Logo

5. Hukuk Dairesi2023/10295 E. 2024/6975 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında, kat mülkiyetine konu bağımsız bölümlerin arsa paylarının, kat irtifakı tesis edildiği tarihteki değerleri ile orantılı olup olmadığı ve düzeltilmesi gerekip gerekmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bağımsız bölümlerin değerlerinin tespitinde kat irtifakının kurulduğu tarihteki değerlerini etkileyebilecek tüm unsurların incelenmemesi, değerlerin nasıl belirlendiğinin açıklanmaması ve güncel değerlendirme esas alınması, eksik incelemeye sebebiyet verdiği, ayrıca yargılama gideri ve vekâlet ücretinin hangi davalıdan tahsil edileceğinin belirtilmemesinin infazda tereddüt yaratacağı gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına ve bölge adliye mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/530 Esas, 2023/1249 Karar

DAVA TARİHİ: 01.12.2016

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: Menderes Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/551 Esas, 2021/617 Karar

Taraflar arasındaki bağımsız bölümlere özgülenen arsa paylarının düzeltilerek tapuya tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar ve davalı ... vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 04.06.2024 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davalı ... vekili Av. ... gelmiş, davacı vekili ve diğer davalı asıllar duruşmaya katılmamıştır.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; dava konusu 5 parselde kayıtlı 750 m² büyüklüğündeki taşınmaz üzerinde 5 adet bağımsız bölüm bulunduğunu, 3 nolu bağımsız bölümün davacı ...'e, 4 nolu bağımsız bölümün davacı ...'a, diğer bağımsız bölümlerin davalılara ait olduğunu, 1 nolu bağımsız bölüm arsa payının 1/10, 2 nolu bağımsız bölüm arsa payının 1/10, 3 nolu bağımsız bölüm arsa payının 1/10, 4 nolu bağımsız bölüm arsa payının 1/10, 5 nolu bağımsız bölüm arsa payının ise 6/10 olduğunu, ancak yaklaşık birbirileriyle aynı değerde olan bağımsız bölüm arsa paylarının bağımsız bölüm payları ile oranlı olarak tespit edilmediğini, bu nedenle arsa paylarının bağımsız bölüm payları ile oranlı olarak tespitini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davanın tarafı olmasının mümkün olmadığını, önceki malik Aygül Akkuş'un bağımsız bölümler ve bunlara bağlı arsa paylarını oluşturduğunu, bağımsız bölümlerden bir tanesini satın aldığını, arsa paylarının orantısız olmadığını, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; maddi hataların süreye tabi olmadığını, her zaman ileri sürülebileceğini, davalıya ait taşınmazın eklentisi olarak görülen mevcut havuzun m²sinin hem davalıya ait taşınmazın m²sinin hesabında hem de havuzun varlığının ayrıca davalıya ait taşınmazın değerlendirilmesinde dikkate alınmasının hatalı olduğunu, yani davalıya ait taşınmazın iki kere nemalanmış olduğunu, bunun hatalı olduğunu, davacıların arsa payı oranının tespitine ilişkin yasal hakkını kullanmasının kötüniyetle ilişkilendirilmesine ilişkin davalının istinaf gerekçesinin dayanaktan yoksun olduğunu, Yargıtay kararlarında da ifade edildiği gibi arsa paylarının kat irtifakının kurulduğu tarihteki değerleri ile oranlı olmasının gerektiğini, yani kat irtifakının kurulduğu 14.2.2021 tarihinde projede çocuk havuzu yoksa bunun değerlendirilmeye katılamayacağını, taşınmazların tapu satış değerlerinin arsa payının hesabında diğer etkenler gibi dikkate alınmamasının da hatalı olduğunu, bu yönde mahkemenin de talebinin olduğunu, Mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini belirtmiştir.

2.Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkeme kararının Anayasa'nın 141 inci ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 297 nci maddesi hükümlerine aykırı olduğunu,

yerel mahkeme kararına dayanak teşkil eden 27.11.2017 tarihli bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığını ve iş bu bilirkişi raporunda fahiş maddi hatalar bulunduğunu, anılan 27.11.2017 tarihli bilirkişi raporuna karşı itirazlarının neden reddedildiğine ilişkin yerel mahkeme gerekçeli kararında herhangi bir açıklayıcı ibarenin bulunmadığını,

