Logo

5. Hukuk Dairesi2023/10150 E. 2024/3901 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar, taşınmazlarına kamulaştırmasız el atıldığını ve bu nedenle bedel ile ecrimisil talep ederken, davalı idareler imar uygulaması kapsamında yapılan işlemlerin yasal olduğunu savunmuştur.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmaza yönelik imar uygulamaları kapsamında yapılan kesintilerin yasal düzenleme ortaklık payı oranını aşmadığı ve kamulaştırmasız el atma durumunun olmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararlarının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/835 Esas, 2023/915 Karar

KARAR : Esastan ret

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın bir kısım davacılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı bir kısım davacılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Antalya ili, Alanya ilçesi, ... Mahallesi (...) 362 ada 2 parsel sayılı taşınmazın müvekkillerinin murisi adına kayıtlı olduğunu, söz konusu taşınmazda iki defa imar uygulaması yapılarak düzenleme ortaklık payı kesildiğini, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun (3194 sayılı Kanun) 18 nci maddesinin altıncı fıkrası gereğince herhangi bir parselden bir defadan fazla düzenleme ortaklık payı alınmayacağını, bu hükmün o parselde imar planı ile yeniden bir düzenleme yapılmasına mani olmayacağını, bununla ilgili muris ...'ya ya da mirasçılarına maddi olarak kamulaştırılmış alana ait ödeme yapılmadığını, kamulaştırmasız el atma tazminatının ve geriye doğru 5 yıl için ecrimisil bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan alınarak davacılara ödenmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, imar uygulaması ile ilgili işlemlerin Belediye tarafından yapıldığını davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; ihtilafın çözüm yerinin idari yargı olduğunu, davacının bu iddiaya dayanarak kamulaştırmasız el atma nedeni ile tazminat talep etmesinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, dava konusu parselde ilk olarak 17.01.1991 tarihinde 3194 sayılı Kanun'un 18 nci maddesine göre imar uygulaması yapıldığını, bu uygulama yapılırken 3151 m²lik parsel ayırma çapı ile ayrılarak parselin 2513m²'sinin uygulamaya girdiğini, 638 m²sinin ise uygulamaya girmediğini, uygulamaya giren kısımdan yasal kesintiler yapıldıktan sonra davacıların murisine ait parselin imar uygulamasına giren kısmının 692 ada 2 parsel olarak tescil edildiğini, uygulamaya girmeyen kısmının ise 362 ada 2 parsel olarak kaldığını, daha sonra parsel malikinin talebi ile ifraz edilerek 692 ada 7 ve 8 parsel olarak tescil edildiğini, 692 ada 7 ve 8 parsel davacıların murisi tarafından kullanılan üzerinde ruhsatlı binalar bulunan parseller olduğunu, müvekkili idarenin bu parsellere herhangi bir müdahalesinin bulunmadığını, parselin ilk uygulamaya girmeyen 638 m²lik kısmında ise ilk olarak 01.08.2002 tarihli encümen kararı ile 3194 sayılı Kanun'un 18 inci maddesi uyarınca imar uygulaması yapıldığını, parselin yasal kesintiler yapıldıktan sonra kalan kısmının 1449 ada 3 parsel olarak davacıların murisi adına tescil edildiğini, 1449 ada 3 parsel 31.01.2007 tarihinde yapılan 18 inci madde uygulaması ile 2093 ada 3 parsel, 19.07.2007 tarihinde yapılan imar uygulaması ile 2110 ada 3 parsel son olarak 28.03.2013 tarihinde yapılan imar uygulaması ile 2658 ada 3 parsel olarak tescil edildiğini, bu parselin imar planında konut alanı olarak planlanmış olduğunu, bu parsele de müvekkili idarenin herhangi bir müdahalesinin söz konusu olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmaza yönelik kamulaştırmasız el atma durumunun söz konusu olmadığı, zeminde mevcut ve faal durumda olan yolun belediyece yapılan imar planında 35 metrelik yol olarak belirlenen yollardan olduğu dolayısıyla açılan yolun imar planına uygun olarak yasal kesintiler dahilinde kamu yararına terk edilen yerlerden olduğu, davalı Belediyenin taşınmaza kamulaştırmasız el atma olarak nitelendirilecek şekilde, 3194 sayılı Kanun'un 18 inci maddesinde belirtilen yasal imar düzenleme ortaklık payı kesintisini aşar miktarda bir kesinti yapmadığı, düzenleme ortaklık payı miktarının %40 yasal kesinti oranından fazla olmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde bir kısım davacılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; 362 ada 2 parsel sayılı taşınmaza Alanya Belediyesince sınır ihlali yapılarak 18 inci madde uygulaması yapıldığını, yol ve köprü yapılmak suretiyle uzun yıllardır kamulaştırmasız el atıldığını, ayrıca DSİ tarafından kullanılan sulama kanalı bulunduğunu, DSİ'nin de davaya dahil edilmesini talep ettiklerini, dava konusu taşınmazın yakınında bulunan parsellerin ... tarafından kamulaştırıldığını, bu haliyle taşınmaza fiilen ve hukuken el atan kurumun araştırılması gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.

