"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/105 Esas, 2022/287 Karar
ASIL DAVADA DAVACILAR
BİRLEŞTİRİLEN DAVADA
ASIL DAVADA
DAVALI-BİRLEŞTİRİLEN
KARAR : Karar verilmesine yer olmadığına/Kabul
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin asıl dava ile 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tesciline ilişkin birleştirilen davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı birleştirilen davada davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Asıl davada davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, ... ilçesi, ...Mahallesi 776 parsel sayılı taşınmazın ... Barajı Mutlak Koruma Alanında kaldığını, bu nedenle müvekkillerince taşınmazdan hiçbir şekilde istifade edilemediğini belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
2. Birleştirilen davada davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, ... ilçesi, ...Mahallesi 776 parsel sayılı taşınmazın ... Barajı Mutlak Koruma Alanında kalan kısmının kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın müvekkili idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Asıl davada davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın da yer aldığı ... Barajı Mutlak Koruma Alanında kalan taşınmazlar için 05.11.2010 tarihli 2010/436 sayılı Yönetim Kurulu kararı ile kamu yararı kararı alındığını, ortada geçerli bir kamulaştırma işlemi mevcut olduğundan açılan davanın öncelikle dava şartı yokluğundan reddinin gerektiğini, taşınmaza müvekkili idare tarafından fiili olarak el atılmadığını, bu nedenle kamulaştırmasız el atma şartlarının gerçekleşmediğini ileri sürmüştür.
2. Birleştirilen davada davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın ... Barajı Mutlak Koruma Alanında kaldığını, bu nedenle müvekkillerince taşınmazdan hiçbir şekilde istifade edilemediğini, taşınmazın konumu itibarıyla değerli bir bölgede yer aldığını, taşınmaz için kıymet takdir komisyonu raporunda belirlenen bedelin düşük olduğunu, her ne kadar tapu kayıtlarında tarla vasfında gözükse de taşınmazın arsa vasfında değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 23.01.2014 tarihli ve 2012/161 Esas, 2014/37 Karar sayılı kararı ile asıl davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin 23.01.2014 tarihli ve 2012/161 Esas, 2014/37 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde birleştirilen davada davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dava konusu taşınmaz İSKİ İçme Suyu Havuzları Yönetmeliği uyarınca kısmen ... Baraj Göl Havzası Mutlak Koruma Alanında, kısmen ise kısa mesafeli koruma alanında kalmakta olup, kamulaştırmaya konu mutlak koruma alanında kalan taşınmaz bölümün 2.081,70 m² olduğu dikkate alındığında, kalan kısmın yüzölçümü, geometrik şekli, havza içi konumu dikkate alındığında değer düşüklüğü olacağı dikkate alınmadan taşınmazın tüm alanı üzerinden fazla bedel tespiti, kabule göre de dava dört ay içerisinde sonuçlandırılamadığından, bedel tespit ve tescil dava tarihi esas alınmak suretiyle karar tarihine kadar yasal faize hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması, dava konusu taşınmazda davacı - davalılar yönünden murislerden gelen payların bedeline hükmedildiği dikkate alınarak, muris paylarının davacı - davalıların payları oranında iptali ile idare adına tesciline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde tescil kararı verilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde birleştirilen davada davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Birleştirilen davada davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; el atma davası açıldıktan sonra kamulaştırmaya ilişkin sürecin işletilerek bedel tespit ve tescil davası açılmasının idarenin kötüniyetini ortaya koyduğunu, dava konusu taşınmazın baraj gölünün 1.dereceden mutlak koruma alanında kaldığını, bu nedenle taşınmazın hiçbir yerinden hiçbir şekilde istifade edemediklerini, tamamının kamulaştırılması gerektiğini, değer azalışı hesaplanması halinde ise en az %50 oranında uygulanması gerektiğini, dava konusu taşınmaz için belirlenen bedelin düşük olduğunu, taşınmazın konumu itibarıyla kıymetli bir bölgede yer aldığını, el atma davası yerine daha sonradan açılan bedel tespit ve tescil davasının öncelikli olarak değerlendirilmesinin hukuka aykırı olduğunu, dava tarihinden sonra Anayasa Mahkemesinin 01.08.2023 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 2022/83 Esas, 2223/69 Karar sayılı kararı ile yasal faiz işletilmesi nedeniyle enflasyon karşısında oluşan değer kaybının giderilmesi mümkün olmadığı gerekçesiyle kamulaştırma bedeline yasal faiz işletilmesine ilişkin 2942 sayılı Kanun’da yer alan düzenlemeyi iptal ettiğini, bu nedenle T.C. Merkez Bankasının enflasyon endeksini gösterir mal sepeti uyarınca enflasyon oranında faiz ödenmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir.Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında fark kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması yerindedir.
Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Birleştirilen davada davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Birleştirilen dava davalılarından peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
04.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.