10.05.2017 tarihli bilirkişi raporu ile 27.11.2017 tarihli bilirkişi raporlarının çok ciddi noktalarda çeliştiğini ve bu çelişkinin yazılı beyanlarında belirtilmesine rağmen yerel mahkemece dikkate alınmadığını, özellikle 5 nolu bağımsız bölümün m² fazlalığı, cephesi, manzarası, kullanımı, havuz vs. diğer eklentilere sahip oluşu, gün ışığından yararlanması, konumu gibi hususların yerel mahkemece değerlendirilmeyerek, zararına olacak şekilde arsa paylarının yeniden düzenlenmesine karar verildiğini, davacıların, ana taşınmaz üzerindeki bağımsız bölümlerin mevcut hallerini bilerek kendilerine ait bağımsız bölümleri satın aldığını,

bağımsız bölümlerin mevcut durumunu bilmelerine rağmen davacıların iş bu davayı ikame etmelerinin iyiniyet hükümlerine aykırılık teşkil ettiğini, yerel mahkeme kararının yerinde olmadığını, yerel mahkemece açıkça hatalı olduğunu ve önceki bilirkişi raporu ile büyük çelişkiler taşıdığını somut delillerle ispatladığımız son bilirkişi raporu dikkate alınarak karar verildiğini, yine son bilirkişi raporuna karşı yapmış oldukları haklı itirazlarının neden reddedildiğine ilişkin gerekçeli kararında herhangi bir açıklama bulunmadığını, son bilirkişi raporunun dikkate alınmasına rağmen, neden ilk bilirkişi raporunun dikkate alınmadığının da gerekçeli kararda belirtilmediğini, oysaki ilk bilirkişi raporunda, 5 nolu bağımsız bölümün m² fazlalığından, eklentisi olan havuz, cepheleri, manzarası, kullanımı, gün ışığından yararlanma durumu dikkate alındığında değerinin fazla olacağı ve bu durumda diğer bağımsız bölümlerinde değeri düşünüldüğünde arsa payının doğru hesaplandığının tespit edildiğini, yerel mahkeme kararına dayanak teşkil eden 27.11.2017 tarihli bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığını ve fahiş maddi hatalar bulunduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlara, yasal gerektirici nedenlere göre karar verilmiş olması sebebiyle, incelenen mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, istinaf sebepleri yerinde olmadığından istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarının tekrar etmiş ve davalının bağımsız bölümüne arsa payı hesabı yapılırken bazı unsurların iki kez değerlendirilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın bu yönden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar etmiş ve kararın eksik inceleme neticesinde verildiğini, raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, istinaf taleplerinin incelenmediğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tarafların kat maliki oldukları ana gayrimenkulde bağımsız bölümlerin arsa paylarının değerleriyle orantılı olup olmadığının tespiti ile yeni arsa paylarının tapu siciline tesciline ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 3 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu ana gayrimenkulde 2011 yılında kat irtifakı tesis edildiği hususunda uyuşmazlık yoktur.

3. Davacıların kat malikinin kat irtifakı ve kat mülkiyeti tesisi işlemlerinde bizzat bulunmadığı dosya kapsamı ile sabittir.

4.Dosya da mevcut bilirkişi raporunda bağımsız bölümlerin kat irtifakının kurulduğu tarihteki değerlerinin ve bu belirlemeye göre tapu sicilinde kayıtlı arsa paylarında düzeltilmesi gereken bir yanlışlık olduğu açıkca saptanmamış, ayrıca bağımsız bölümlerin binada bulundukları yerleri ve yüzölçümleri açıkça belirtilmesine karşın her bir bağımsız bölümün kat irtifakı veya kat mülkiyeti kurulduğu tarihteki değerlerine etkili olabilecek diğer unsurlar tek tek yazılıp açıklanmamış ve bu bağımsız bölümlerin değerleri ayrı ayrı hesaplanmamış, soyut bir biçimde güncel değerlendirme yapılarak arsa payları yeniden belirlenmiştir. Bağımsız bölümlerin güncel ve kat mülkiyeti tarihindeki bedellerinin hangi kriterlere göre belirlendiği dahi açıklanmamıştır.

5. Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar doğrultusunda arsa paylarının belirlenmesinde esas alınacak olan bağımsız bölümlerin kat irtifakı kurulduğu tarih itibari ile değerlerini olumlu veya olumsuz etkileyen tüm unsurların incelenip irdelenmesi, bağımsız bölümlerin kat mülkiyeti kurulduğu tarihteki, cinsi, bulunduğu kat, alanı, ısıtma ve aydınlatma süreleri, mimari kullanımı ve konumu, cephesi, manzarası gibi hususların yeniden değerlendirilmesi için bilirkişi kurulundan yeniden ek rapor alınması, arsa paylarının düzenlenmesini gerektirecek bir hususun olup olmadığının araştırılıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu işin esası hakkında davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.

6. Kabule göre de yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davada birden fazla davalı bulunmasına rağmen, hangi davalı olduğu da belirtilmeksizin davalıdan tahsiline karar verilmesi de infazda tereddüt yaratacağından bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacılar ve davalı ... vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Davalı ... kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacılardan alınarak davalı ... ödenmesine,

Taraflardan peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararı bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.