Logo

5. Hukuk Dairesi2023/10570 E. 2024/4087 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmaz üzerindeki yapıların kamulaştırma kararının ilan tarihinden önce mi yoksa sonra mı yapıldığı ve buna bağlı olarak kamulaştırma bedeline dahil edilip edilmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, taşınmaz üzerindeki bir yapının kamulaştırma kararının ilan tarihinden sonra yapıldığı tespit edildiği halde, bu yapının bedeli kamulaştırma bedeline dahil edildiğinden ve taşınmazın yüzölçümü tapu kaydından farklı gösterildiğinden, mahkeme kararının bu hususlarda düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/56 Esas, 2022/305 Karar

HÜKÜM/KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; ...köyü, 775 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar, usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 01.08.2014 tarihli ve 2014/92 Esas, 2015/172 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin 01.08.2014 tarihli ve 2014/92 Esas, 2015/172 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; dava konusu taşınmaz üzerinde 3 yaşında olduğu tespit edilen ve idarenin kıymet takdir tutanağında bulunmayan tek katlı konutun 6495 sayılı Kanun uyarınca yapılan ilanın askıdan indiği tarihten önce veya sonra yapılıp yapılmadığının tespiti için ilanın askıdan indiği 27.09.2013 tarihi ve öncesine ilişkin dava konusu taşınmazın bulunduğu yerin uydu görüntüleri ilgili kamu kuruluşlarından getirtilip, bu görüntülerin temin edilememesi halinde ise tanık beyanları ile tespit edilmesi ve askıdan indiği günden önce yapıldıklarının tespiti halinde, yapının iç ve dış özellikleri ayrıntılı olarak incelenerek, elektrik, içme suyu, kanalizasyon tesisatlarının, su ve elektrik aboneliklerinin olup olmadığı, ıslak ve kuru zemin kaplamaları, çatı kaplaması vs. gibi bir yapıda olması gereken tüm unsurların bulunup bulunmadığı araştırılıp açıkça yazılarak, varsa eksik imalat oranı ve yapı sınıfı tespit edilerek yapılara bedel belirlenmesi, ilanın askıdan indiği günden sonra yapıldığının tespiti halinde söz konusu yapı bedeline hükmedilmemesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile tüm yapı bedellerine hükmedilmesi doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bilirkişi marifetiyle 05.04.2014 tarihli uydu görüntüsü üzerinde yapılan tespit ve inceleme neticesinde, dava konusu 775 parsel sayılı taşınmaz içerisinde iki adet yapının mevcut olduğu, bu yapılardan bahse konu tek katlı konutun alanı 150,28 m2 olarak hesaplanmış iken, inşaat bilirkişisi tarafından ise aynı konutun alanının 224 m2 olarak hesaplandığı, metrekarelerin farklı çıkmasının sebebinin, uydu görüntüsü ve hava fotoğrafları üzerinden hesaplamanın algılama yöntemi ile görüntü çözünürlüğüne bağlı olarak hesaplandığı, bu nedenle inşaat bilirkişisi tarafından birebir ölçülerek yapılan hesaplamanın daha sağlıklı olduğu, tüm bu nedenlerle taşınmaz içerisinde bulunduğu iddia olunan tek katlı evin 05.04.2014 tarihli uydu görüntüsüne göre mevcut olduğu anlaşıldığından, bozma ilamı uyarınca alınan 12.05.2022 tarihli bilirkişi ek raporunun usul ve kanuna uygun olduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunun bozma ilamına uygun olmadığını, bozma öncesi hüküm altına alınan bedelden fazlasına hükmedilerek davacı idarenin usulü kazanılmış hakkının ihlal edildiğini, dava konusu taşınmaz içerisinde sulama tesisi mevcut olmadığı hâlde, taşınmazın sulu olarak kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kapitalizasyon faiz oranının % 5 değil % 7 olarak uygulanması gerektiğini, objektif değer artışı uygulamasının hukuka aykırı olduğunu, ağaç verim ve fiyatının çok yüksek hesaplandığını, taşınmaz üzerindeki yapıların kamu yararı kararının son ilan tarihinden sonra yapıldığını, bu nedenle kamulaştırma bedelinin hesaplanmasında dikkate alınamayacağını, her ne kadar yapıların yaşı 10 yaş ve üzeri olarak gösterilmiş ise de gerçekle bağdaşmadığını, taşınmazın tapudaki yüzölçümünün 5.664,18 metrekare olup tamamının baraj gölü altında kaldığını, buna rağmen karara dayanak teşkil eden fen bilirkişi raporunda ve yerel mahkeme kararında taşınmazın yüzölçümünün 5.664,00 metrekare olarak gösterildiğini, bilirkişi raporunun koordinatsız ve tapu kaydına uygun olmadığını, bu durumda hükmün infaz edilemediğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı da gözetilerek davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. Hükme esas alınan 15.02.2022 tarihli teknik bilirkişi raporunda; 05.04.2014 tarihli uydu görüntüsü üzerinde yapılan inceleme neticesinde, dava konusu 775 parsel sayılı taşınmaz içerisinde işbu tarih itibarıyla iki adet yapının mevcut olduğu belirtilmiş olup, bu yapıların, bozma öncesi alınan bilirkişi raporunda tespit edilen 840 m2 yüzölçümlü 7-8 yıllık 3 katlı konut ile 6-7 yıllık 204 m2 yüzölçümlü tek katlı konut olduğu, bu durumda bozma konusu yapılan 3 yıllık tek katlı konutun uydu görüntülerinde yer almadığı anlaşılmakla; bahse konu 3 yıllık tek katlı konut bedeli olarak hesaplanan 118.272,00 TL'nin kamulaştırma bedeli hesabında dikkate alınmaması gerektiğinin düşünülmemiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

4. Mahkemece karara dayanak alınan fen bilirkişi raporunda taşınmazın tamamının baraj kamulaştırma sahası içerisinde kaldığı belirtilmiş olmakla birlikte, tapu kaydına göre taşınmazın tamamı 5.664,18 m2 iken raporda 5.664,00 m2 olarak eksik gösterilmiş olması infazda tereddüt oluşturacağından bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine

2. Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkemenin gerekçeli kararının hüküm fıkrasının; (1) numaralı bendinde yer alan " 851.105,05 " sayısının çıkarılarak yerine "732.833,05 " sayısının yazılması; (2) numaralı bendinin hükümden çıkarılarak yerine "...köyü, 775 parsel sayılı davalıların mirasbırakanı ... adına kayıtlı 5.664,18 metrekare yüzölçümlü taşınmazın tamamının tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline, taşınmazın baraj gölü sahası içerisinde kalması nedeniyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 16 ncı maddesinin (c) bendi uyarınca tapudan terkinine," cümlesinin yazılması; hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak " Fazladan ödenen 118.272,00 TL bedelin davalılardan veraset ilamındaki payları oranında alınarak davacı idareye iadesine," cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

02.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.