Logo

5. Hukuk Dairesi2023/10397 E. 2024/3438 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazların bedelinin tespiti davasında, Bölge Adliye Mahkemesinin bozma ilamına uyularak verilen karara karşı yapılan temyiz isteminin incelenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Emsal taşınmazın değeri ve dava konusu taşınmazın imar durumu gözetilerek yapılan değerlendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, Bölge Adliye Mahkemesinin bozma kararına uyularak verilen karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/833 Esas, 2023/1177 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazların davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi ... ada ... ve ... parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazların davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın gerçek değerinin belirlenmesini talep etmişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 20.06.2019 tarihli ve 2017/427 Esas, 2019/229 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 15.04.2021 tarihli ve 2019/2921 Esas, 2021/842 Karar sayılı kararı ile arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinin 2942 sayılı Kanun'un değerlendirmeye ilişkin hükümlerine aykırılık teşkil etmediği, taşınmazın bilirkişi raporunda belirlenen niteliğine göre kamulaştırma bedelinin adil ve hakkaniyete uygun bulunduğu, dava konusu taşınmazlarda kamulaştırmadan arta kalan kısımların yüzölçümü ve geometrisine göre değer düşüklüğü hesaplanmamasının yerinde olduğu anlaşıldığından, davacı idare vekilinin tüm, davalı vekilinin sair istinaf itirazları yerinde görülmemiş; ancak kamulaştırma bedeline dava tarihinden 4 ay sonrasından karar tarihine kadar yasal faiz yürütülmesi gerekirken, tespit edilen kamulaştırma bedeli için işleyecek faiz bitiş tarihinin belirlenmemiş olması, davacı idare harçtan muaf olmadığı halde dava açılırken peşin ve başvuru harcının yatırılmadığı gibi hükümle de davacı idarenin harçtan muafiyetine karar verilerek ayrıca nispi olarak hesaplanan harcın davalıdan tahsiline karar verilmiş olması, davanın mahiyeti ve Yargıtay H.G.K. 2019/5-241 E. 2019/560 K. sayılı içtihadı doğrultusunda hakkaniyet ve gerçek karşılık ilkeleri gereğince davacı idare yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken nispi olarak hesaplanan vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmiş olması, davalı kendisini vekille temsil ettirdiği halde davanın niteliği gereği yürürlükteki tarife uyarınca davalı yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, yapılan tüm yargılama giderlerinin 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kanun'un 29 uncu maddesi hükmü uyarınca davacı idare üzerinde bırakılması gerekeceğinin dikkate alınmaması ve aynı Kanun'un 10 uncu maddesi gereğince kararla birlikte tescil için Tapu Müdürlüğüne yazı yazılması gerektiğinin gözetilmemesi yönlerinden hüküm düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; aynı kamulaştırma kapsamında İstanbul Anadolu 28. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/406 Esas, 2018/259 Karar sayılı dosyasında dava konusu taşınmaza yakın konumdaki 6765 ada 4 parsel sayılı taşınmaza aynı değerlendirme tarihi itibarıyla 1.750,00 TL/m² değer biçildiği ve bu bedelin Dairemiz denetiminden geçerek 2020/11359 Esas sayılı ilam ile onandığı gözetildiğinde, dava konusu taşınmaz ile adı geçen parselin eksik ve üstün yönleri kıyaslanarak bu bedelden ayrılma nedenleri konusunda ek rapor alınıp, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması ve dava konusu ... ada ... ve ... parsellerin kamulaştırmadan arta kalan kısımlarına imar durumuna göre yapılaşma izni verilip verilmeyeceği, verilmiş ise önceki durumuna göre kısıtlama getirilip getirilmediği hususları ilgili Belediye Başkanlığı İmar Müdürlüğünden araştırılarak yapılaşma izni verilmeyeceğinin tespiti halinde bu bölümün tüm bedeline, kısıtlama getirildiğinin bildirilmesi halinde ise kullanım amacı, yüzölçümü, geometrik şekli ve kamulaştırmanın amacı nazara alınarak arta kalan kısımda değer kaybı gerekip gerekmediği denetlenmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu parsellerin 12.07.2013 tarihli 1/1000 ölçekli Paşaköy Deresi ve Kolları ile Yakın Çevresi Uygulama İmar Planına göre park alanında kaldığını, dava konusu taşınmazlarda imar planıyla getirilen kısıtlama ve sınırlamanın idarece yapılan kamulaştırma işlemiyle ilgisi olmadığını, sorumlu idarenin ... Belediye Başkanlığı olduğundan kalan kısımların değerine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Yargıtay ilamında emsal gösterilen taşınmazla dava konusu taşınmazın çok yakın konumda olduğunu, aynı değerde kabul edilmesi gerektiğini, aradaki fark bedel nedeniyle davalının zarara uğradığını, belirlenen değerin çok düşük olup gerçeği yansıtmadığını bu sebeplerle kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu taşınmazlara 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davacı idareden ve davalıdan peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.