"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2979 Esas, 2023/1052 Karar
KARAR : Esastan ret
Taraflar arasındaki taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptalinden kaynaklanan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin maliki olduğu Adana ili, ... ilçesi, ... Mahallesi ... ada ... parsel sayılı taşınmazın tapusunun Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan dava sonucunda iptal edilerek orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiğini, uğramış olduğu zararın 23.09.2019 kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından açılan haksız davanın öncelikle husumetten reddine, aksi durumda davanın hak düşürücü süre ve zamanaşımı yönünden reddine, davanın esastan reddine, yargılama gider ve masraflarının, avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve tespit edilen bedelin yasal faizi ile birlikte davalı ... Hazinesinden tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın hak düşürücü süre ve zamanaşımı yönünden reddinin gerektiğini, davanın husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, dava konusu olayda tapu sicilinin tutulması ile zarar arasında illiyet bağı olmadığını ve davacı tarafın zararını ispatlayamamış olduğunu, kabul anlamına gelmemekle beraber dosyadan hesaplanan tazminat miktarının çok yüksek olduğunu ve rayiçlere uygun olmadığını, ayrıca bilirkişi raporuna yaptıkları itirazlarının dikkate alınmamış olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla ıslahla arttırılan miktar olan 799.150,00 TL'lik kısım için faiz tarihinin 24.09.2021 olmasının gerektiğini, 30.09.2021 tarihli duruşmada davacı tarafça sunulan ıslah/ bedel arttırım dilekçesini kabul etmeyerek itiraz ettiklerini; ayrıca bu dilekçede dosya numarasının da hatalı yazılmış olduğunu ve bu nedenle bu dilekçenin geçerli olmadığını beyan ederek kararın kaldırılması ile davanın reddini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 146 ncı maddesindeki (818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 125 inci maddesi) 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması esas olup, bu süre Adana Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/529 Esas, 2015/81 Karar sayılı kararının kesinleştiği tarihi olan 13.01.2020 tarihinden itibaren işlemeye başlamakla, dava, 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmadan 12.12.2019 tarihinde açıldığından zamanaşımı ve hak düşürücü süre istinafı yerinde görülmemiş, arsa niteliğindeki taşınmaza değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan iki adet emsal satışa göre hesaplanması ile metrekare değerinin 175,00 TL olacak biçimde doğru bir şekilde belirlenmiş olmasına göre dosya içeriği, tarafların dayandığı ve davanın niteliği gereğince toplanan deliller, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçe ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesince dava tarihinden daha ileri bir tarih olacak biçimde 05.02.2020 tarihi itibarıyla faiz başlangıç tarihi belirlemesi davacının aleyhine olmakla birlikte, istinaf eden taraf dikkate alınarak yerinde görüldüğünden davalı Hazine vekillinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz itirazında bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri
2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; davacılar murisinin dava konusu taşınmazı satın alarak 07.06.2013 tarihinde malik olduğu, Orman İşletme Müdürlüğü tarafından davacılara karşı açılan dava sonucunda, Adana 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/529 Esas, 2015/81 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın tapusunun tamamının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın temyiz incelemesinden geçerek 13.01.2020 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 12.12.2019 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde açıldığı anlaşılmaktadır.
3. Dosya içindeki bilgi ve belgeler, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yazılı gerekçeler ve dava konusu taşınmazın konumu dikkate alındığında; dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğunun kabulü ile emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesi yerindedir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.