Logo

5. Hukuk Dairesi2023/10342 E. 2024/4866 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı idare ile davalı tapu maliki arasında kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti ve idare adına tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması, üzerindeki yapılara ise resmi birim fiyatları üzerinden yıpranma payı düşülerek değer biçilmesi ve bedelin davalıya ödenmesi yönündeki kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2284 Esas, 2023/1640 Karar

KARAR : Esastan ret/Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ: Karapınar Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/553 Esas, 2022/205 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Dosya içeriğine göre Bölge Adliye Mahkemesince dava değeri dikkate alınarak kararın miktar itibarıyla kesin olduğundan 13.07.2023 tarihinde kesinleştiğine ilişkin kesinleşme şerhi düzenlenmiş ise de 15.04.2022 tarihli ve 31810 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 24.02.2022 tarihli ve 2021/34 Esas, 2022/21 Karar sayılı kararı ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 341 inci maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin "kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin davalar" yönünden Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği gözetildiğinde; temyiz yoluna başvurulabilen kararları düzenleyen 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi için de aynı hususun uygulanması gerektiğinden 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen miktar itibarıyla kesinlik sınırına bakılmaksızın temyizinin olanaklı bulunduğu kabul edilmelidir.

Bu durumda 13.07.2023 tarihli kesinleşme şerhinin ortadan kaldırılması gerekir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; ...Mahallesi 189 ada 12 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın müvekkili idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline ait dava konusu taşınmazın 2942 sayılı Kanun'un 27 nci maddesi uyarınca acele olarak kamulaştırıldığını, acele kamulaştırma esnasında alınan rapor ve tespit edilen değerin Anayasa'nın 46 ncı maddesi ve 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesine aykırılık teşkil ettiğini, kamulaştırılan alanların Karapınar’ın ilk yerleşim yerleri olduğunu, kentsel dönüşüm yapılırken yaşan insanların fikrinin alınmadığını, idarenin, kentsel dönüşüm adı altında bu kişilerin evlerinden çıkmaya zorladıklarını, hayatlarını darmadağın ettiklerini, hatta bu insanlara, hayatlarını yeniden kurmak için yardım edileceğine, evlerinin yerine yapılacak binalarda ki bir apartman dairesine sahip olmak istiyorlarsa kendilerine borçlanılması talep ettiklerini, idarenin bu fiilleri en ... sosyal devlet ve mülkiyet hakkı gibi Anayasal hakların ihlali olduğunun açık olduğunu, davacı yan tarafından yapılan tespitte, müvekkilinin taşınmazının içine dahi girilmeden tespit yaptığını, tespitin hukuka aykırılık teşkil ettiğini, değerlerin düşük tespit edildiğini, taşınmazların bulunduğu konum itibarıyla değerli olduğunu, emsal satış değerlerinin hiçbir şekilde baz alınmadığını, bu nedenlerle davanın reddi ile itirazlarının dikkate alınarak yeniden kamulaştırma bedeli tespit edilerek, acele kamulaştırma tarihinden itibaren faiz uygulanarak kamulaştırma bedelinin artırılmasını, tüm yargılama giderlerinin ve doğacak vekâlet ücretinin karşı yana bırakılmasını talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalıya ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı idare vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporuna itirazları ve yeniden bilirkişi raporu alınmasını içeren talepleri nazara alınmadan hüküm kurulduğunu, dosyada mevcut bulunan idare tarafından hazırlanan kıymet takdir raporundaki dava konusu taşınmazın arsa birim fiyatının bu taşınmazın gerçek değerini gösterdiğini, bilirkişi raporunda gerçek değerinin çok üzerinde değer tespiti yapıldığını ileri sürmüş ve İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

2. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kamulaştırma bedelinin tespiti için sundukları delillerin hiçbir şekilde değerlendirmeye alınmadığını, emredici hususlara riayet edilmediğini, bilirkişi raporlarının keyfi, usule aykırı ve hatalı değerlendirmelerle hazırlandığını, dava konusu arsanın bulunduğu yer sosyo-ekonomik olarak ilçenin en gelişmiş konumuna sahip olduğunu, kamulaştırmaya konu arsaya uygulanan imar emsal oranı da yüksek olup yapılaşma açısından daha yoğun bir yapılaşmaya sahip olduğunu; ayrıca söz konusu arsa imar planında “Ticari Alan” olarak görülmekte olup, bunun arsanın değerini artıracağının aşikar olduğunu, emsal olarak gösterilen bölge sosyo-ekonomik olarak çok az gelişmiş olup bölgenin ciddi güvenlik problemleri bulunduğunu, bu arsanın imar emsal oranı, davaya konu araziden çok düşük olup, çok az yapılaşmaya müsaade ettiğini, emsal olarak değerlendirilen Sandıklı Mahallesi 2875 ada 2 parselin...Caddesine 1398 metre, değerlendirmeye esas alınan diğer emsal Sandıklı Mahallesi 2121 ada 3 nolu parselin ise 1310 metre uzaklıkta olduğunu, dava konusu taşınmaz belirtilen caddenin 341 metre uzağında olduğu için...Caddesindeki emsal taşınmazlarla değerlendirmeye dahi sokulmadığını ve emsallerin çok üstün olduğunun belirtildiğini; fakat aynı caddeye birisi 1398 metre diğeri 1310 metre iki taşınmazın değeri üzerinden dava konusu taşınmaza değer biçildiğini, bu çelişkinin iyi niyetli şekilde yorumlanma ve objektif bir değerlendirmenin ürünü olduğunu söylemenin mümkün olmadığını ileri sürmüş ve İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza, 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin (g) bendi uyarınca kamulaştırma gününden önceki özel amacı olmayan emsalin satış değeri alınarak davaya konu taşınmazın zemin değerinin belirlenmesinden sonra, taşınmaz üzerinde bulunan yapıya da; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca yayımlanan Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Hakkındaki Tebliğe göre yapı sınıfları ve bu yapı sınıflarına uygun birim fiyatları ve yaşları belirlenip buna göre yıpranma payı düşülerek değer biçilmesi suretiyle davaya konu taşınmazın toplam kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın tapusunun iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmesinin yöntem olarak doğru olduğu, bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı idare vekilinin açıklanan gerekçelerle istinaf başvurusunun kabulü ile değerlendirme tarihi itibarıyla dava konusu taşınmazın uygulama görmemiş ham kadastro parseli olduğu, emsal olarak alınan taşınmazın satış tarihi itibarıyla imar parseli olduğu anlaşıldığından dava konusu taşınmaz bedelinden taşınmazın bulunduğu yerde uygulanacak olan düzenleme ortaklık payı oranında kesinti yapılması gerektiğinden resen hesaplama yapılmak suretiyle İlk Derece Mahkeme kararı kaldırılarak düzeltilerek yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Anayasa Mahkemesi kararları doğrultusunda kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davalarında kesin olarak karar verilemeyeceğini, bu nedenle temyiz yolunun kapatılmasının usul ve kanuna aykırı olduğunu , kamulaştırma bedelinin tespiti için sundukları delillerin hiçbir şekilde değerlendirmeye alınmadığını, emredici hususlara riayet edilmediğini, bilirkişi raporlarının keyfi, usule aykırı ve hatalı değerlendirmelerle hazırlandığını, dava konusu arsanın bulunduğu yerin sosyo-ekonomik olarak ilçenin en gelişmiş konumuna sahip olduğunu, kamulaştırmaya konu arsaya uygulanan imar emsal oranı da yüksek olup yapılaşma açısından daha yoğun bir yapılaşmaya sahip olduğunu; ayrıca söz konusu arsa imar planında “Ticari Alan” olarak görülmekte olup bunun arsanın değerini artıracağının aşikar olduğunu, emsal olarak gösterilen bölge sosyo-ekonomik olarak çok az gelişmiş olup bölgenin ciddi güvenlik problemleri bulunduğunu, bu arsanın imar emsal oranı, davaya konu araziden çok düşük olup, çok az yapılaşmaya müsaade ettiğini, emsal olarak değerlendirilen Sandıklı Mahallesi 2875 ada 2 parselin ...Caddesine 1398 metre, değerlendirmeye esas alınan diğer emsal Sandıklı Mahallesi 2121 ada 3 nolu parselin ise 1310 metre uzaklıkta olduğunu, dava konusu taşınmaz belirtilen caddenin 341 metre uzağında olduğu için...Caddesindeki emsal taşınmazlarla değerlendirmeye dahi sokulmadığını ve emsallerin çok üstün olduğunun belirtildiğini; fakat aynı caddeye birisi 1398 metre diğeri 1310 metre iki taşınmazın değeri üzerinden dava konusu taşınmaza değer biçildiğini, bu çelişkinin iyi niyetli şekilde yorumlanma ve objektif bir değerlendirmenin ürünü olduğunu söylemenin mümkün olmadığını, emsal taşınmazda düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmamışken dava konusu taşınmazdan yapılmasının hukuki ve somut dayanağının olmadığını; ayrıca istinaf incelemesinde Bölge Adliye Mahkemesinin temyize konu karar verirken bilirkişi incelemesine başvurmaksızın hesaplama yapmasının da usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki Konya ili, Karapınar ilçesi, Pınarbaşı Mahallesi 189 ada 12 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak; üzerindeki yapılara ise aynı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca resmî birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek değer biçilmesi ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesi yerindedir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.