"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/671 Esas, 2023/1001 Karar
KARAR : Esastan ret/Usulden ret
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kesinlik sınırının altında kalan paylar yönünden usulden, kesinlik sınırının üzerinde kalan paylar yönünden ise esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Davacılar ... vd. yönünden hüküm altına alınan tazminat miktarının Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla, adı geçen davacıların payına düşen tazminat bedeli yönünden taraf vekillerinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı ...’a ödenmesine karar verilen kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat bedeli yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan taraf vekillerinin temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin Antalya ili, ..., ..., 25625 ada 1 parsel sayılı taşınmazda hissedar olduklarını, dava konusu olan taşınmazın imar planı ile belediye hizmet alanı olarak ayrıldığını, taşınmazın üzerinden fiilen de yol geçmekte olduğunu, davalı tarafından kamulaştırma yapılmaksızın fiilen ve hukuken el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin davalı ... Başkanlığından tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, usul ve esas yönünden reddine karar verilmesini, davanın yasal süre içinde açılmadığını, süre aşımı itirazlarının olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Antalya ili, ..., ... 25625 ada 1 parsel sayılı taşınmazda bir kısım davacılar ile bazı davacıların murislerinin hissedar olduğu, bu taşınmaza davalı idarece kamulaştırma işlemi yapılmaksızın fiili olarak el atıldığı ve taşınmaz üzerinde yol bulunduğu anlaşıldığından tespit edilen bedelin davacı tarafa ödenemsine, yol olarak fiilen el atılan bölümün tapudan terkinine, bakiye kısmın davalı ... adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararında aleyhe olan hususları istinaf ettiklerini, taşınmazın değerinin düşük belirlendiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davacılar vekili 04.09.2022 tarihli ek dilekçesi ile hükmedilen tazminata dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken sehven unutulduğunu belirterek hükmün bu yönden de düzeltilmesini talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu, bilirkişi raporunun eksik ve hükme esas alınamayacağını, emsal alınan taşınmazların hatalı olduğunu, tespit edilen bedelin fahiş olduğunu, faizin başlangıç tarihi yönünden itirazlarını tekrar ettiklerini, ıslah edilen tutara ıslah tarihinden faize hükmedilmesi gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İmar planında "Belediye Hizmet Alanı" olarak ayrılmış olan, dava konusu Antalya ili, ..., ... 25625 ada 1 parsel sayılı taşınmaza, davalı tarafından yol ve kaldırım yapılmak suretiyle kamulaştırma olmaksızın fiilen el atıldığı, hükme esas raporda, taşınmazın vasfının arsa olarak değerlendirilip Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal kıyaslaması suretiyle değer biçilmesinde yöntem olarak isabetsizlik bulunmadığı, (kıyasi emsal Antalya ili, ..., ... (....) 8403 ada, 1 parselin 15/128 hissesinin 11.02.2014 tarihli satışı) dava konusu taşınmazla, emsal taşınmazın özelliklerinin puanlanması suretiyle bulunan değer üzerinden taşınmazın değerinin tespit edildiği, her iki taşınmazın da düzenleme ortaklık payı düşülmüş imar parseli olduğu, emlak vergi değerleri açısından ters orantı bulunmadığı, dava konusu taşınmazın dava tarihi itibarı ile m² birim fiyatının bulunarak ve davacıların hissesi nispetinde kamulaştırmasız el atma tazminatının hesaplandığı, taşınmazın bulunan m² değerlerinin ve tazminat miktarlarının taşınmazın bulunduğu, konum itibari ile uyumlu olduğu, davacıların taşınmazdaki hissesine göre hesaplanan tazminat yönünden sorumlu olan davalı aleyhine tazminata hükmedilmesinde usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından taraf vekillerinin istinaf isteminin kesinlik sınırının üstünde olanlar yönünden usulden reddine, diğer davacılar payı yönünden ise esastan reddine karar vermiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş, hükmedilen bedele dava tarihinden itibaren faiz işletilmemesinin doğru olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idareler arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kanun'un (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Dava konusu taşınmazın tamamının imar planında belediye hizmet alanı olarak ayrıldığı, bir kısmına ise yol olarak fiilen de el atıldığı anlaşıldığından arsa niteliğindeki taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal kıyaslaması suretiyle değer biçilmesi ve tespit edilen bedelin davalılara payları oranında ödenmesine, taşınmazın yolda kalan bölümünün tapudan yol olarak terkinine, kalan kısmının da davalı ... adına tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Eldeki davada taşınmazın 747 m²'lik kısmına fiilen yol olarak 04.11.1983 tarihinden sonra el atılmıştır. 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planında tamamı belediye hizmet alanında kalan taşınmazın tamamının bedeline proje bütünlüğü gereği hükmedilmiştir. 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrası; “Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir. ” şeklinde düzenlenmiştir. 2942 sayılı Kanun'un 6487 sayılı Kanun'la değiştirilen Geçici 6 ncı maddesinin onikinci ve on üçüncü fıkraları; ”09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği” gerekçesiyle ve Anayasa'nın 2 ncı ve 35 inci maddelerine aykırı bulunarak 13.03.2015 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir. 2942 sayılı Kanun'da 04.11.1983 tarihinden sonraki fiili el atmalara ilişkin başkaca bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle kaynağım Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından alan 04.11.1983 tarihinden sonra fiilen el atılan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekâlet ücretinin nispi olarak uygulanması gerektiğinden 2942 sayılı Kanun'un Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrasının uygulanma imkanı bulunmamaktadır.
4. Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararının nispi harca ilişkin bölümüne dokunulmaksızın istinaf isteminin şeklî olarak esastan reddine karar verildikten sonra istinaf harcının maktuya çevrilerek nispi harcın bakiyesinin iadesine karar verilmesi suretiyle 1983 sonrası fiili el atma nedeniyle açılan tazminat davalannda Ek Madde 4 gereğince maktu harç alınacağı yönünde irade ortaya konulduğu halde kamu düzenine ilişkin ve yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gereken ve İlk Derece Mahkemesinde nispi alınan harcın 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin 2 numaralı alt bendi uyarınca yeniden esas hakkında hüküm kurulması suretiyle düzeltilmesi yoluna gidilmemesi doğru değilse de Dairemizce Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin karan kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltileceğinden esastan ret hükmü tüm ferileri ile ortadan kaldırılacak olup bu husus eleştirilmekle yetinilmiştir.
5. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davalı idare vekilinin tüm, davacılar vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
6. Dava konusu taşınmaza dava tarihi itibarıyla bedel belirlendiğinden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davacılara ödenmesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Taraf Vekillerinin Davacılar ... vd., İlişkin Temyizleri Yönünden;
Taraf vekillerinin temyiz dilekçelerinin miktardan REDDİNE,
B. Taraf Vekillerinin Davacı ...’a İlişkin Temyizi Yönünden;
1.Davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine,
2.Davacılar vekilinin temyiz isteminin kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. İlk Derece Mahkemesinin (1) inci bendinde geçen ‘davalıdan alınarak’ ibaresinden önce gelmek üzere ‘dava tarihi olan 01.11.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte’ ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davacılardan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine, davalı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.