"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/464 Esas, 2023/1691 Karar
KARAR : Esastan ret
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedeli ile ecrimisilin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın Tarım ve Orman Bakanlığı yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davalı DSİ Genel Müdürlüğü yönünden kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı DSİ Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince, miktar veya değeri her paydaş için 238.730,00 TL'yi geçmeyen davalara ilişkin olarak Bölge Adliye Mahkemesi kararları kesin olup bu kararlar aleyhine temyiz yoluna başvurulamaz.
Hüküm altına alınan ve temyize konu edilen ecrimisil miktarı Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalmaktadır.
Bu nedenle; ecrimisil talebi yönünden davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı DSİ Genel Müdürlüğü vekilinin kamulaştırmasız el atmaya dayanan tazminat talebi için gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Van ili, ..., ..., 213 parsel sayılı taşınmaza fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin ve ecrimisilin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı DSİ Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını, zaman aşımı definde bulunduklarını, müvekkil idareye husumet yöneltilemeyeceğini, dava konusu edilen taşınmaza müvekkilin herhangi bir müdahalesinin veya el atmasının söz konusu olmadığını, kamulaştırmasız el atmadan bahsedilebilmesi için taşınmaza sahiplenme amacı ile kamulaştırma yetkisine sahip bir idare tarafından daimi olarak el atılması gerektiğini ileri sürerek bahsedilen tüm nedenlerle davanın reddine ve yargılama giderleriyle ücreti vekâletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, el atma tazminatının ve ecrimisilin tespiti ile davalı idareden tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı DSİ Genel Müdürlüğü vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın nitelikleri gözönüne alındığında objektif değer artışının daha yüksek belirlenmesi gerektiğini, bedelin düşük olduğunu ileri sürmüştür.
2. Davalı DSİ Genel Müdürlüğü vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkil idareye husumet yöneltilemeyeceğini, kamulaştırmasız el atma şartlarının oluşmadığını, taşınmazın çayır olarak hesaplanması gerektiğini, taşınmazın nitelikleri göz önüne alındığında objektif değer artışı verilmemesi gerektiğini, bedelin fahiş olduğunu ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile sulu tarım arazisi niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca o yörede mutad olarak ekilen münavebe ürünleri buğday ve yonca verileri esas alınarak olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri üzerinden bilimsel yolla değer biçilerek taşınmazın m² birim fiyatının 21,28 TL olarak hesaplanmasında, hesaplamaya esas alınan ürünler ile kapitalizasyon faiz oranının % 4 alınmasında, taşınmazın bilirkişi raporu, dosya kapsamı ve Kadastro Genel Müdürlüğü Parsel Sorgulama Sisteminden edinilen bilgilere göre özelliği ve durumu dikkate alındığında % 15 oranında objektif değer artışı uygulanmasında, ecrimisilin net gelir üzerinden hesaplanmasında ve tarafta yapılan iradi değişikliğin mazur görülebilir yanılmadan kaynaklanmasından dolayı 6100 sayılı Kanun'un 124 üncü maddesinin uygulanmasında, doğal göl alanlarının bakım ve onarım sorumluluğu davalı kuruma ait olduğundan husumetin belirlenmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin bir numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı DSİ Genel Müdürlüğü vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca gelir metodu esas alınarak değer biçilmesi ve tespit edilen bedelin davacı tarafa ödenmesi, dava konusu taşınmazın davacı adına olan tapu kaydının iptali ile nehir yatağı olarak terkinine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
A. Davalı DSİ Genel Müdürlüğü Vekilinin Ecrimisile İlişkin Temyizi Yönünden
Temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,
B. Davalı DSİ Genel Müdürlüğü Vekilinin Kamulaştırmasız El Atmaya Dayanan Tazminat Talebine İlişkin Temyizi Yönünden
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı DSİ Genel Müdürlüğü harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.