Logo

5. Hukuk Dairesi2022/9793 E. 2022/18716 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının mahkeme kararıyla iptali nedeniyle uğranılan zararın tazmini davasında, tazminat miktarının belirlenmesinde hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bilirkişi raporunda dava konusu taşınmaza yakın emsaller yerine uzak emsaller esas alınması ve değer tespitinde çelişkiler bulunması nedeniyle raporun inandırıcı olmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtayca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;

- K A R A R -

Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.

Mahkemece, bozma kararına uyularak davanın kısmen kabulü ile toplam 45.685,96 TL tazminat bedelinin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, dava konusu Hatay İli, Samandağ İlçesi, Çiğdede Mahallesi 1269 parsel sayılı, 468 m² yüzölçümlü, arsa vasıflı taşınmazın davacı adına kayıtlı iken Hazine tarafından açılan davada Samandağ Asliye Hukuk Mahkemesinin 1995/272 Esas, 1999/157 Karar sayılı ilâmı ile kıyı kenar çizgisi içinde kaldığından bahisle tapu kaydının tamamının tapusunun iptaline karar verildiği, kararın 10.06.1999 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 20.10.2008 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır.

Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Arsa niteliğindeki taşınmaza bozma ilâmına uyularak 10.06.1999 değerlendirme tarihi esas alınarak emsal karşılaştırması yapılmak suretiyle değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;

Bozma sonrası alınan 24.11.2017 tarihli raporda dava konusu taşınmazın metrekaresine aynı değerlendirme tarihi itibarıyla 129,27 TL ve hükme esas alınan raporda ise 40,20 TL değer tespiti nedeniyle raporlar inandırıcı olmadığı gibi, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yakın bölgeden uygun emsal alınması gerekirken, dava konusu taşınmazdan uzak emsali esas alan rapora göre hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.

Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkân tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezî yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,

Doğru görülmemiştir;

Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davacıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, 19.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.