"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1310 Esas, 2023/646 Karar
KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ: Reyhanlı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/385 Esas, 2019/222 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Hatay ili, Kumlu ilçesi,Yeniyapan Mahallesi 49 parsel ile Doğu Ayrancı Mahallesi 55 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalıya ödenmesine, dava konusu taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçelerinde özetle; Mahkemenin aldırılan bilirkişi raporunu aynen kabul ederek kamulaştırma bedeline hükmettiğini, ancak belirlenen kamulaştırma bedelinin yüksek olduğunu, kapitalizasyon faiz oranının % 4 olarak uygulanmasının yöre gerçeklerini yansıtmadığını, dava konusu taşınmazın verim miktarlarının yüksek üretim masraflarının düşük alındığını, dava konusu taşınmazın askeri yasak bölge içinde olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı ve eksik değerlendirildiğini, hüküm kısmında belirtilen söz konusu faizin karar kesinleştikten sonra davalılara ödenmesi gerektiğine dair hüküm kurulması gerektiğini, idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek Mahkeme kararının itirazları doğrultusunda kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosyada verilen kararın usule uygun olmadığını, dava konusu taşınmazların tamamının belediye hizmetlerinden faydalandığını, bağlı bulundukları Kumlu ve Reyhanlı ilçe merkezine 4-5 km uzaklıkta olduğunu, tarlaların özelliklerinin göz önünde bulundurulmadığını, kısmi kamulaştırılan parselde değer düşüklüğü oranının hesaplanmadığını, bilirkişi raporlarının eksik düzenlendiğini, emsal araştırmalar yapılmadığını belirterek yerel mahkeme kararının itirazları doğrultusunda kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile sulu tarım arazisi olduğu anlaşılan dava konusu taşınmaza Yargıtayın yerleşik içtihatlarına göre %4 kapitalizasyon faiz oranının doğru uygulandığı, davacı taraf üretim verim miktarlarının ve satış fiyatlarının yüksek alındığını maliyet fiyatlarının düşük alındığını, ilave sulama masraflarının maliyete eklenmesi gerektiğini beyan ederek istinaf talebinde bulunmuş ise de Yargıtayın yerleşik uygulamalarına göre sulu kabul edilen taşınmazda üretim masraflarının gelirin 1/3'ünü aşamayacağı dikkate alındığında, dosya içerisinde hükme esas alınan rapora göre, sulama masrafı eklenmiş olsa dahi yüksek alınan üretim masrafları sebebiyle davacı tarafın buna ilişkin istinaf talebinin yerinde görülmediğini, buna karşın taşınmazların konumu meskun mahallere bitişik olması durumları nazara alındığında uygulanan objektif değer artışının yerinde olmayıp parsel sorgulama ekranından yapılan değerlendirme neticesinde kamulaştırma bedeline % 100 objektif değer artışı uygulanması gerektiğini, 15,86 TL/m² olan kamulaştırma bedelinin % 100 objektif değer artışı uygulanmak suretiyle 31,72 TL/m²den bedel tespiti gerektiği değerlendirilerek yeniden yapılan hesaplama ile fark bedellerin depo edilerek ve faiz yönünden de İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılıp düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın değerinin gerçek değerinin üzerinde hesaplandığını, objektif değer artışının %100 uygulanması ile yöre gerçeklerine aykırı olarak değerinin artırıldığını, faizin doğru işletilmediğini ve idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arazi niteliğindeki davaya konu taşınmazlara 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca net gelir esas alınarak adil ve hakkaniyete uygun olarak bedelinin tespit edilerek, dava konusu taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmesi yerindedir.
3. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre uygulanan kapitalizasyon faiz oranı ve objektif değer artış oranı uygun görülmüştür.
4. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak, davanın niteliği gereği davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinde hukuka aykırı bir yön görülmemiştir.
5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere,
uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.