Logo

5. Hukuk Dairesi2023/10269 E. 2024/3905 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının iptali nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada, ilk derece mahkemesince verilen tazminat kararının hukuka uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Dairenin önceki bozma kararında belirtilen hususlara uyularak, dava konusu taşınmazın niteliği ve değeri doğru bir şekilde belirlenerek hüküm kurulduğu, bozma ilamıyla kesinleşen ve davacı yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan hususların ise yeniden incelenemeyeceği gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/2 Esas, 2023/183 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Adana ili, ..., ..., 1651 parsel sayılı bahçe arazisi vasfındaki taşınmazın maliki olduğunu, dava konusu taşınmazın yüzölçümünün 85.212 m² yerine 68.715 m² olarak düzeltilerek müvekkiline tebliğ edildiğini, taşınmazda 16.496,68 m²lik bir eksilme meydana geldiğini, bu eksikliğin Ceyhan Kadastro Müdürlüğü tarafından kendilerine bildirildiğini, yapılan işlemin düzeltilmesi için Ceyhan Sulh Hukuk Mahkemesine dava açtıklarını ancak davalarının reddedilerek kesinleştiğini belirterek belirlenecek zararın hesaplanarak taşınmazın satın alındığı tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yasal süre içerisinde açılıp açılmadığının tespit edilmesi gerektiğini, açılan davayı kabul etmediklerinden bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 10.11.2020 tarihli ve 2019/219 Esas, 2020/291 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, taşınmaz bedelinin düzeltme işleminin iptali için açılan davanın reddine ilişkin Sulh Hukuk Mahkemesi kararının kesinleşme tarihi olan 12.09.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 04.04.2022 tarihli ve 2021/799 Esas, 2022/759 Karar sayılı kararıyla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın üzerinde bulunan şeftali ve elma fidanlarının 3-4 yaşında olduğu tespit edilmiş olup, her bir ürünün kapladığı alanı bulmanın mümkün olmadığı gerekçesiyle şeftali bahçesi olarak değer biçilmişse de dava tarihi itibarıyla meyve fidanlarının yaşı belirtilmek suretiyle verim çağının ve kapama bahçe olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceğinin Tarım ve Orman İlçe Müdürlüğünden sorularak raporun denetlenmesi, kapama bahçe niteliği taşıdığının anlaşılması halinde elma ağaçlarının da bulunduğu gözetilerek ağaçların kapladığı alanlar belirlenmek suretiyle karışık meyve bahçesi niteliğine göre değer biçilmesi, taşınmazın kapama bahçesi niteliği taşımadığının anlaşılması halinde ise tarım arazisi niteliğine göre belirlenen zemin bedeline maktu fidan bedeli eklenmek suretiyle tespit edilen bedele hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi ve dava konusu taşınmazın tapu kaydında TEK lehine kurulan irtifak hakkı bulunduğu anlaşıldığından irtifakın taşınmazda meydana getireceği olumsuz etki ve oran belirlenerek bedelden indirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmeyerek Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; mahkeme kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun'un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4, 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihaî kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

28.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.