Logo

5. Hukuk Dairesi2023/11136 E. 2024/4152 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Devletleştirilen orman arazisi için 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca tazminat talep edilip edilemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: 4785 sayılı Kanun ile devletleştirilen ve 5658 sayılı Kanun ile iadesine imkan tanınmayan orman arazisine ilişkin tapu kaydının hukuki değerini yitirmesi ve bu nedenle 4721 sayılı Kanun'un 1007. maddesi uyarınca tazminat talebinde bulunulamayacağı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/198 Esas, 2023/1554 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: Beykoz 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/3 Esas, 2022/326 Karar

Taraflar arasındaki 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle;...köyü 22.04.1931 tarih cilt:24 pafta 52/22...öyü 22.04.1931 tarihli cilt:24 pafta 51/21...öyü 929 Ağustos tarihli cilt 26 sıra 33 varak 61...öyü 929 Ağustos tarih cilt 26 sıra 33 varak 61, ... köyü teşrin evvel 1929 cilt 23/69, ... köyü teşrin evvel 1929 cilt 23 n:17, ... köyü 10.08.1937 tarih cilt 27 no:4 sayfa:111-113, ...köyü teşrin sani 321 sayfa:94 sıra:10, ...köyü teşrin sani 321 sayfa:94 sıra :8, ...köyü teşrin sani 321 sayfa: 94 sıra:6, ...köyü teşrin sani 321 sayfa: 94 sıra:5, ...köyü teşrin sani 321 sayfa:94 sıra:11, ...köyü 150 nolu parselde kayıtlı taşınmazların müvekkillerinin murisi ... ve ...' nin çocukları ..., Ahmet ve... ile ..... adlarına kayıtlı olduğunu, ... ..., ... ve ...köylerinde 1939 yılında 3116 sayılı Kanun uyarınca yapılan kadastro çalışmaları sonucunda tahdit dışında kalmış ve müvekkillerinin muris... ve çocuklar adına hususi orman olarak tahdit edildiğini, daha sonra 4785 sayılı Kanun ile devletleştirme işlemine tabi tutularak 03.07.1947 tarihli ve 31 cilt, 175 yevmiye, 112-10 sayfa numarasında Devlet Ormanı olarak tapuya tescil edildiğini, 5658 sayılı Kanun gereğince iadeye tabi tutulmadığını, 1939 yılında 3116 sayılı Kanun gereğince yapılan orman kadastrosunda tahdit haritasında... Çiftliği olarak özel orman vasfıyla muris... adına kayıtlı bulunan 7920 dönümlük arazinin devletleştirilerek kamulaştırmasız el atmanın gerçekleştirildiğini, tapu kayıtlarının taşınmaz mallardaki mülkiyet hakkının belgesi ve göstergesi olduğunu, bu nedenle uğranılan zararın tazminini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının açtığı mesnetsiz ve haksız davayı kabul etmediklerini, öncelikle zaman aşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların arazideki konumlarını gösterir aplikasyon krokilerinin dosyaya sunulduğunu, arazi kadastrosu yapılırken dava konusu edilen taşınmazların orman olması gerekçe gösterilerek arazinin tespit dışı bırakıldığını, kadastro ve tapulama işlemlerinden devletin sorumlu olduğunu, davanın kabulü gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazların davacılar murisleri adına kayıtlı olduğunu ... ..., ... ve ...köylerinde 1939 yılında 3116 sayılı Kanun uyarınca yapılan kadastro çalışmaları sonucunda taşınmazların tahdit dışında kaldığı iddia edilmiş olup, yapılan keşif sonucunda teknik bilirkişiler tarafından da dosya kapsamında 04.10.2021 tarihli rapora göre dava konusu taşınmazların ... Mahallesi sınırları içerisinde bulunan krokide 76 numara ile gösterilen 239.946,77 m² lik alan ve 35 numara ile gösterilen 82.976.65 m² lik alan ... Devlet ormanı olan 345 parsel sınırları içerisinde kaldığı tespit edilmiştir. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Kanun'un 1 inci maddesi gereğince 2 nci maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş ve bu ormanlar hiçbir işlem ve bildirime gerek olmaksızın Devlete geçmiştir. Aynı Kanun'un 5 ve devamı maddeleri gereğince devletleştirilen ormanların sahiplerinin taşınmazın bedelini almak için 1 yıllık süre içerisinde başvuruda bulunmaları gerektiği ve başvuruda bulunmadıkları taktirde ormanın karşılığını alma hakkını kaybedecekleri öngörülmüş ve devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Kanun ile iadeye tabi tutulmuş ve iadenin koşulları aynı Kanunda gösterilmiştir. Devletleştirilen ve iadeye tabi olmayan ormanlara ait tapu kayıtları hukuki değerlerini yitirirler. Hukuki değerini yitiren bir tapuya dayanılarak 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat isteminde bulunulamaz bu nedenle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz itirazında bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri

2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.

3. 4785 sayılı Kanun'un 1 nci ve 5 inci maddeleri

4. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

6. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.