Logo

5. Hukuk Dairesi2022/9985 E. 2023/4945 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti ve kamulaştırılan kısmın yol olarak terkini davasında, taşınmazın arsa mı arazi mi olduğu, emsal değerlendirmenin doğru yapılıp yapılmadığı ve değer düşüklüğü oranının tespiti hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Emsal taşınmazlara biçilen değerler ve kamulaştırmadan arta kalan kısmın durumu gözetilerek yapılan değerlendirmenin uygun olduğu, kamulaştırma bedelindeki yasal faizin bitiş tarihinin karar tarihi olarak belirlenmesinde isabetsizlik bulunmadığı ve davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin de hukuka uygun olduğu değerlendirilerek, yerel mahkemenin kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verilmiştir.

Davalılar vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 16.05.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davacı idare ve davalılar vekilleri duruşmaya katılmadıklarından incelemenin evrak üzerinden yapılmasına karar verilmiştir.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 257 parsel sayılı taşınmazın 6841,85 m²lik kısmının kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini ve yol olarak terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın arsa niteliğinde olduğunu, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/128 Esas sayılı dava dosyası ile dava konusu uyuşmazlığa ilişkin taşınmazın arsa olarak kabul edildiğini, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 30 uncu maddesi gereğince davanın en kısa sürede ve az maliyetle sonuçlandırılmasının usul ekonomisinin gereği olduğunu belirterek ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/128 Esas sayılı dosyası ile belirlenen bedelin denkleştirici adalet ilkesine göre bu dava tarihine göre belirlenerek depo edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin 13.01.2016 tarihli ve 2015/225 Esas, 2016/5 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile taşınmazın kamulaştırılan kısmının tapudan terkinine ve bedelin davalılara ödenmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; alınan raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 257 parsel sayılı taşınmazın belediye sınırları içinde ve 1/5000 ölçekli nazım imar planında yüksek yoğunlukta gelişme konut, yol ve ilköğretim alanında kaldığı, taşınmazın yola, denize, yoğun ve sürekli gelişen sanayi alanına, ticaret limanına yakın konumda olduğu, belediye hizmetlerinden faydalanmasa da yol, su, elektrik kanalizasyon hatlarının taşınmazın yakınından geçiyor olması sebebiyle ve yakın çevresindeki gelişme özellikleri dikkate alındığında talep edildiğinde belediye hizmeti götürülebileceği, ... Valiliği Defterdarlık Milli Emlak Dairesi Başkanlığı tarafından dava konusu taşınmaza yakın konumda bulunan taşınmazlara 6292 sayılı Kanun'a göre kıymet takdiri değerlemesi yapılırken "arsa" değerleri düzeyinde rakamlar takdir ediliği, aynı bölgeden intikal eden ve Dairemizin 2017/7407 Esas, 2017/1536 Esas, 2017/7947 ve 2017/1286 Esas sayılı ilâmları ile denetiminden geçen TEİAŞ Genel Müdürlüğü tarafından açılan dava dosyalarında dava konusu taşınmaz ile benzer özellikte olan komşu taşınmazlara arsa olarak değer biçildiği anlaşıldığından Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 17.04.1998 tarihli ve 1998/1 sayılı kararı uyarınca dava konusu taşınmaz arsa vasfında olduğundan taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu hâlinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, arsa niteliğindeki taşınmaz kısmen kapama zeytin bahçesi olduğundan, ağaçların yaşlarına göre tespit edilecek verim miktarları ile değerlendirme tarihi olan 2015 yılı kilogram satış fiyatı ve üretim masraflarına göre tespit edilecek net geliri esas alınarak, kapitalizasyon faiz oranı da uygulanmak suretiyle belirlenecek bahçe değerinden; taşınmazın zeminine, ekilebilecek münavebe ürün gelirine göre biçilecek değeri düşülmek suretiyle ağaç bedellerinin tespit edilmesi gerektiği hâlde, bu yönteme uyulmadan hesaplama yapan bilirkişi raporu hükme esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması ve dava konusu taşınmazın arsa vasfında olduğu dikkate alınarak fen bilirkişisi tarafından düzenlenen rapor ve kroki eklenmek suretiyle taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan ve fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 2.086,32 m²lik ve (C) harfi ile gösterilen 1.271,83 m²lik kısımlarına imar durumuna göre yapılaşma izni verilip verilmeyeceği, verilmiş ise önceki durumuna göre kısıtlama getirilip getirilmediği hususları ilgili Belediye Başkanlığı İmar Müdürlüğünden araştırılarak alınacak cevaba göre arta kalan kısımlar için hesaplanan değer azalış bedelinin yerinde olup olmadığı denetlenmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması nedenleriyle mahkemenin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 21.03.2022 tarihli ve 2018/415 Esas, 2022/203 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; lehlerine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, davaya konu taşınmazın niteliğinin arazi olduğunu, arsa olarak değerlendirmesinin hatalı olduğunu, emsal taşınmazın değerlendirmeye esas alınamayacağını, karşılaştırmanın uygun yapılmamış olduğunu ileri sürerek Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; ilk ikame edilen ve bloke bedeli yatırılmayarak ret edilen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/128 Esas sayılı dava dosyalarında dava tarihi 16.03.2014 olup verilen bilirkişi raporunda taşınmazın o tarihteki değeri, hiçbir şekilde kamulaştırmadan arta kalan kısım yani 2942 sayılı Kanun'un 12 nci maddesi irdeleme konusu yapılmaksızın, taşınmazın m² birim değeri 133,16 TL/m² belirlenip kamulaştırılacak kısım bedeli 911.060,74 TL olarak belirlenmesine rağmen; temyize konu iş bu dava da, dava tarihi 14.08.2015 tarihi yani bir önceki dava dan 18 ay sonra açılmış bir dava olmasına rağmen taşınmazın m² birim bedelinin 112 TL/m² olarak belirlenmesi hak ve adalet dengesi bakımından çok açık bir mülkiyet hakkı ihlali niteliğinde olduğu mağduriyete yol açan bir karar olduğunu ileri sürerek Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 ve 12 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; arsa niteliğindeki ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 257 parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak, değer biçilmesinde, aynı mahalden Dairemize intikal eden ve onanan dosyalar nazara alındığında bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan kısmının yüzölçümü, kamulaştırma nedeniyle oluşan kot farkı hususları gözetildiğinde değer düşüklüğü oranının uygun olduğu, mahkemece kamulaştırma bedeline uygulanacak yasal faizin bitiş tarihinin karar tarihi olarak belirlenmesinde bir isabetsizlik görülmediği gibi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmeyerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmüştür.

4. Temyizen incelenen ve bozma ilâmına uyularak verilen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun kararın ONANMASINA,

Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

16.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.