"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/30 Esas, 2023/216 Karar
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanması devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 427 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 427 ve 432 nci maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Mahkemece davacılar lehine hükmedilen ecrimisil bedeli Mahkeme karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 12.950,00 TL’nin altında kalmaktadır.
Bu nedenle; davacılar lehine hükmedilen ecrimisil bedeli yönünden taraf vekillerinin temyiz dilekçesinin miktar itibarıyla reddine karar vermek gerekmiştir.
Taraf vekillerinin kamulaştırmasız el atmaya dayanan tazminat davası için gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Osmaniye ili, Merkez ilçesi, ... Mahallesi 82 ada 3 parsel sayılı taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idarelerden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 03.04.2014 tarihli ve 2012/668 Esas, 2014/231 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 03.04.2014 tarihli ve 2012/668 Esas, 2014/231 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı idareler vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay ( Kapatılan ) 18. Hukuk Dairesince yapılan temyiz incelemesi sonucunda; ecrimisil bedeli yönünden temyiz kesinlik sınırı altında kaldığından temyiz dilekçelerinin reddine, tazminat bedeli yönünden yapılan incelemede boru hattı geçen kısma 1975 yılında el atıldığı anlaşıldığından 1975 yılındaki niteliği tespit edilerek dava tarihindeki değerinin tespit edilmesi gerektiği, taşınmaza yol olarak el atılan kısım için el atma tarihi tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği, birden fazla emsal taşınmaz satışı incelendiği halde en yüksek metrekare satış bedeli esas alındığından hükme esas bilirkişi raporunun inandırıcı bulunmadığı ve tescil hükmü kurulması gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 03.07.2018 tarihli ve 2015/221 Esas, 2018/397 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
C.İkinci Bozma İlamı
1. Mahkemenin 03.07.2018 tarihli ve 2015/221 Esas, 2018/397 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı ... Müdürlüğünce el atılan kısım bakımından yapılan incelemede kıyasi emsal olarak taşınmazlardan 83 ada 22 parselin 265/98438 hissesinin 1.000,00 TL bedelle 01.08.2011 tarihli satışının emsal alındığı, söz konusu taşınmazın belirtilen satışının emsal alınmasının ise bozma kararında uygun görülmediği ve bozma kararına uyulduğu halde tekrar emsal olarak alınması doğru olmadığı gibi, birden fazla emsal satışın incelenmesi ile dava tarihlerindeki satış bedellerinin ortalaması alınmak suretiyle bedel belirleyen rapora göre hüküm kurulmasının mümkün olmadığı, davalı ... yönünden, dava konusu taşınmazda davalı ... tarafından el atılan kısım dışında kalan ve davalı ... tarafından el atılan bölümün davacıların hissesi oranında bedeline hükmedilmesi gerekirken, taşınmazın tamamının bedeli üzerinden davacıların hissesi oranında fazla bedele hükmedilmesi, davalı idarelerin el attığı kısımların tapu kaydının davacıların hissesi oranında iptaline karar verilmesi gerekirken infazda tereddüt yaratacak şekilde el atılan kısımların yüzölçümlerinin davacıların hisselerine karşılık gelen miktarında iptal ve tescil kararı verilmesi, her bir idare aleyhine hüküm altına alınan bedele göre sorumlu tutulmaları gereken harç ile davacı lehine takdir edilen vekalet ücretinin ayrı ayrı belirlenmesi gerektiğinin düşünülmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi ve her bir idare yönünden reddedilen kısım üzerinden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 11.03.2022 tarihli ve 2019/433 Esas, 2022/190 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
E. Üçüncü Bozma İlamı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan temyiz incelmesi sonucunda; Mahkemece bozma ilamına uyulmuşsa da bozma gereklerinin yerine getirilmediği davalı ... yönünden, dava konusu taşınmazda davalı ... tarafından el atılan kısım dışında kalan ve davalı ... tarafından el atılan bölümün davacıların hissesine düşen 233,11 m²lik alanın bedeline hükmedilmesi gerekirken, davacıların hissesinin tamamı olan 320,22 m²nin bedeli hesaplanarak fazla bedele hükmedilmesi, her bir idare aleyhine hüküm altına alınan bedele göre, davacılar lehine takdir edilen vekalet ücretinin ayrı ayrı belirlenmesi gerektiği düşünülmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi ve her bir idare yönünden reddedilen kısım üzerinden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
F. Mahkemece Üçüncü Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın tamamının arsa olarak değerlendirilmesi gerektiğini, bedelin düşük belirlendiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın bedelinin yüksek olduğunu, müvekkili idare adına tescil kararı verilmeden yol olarak terkine karar verilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın bedelinin usul ve kanuna uygun belirlenmediğini, yüksek belirlendiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idareler arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ile bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 11 inci maddesi
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 437 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla, ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A.Taraf Vekillerinin Ecrimisil Talebine İlişkin Temyizi Yönünden;
Taraf vekillerinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,
B. Taraf Vekillerinin Tazminat Talebine İlişkin Temyizi Yönünden;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davacı ve davalı ...'tan peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine, davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
11.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.