2. Davacılar ... vd. vekili istinaf dilekçesinde özetle, dava konusu taşınmazın 2513 metrekaresine yapılan birinci imar uygulanmasında 1633 metrekare yer verilmesi gerekirken 1609 metrekare yer verildiğini, ilk imar planı yapılırken ayırma çapı dışında kalan bölümün mevzuata aykırı olarak ikinci imar uygulamasına tabi tutulduğunu, dava konusu taşınmazın toplamda 1149 metrekarelik bölümüne haksız olarak el atıldığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davaya konu 3151 m² yüzölçümündeki kök parselin ayırma çapı ile ayrılan 2513 m² ve 638 m²lik kısımlarının ayrı ayrı düzenleme sahalarında kalması nedeni ile ayrı ayrı imar uygulamasına tabi tutulduğu, her iki kısımda da ayrı ayrı yasal düzenleme ortaklık payı kesinti oranının uygulandığı, fen bilirkişi raporun göre zemindeki karayolunun imar planında 35 metrelik yol olarak belirlenen yollardan olduğu, söz konusu yolun imar planına uygun olarak yasal kesintiler dahilinde kamuya terk edilen yerlerden olduğu anlaşıldığından İlk Derece Mahkemesince davanın reddine dair yazılı şekilde karar verilmiş olmasında usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmadığından davacıların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... ve davacılar ... vd. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar ... vd. vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davacı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu malikleri ile davalı idareler arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ile bedelinin tahsili ve ecrimisile ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ( 6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 3194 sayılı Kanun'un 18 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre yapılan inceleme sonucunda; dava konusu kök 362 ada 2 parsel sayılı 3151 metrekare yüzölçümlü taşınmazın 1991 tarihinde yapılan imar uygulamasında 638 metrekaresinin imar uygulamasına girmediği, imar uygulamasına giren 2513 metrekaresinin 880 metrekaresinin düzenleme ortaklık payı olarak ayrıldığı, 1609 metrekaresinin 692 ada 2 parsel sayılı taşınmaza şuyulandırıldığı, 24 metrekaresinin diğer imar adalarına şuyulandırıldığı, ilk imar uygulamasında düzenlemeye girmeyen 638 metrekarelik bölümün daha sonra imar uygulamasına alındığı, 218,73 metrekaresinin düzenleme ortaklık payı olarak kesildiği, 419,27 metrekaresinin ise 1349 ada 3 ve 1404 ada 4 parsellere şuyulandırıldığı anlaşılmış olup yasal düzenleme ortaklık payı oranından fazla kesinti yapılmadığı anlaşılmıştır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar ... vd. ve davacı ... vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacı ... vd.'den ve ...'den peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.