Logo

5. Hukuk Dairesi2023/10380 E. 2024/3443 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kesinleşmiş bir kamulaştırmasız el atma davası sonucu verilen terkin hükmünün, dava sonrasında yapılan imar uygulaması nedeniyle uygulanamaz hale gelmesi üzerine açılan yargılamanın iadesi talebinin kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin kesinleşmiş kararının uygulanmasını imkansız kılan yeni bir olgunun ortaya çıkmadığı ve yargılamanın iadesi için gerekli şartların oluşmadığı değerlendirilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/771 Esas, 2023/996 Karar

KARAR : Esastan ret

Taraflar arasındaki yargılamanın iadesi davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın yargılamanın iadesini talep eden davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı yargılamasının iadesini talep eden davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Yargılamanın iadesini talep eden davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların maliki oldukları; İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi ... ada ... parsel sayılı taşınmaza kamulaştırma yapmaksızın el konulmuş olması nedeniyle Mahkemenin 2019/23 Esas sayılı dosyasıyla davalı idare aleyhine kamulaştırmasız el koyma bedelinin tazmini davası açtıklarını, Mahkemenin 09.03.2020 tarihli ve 2020/116 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne karar vererek; 4.033.837,54 TL tazminatın davalıdan tazminine ve dava konusu taşınmazda davacılara ait tapu hisselerinin iptaliyle yol olarak terkinine, el atma dışında kalan kısımların ise kullanılamaz durumda olduğundan davalı idare adına tesciline karar verdiğini, Mahkeme kararı davalı tarafından istinaf edilmiş ise de İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 08.12.2021 tarihli ve 2020/833 Esas, 2021/1866 Karar sayılı kararıyla istinaf talebini reddettiğini, yine davalının bu karara ilişkin temyiz talebinin Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin .../2232 Esas, .../10145 Karar sayılı kararıyla reddedildiğini ve böylelikle kararın 06.06.... tarihinde kesinleştiğini; ancak bu arada ... Belediye Başkanlığı ve TOKİ Başkanlığının bölgede imar uygulaması yaptığını ve yol olarak el atılmış olan dava konusu taşınmazları konut alanına ayırdığını, fiili olarak yola isabet eden kısımların ise (dava konusu taşınmazlar dahil) uygulamaya giren taşınmazlardan yapılan düzenleme ortaklık payı kesintileriyle karşılandığını, söz konusu imar uygulamasının 28.07.... tarihinde tapuya tescil edildiğini, davacılardan ...'ın davaya konu hissesi ... ada ... parsel sayılı 13.024,75 m² yüzölçümlü taşınmaza; ...'in hissesi ... ada ... parsel sayılı 4.725,63 m² yüzölçümlü taşınmaza; ...'nin hissesi ... ada ... parsel sayılı 5.181,59 m² yüzölçümlü taşınmaza ve ...'un hissesi ... ada ... parsel sayılı 1.726,79 m² yüzölçümlü taşınmaza aktarıldığını, uygulama ile oluşturulan bu taşınmazlar konut imarlı olup davalı idarenin herhangi bir fiili el atması bulunmadığını, imar uygulamasının tapuya tescil edildiği 28.07.... tarihinde, Mahkemenin terkine yönelik hükmünün henüz infaz edilmediğini, uygulamanın tapuya tescil edilmesi ile Mahkemenin, dava konusu taşınmazlar hakkında vermiş olduğu "yol olarak terkin" kararının uygulanma imkanının kalmadığını, çünkü buradaki yol ihtiyacının imar uygulaması esnasında yapılmış olan düzenleme ortaklık payı kesintilerinden karşılandığını, Mahkeme kararının kesinleşmesinden sonra ortaya çıkan bu yeni durum ile Mahkemenin terkine yönelik hükmünün infaz edilmesinin imkansız hale geldiğini, dolayısıyla, mahkeme kararının kesinleşmesinden sonra oluşan bu yeni duruma istinaden yasal süresi içerisinde yargılamanın iadesini talep etme zaruriyeti doğduğunu, arz edilen ve resen nazara alınacak sebeplerle, Küçükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.03.2020 tarihli ve 2019/21 Esas, 2020/116 Karar sayılı kararının "yargılamanın iadesi suretiyle" ortadan kaldırılarak davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini, davanın açılmasına davalı idarenin kamulaştırmasız el koyma sebep olmuş olduğundan yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde yargılamanın iadesini talep eden davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Yargılamanın iadesini talep eden davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; imar uygulaması karar kesinleştikten sonra yapıldığı için yargılamanın iadesi talepleri kabul edilerek, asıl dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin dayandığı gerekçelere göre yargılamanın iadesi talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle talep eden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde yargılamanın iadesini talep eden davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Yargılamanın iadesini talep eden davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, yargılamanın iadesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371, 375 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Yargılamanın iadesini talep eden davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.