"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3069 Esas, 2022/3229 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Fatsa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/574 Esas, 2022/504 Karar
Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Ordu ili, Fatsa ilçesi, ... Mahallesi, ... yanı 1001 ada 6 ve 12 parsel sayılı taşınmazların orman sayılan yerlerden olması sebebiyle tapuları Fatsa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.02.2015 tarihli ve 2014/419 Esas, 2015/66 Karar sayılı dosyasında Hazine adına tapuya kayıt ve tescil edildiğini, davacının taşınmazları 20.06.1990 tarihinde tapu kaydına güvenerek Şükrü oğulları ... ve ... Emiralioğlu'ndan satın aldığını, müvekkillerinin gayrimenkulü satın aldığında üzerinde herhangi bir takyidat olmadığı gibi tapu kaydının üzerinde şerhde bulunmadığını, bu aşamada müvekkillerinin 06.08.1992 tarihinde yola terk verdiğini, müvekkillerinin tapu kaydına güvenerek gayrimenkulü satın aldığını, tapu kütüğünden kaynaklanan zararlardan devletin sorumluluğu bulunduğunu, müvekkillerinin tapu kaydının iptali nedeniyle uğramış olduğu zararların tazminine karar verilmesini talep ve dava ettikleri anlaşılmıştır.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın öncelikle kesin hüküm, zamanaşımı veya husumet yokluğu nedeniyle reddine, aksi halde deliller kapsamında yapılacak keşif sonrası reddine, tüm yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, 485.687,05 TL tazminatın 08.04.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı Hazineden tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yargıtay kararları gereği davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, husumetin Orman Genel Müdürlüğünde olduğunu, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca belirlenen bedelin fahiş olduğunu, faiz başlangıç tarihinin hatalı belirlendiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğindeki taşınmazlara emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan Devletin sorumlu olduğu, davanın davalı sıfatıyla Maliye Hazinesi aleyhine açılmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, davanın zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı, tapunun iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği tarihten itibaren faiz uygulanmasında isabetsizlik olmadığı, davanın belirsiz alacak davası olarak açılabileceği, Mahkemenin iade kararı dikkate alınarak iade kararından sonra aldırılan 15.03.2022 tarihli bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda davalının usuli kazanılmış hakkı ve taleple bağlılık ilkesi gereği hükmedilen tazminat miktarında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun'un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ilearsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
3.Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu Ordu ili, Fatsa ilçesi, ... Mahallesi, ... yanı 1001 ada 6 ve 12 parsel sayılı taşınmazları davacılar murisinin 20.06.1990 tarihinde satış suretiyle edindiği, Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda Fatsa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/419 Esas, 2015/66 Karar sayılı kararı ile taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın 06.04.2015 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 09.10.2017 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.
3. Her ne kadar kaldırma kararı sonrası alınan bilirkişi raporunda emsal alınan Kurtuluş Mahallesi 561 ada 13 parselin 15.05.2009 tarihli satışında satış akit tablosunda satış bedelinin 8000,00 TL olduğu belirtilmesine rağmen bilirkişi raporunda 80.000,00 TL alındığı ve buna göre m² bedelinin bu raporda 323,81 TL olduğu tespit edilmiş ise de mahkemece idarenin usuli kazanılmış hakkı gereği taşınmazın metrekare bedelinin 276,51 TL olarak kabul edilmesi nedeniyle bozma nedeni yapılmamıştır.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.