) ile gösterilen 132,20 m²lik ve (A2) ile gösterilen 308 m²lik bölümlerinin bedeline hükmedildiği anlaşıldığından bu kısımlar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi; dava dilekçesinde talep edilen tazminat miktarı 15.000 TL olduğu ve davacı tarafından ıslah yapılmadığı halde, talep aşılmak suretiyle fazlaya hükmedilmesi; dava konusu taşınmazın el atılan kısmında davacı ...’ya isabet eden payın iptaline karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hisseye düşen yüzölçümünü iptaline karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçeleriyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemesince Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin, 01.12.2020 tarihli ve 2019/70 Esas, 2020/334 Karar sayılı kararı ile dava konusu 562 ada 70 parsel ve 562 ada 769 parselin 1353,07 m²lik kısmı yönünden karar verilmesine yer olmadığına; Dairemiz bozma ilamında geçen ve daha önce kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davasına konu olan kısımlar yönünden davanın reddine; diğer bölümlerin karşılığının davalı idarece davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; Dava konusu 562 ada 769 parselin tapuda ve imar planında yol vasıflı olduğu, taşınmaza kısmen el atıldığı ve davacı vekilinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 177 inci maddesinin ilk fıkrası uyarınca ıslah talebinde bulunduğu, kısmen fiilen el atılmakla imar uygulanmasına başlandığı nazara alındığında proje bütünlüğü gereği 562 ada 769 parsel için davacı vekilinin ıslah dilekçesindeki talebi üzerinden karar verilmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne, dava konusu 562 ada 70 parsel yönünden karar verilmesine yer olmadığına, Dairemizin birinci bozma ilamında geçen ve daha önce kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davasına konu olan kısımlar yönünden davanın reddine; diğer bölümlerin karşılığının davalı idarece davacılara ödenmesine, bedeline hükmedilen kısımlarda muris payının davalı idare adına tesciline karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde; taşınmazın değerinin fahiş tespit edildiğini, eksik, hatalı inceleme ile karar verildiğini, düzenleme ortaklık payının %40 oranında olması gerektiğini, fiili el atma olayan kısımların bedelinin kendi idarelerinden tahsiline karar verilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki mirasçıları ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (81086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “ Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Ek 1 inci maddesi şöyledir: “(Ek: 20/8/2016-6745/33 md.) Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır. (İptal: Anayasa Mahkemesinin 20/12/2018 tarihli ve Esas, 2016/181 Karar 2018/111 sayılı Kararı ile)”
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 437 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davalı idareden aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına, 10.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.