Logo

5. Hukuk Dairesi2023/1122 E. 2024/1244 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sahte nüfus kayıt örneği ve sahte nüfus cüzdanına dayanılarak düzenlenen veraset ilamı ve yapılan tapu devri nedeniyle uğranılan zarardan dolayı Hazine ve şahıslar aleyhine açılan tazminat davasında, Hazine'nin sorumluluğu ve tazminat miktarının belirlenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tapu kaydının iptali nedeniyle oluşan gerçek zararın, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalma olduğunun ve tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre taşınmazın değerinin belirleneceği gözetilerek, yerel mahkemenin davalı Hazine ve davalı ... yönünden davanın kısmen kabulüne, davalı ... yönünden davanın reddine ilişkin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/775 Esas, 2022/763 Karar

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında görülen sahte nüfus kayıt örneğine dayalı olarak verilen veraset ilamı ve sahte nüfus cüzdanına dayalı olarak tapuda yapılan satış nedeniyle uğranılan zararın, şahıslar aleyhine 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 49 uncu maddesi uyarınca ve Hazine aleyhine 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın davalı Hazine ve davalı ... yönünden kısmen kabulüne, davalı ... yönünden reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalılar Hazine ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davalı ... vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 06.02.2024 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davalı ... vekili Avukat ..., davalı Hazine vekili Avukat ... ve aleyhine temyiz olunan davacı vekili Avukat ... gelmişlerdir.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Antalya ili, Muratpaşa ilçesi, ... Mahallesi 1465 ada 23 parsel sayılı taşınmazı satın aldığını, organize bir suç örgütü olduğunu düşündükleri ve halen Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 2006/51498 hazırlık nolu soruşturma dosyasında adı geçen kişi veya kişilerce bu değerli arsanın 3. kişiye satıldığını, sahte evraklar ile müvekkili eşi ve diğer çocukları sağ olduğu hâlde, sadece müvekkilinin oğlu ... sağ gösterilerek ... adına sahte nüfus cüzdanı düzenlendiğini, Antalya 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/427 Esas, 2006/375 Karar sayılı ve 20.03.2006 tarihli veraset ilamının sahte belgeye göre düzenlendiğini, aynı kusur ve işlemlerin Tapu Müdürlüğünde de cereyan ettiğini, sahte nüfus cüzdanı ve gerçeğe aykırı veraset ilamının kullanıldığını ve gerekli hassasiyetin gösterilmediğini, tapu memurunun nüfus kaydı istenmesi için yazı yazdığı halde doğru belgelerin temin edilemediğini (şüpheliler tarafından evrak elden takip edilmişse muhtemelen sahteciliğin bu vesile ile devam ettiğini), müvekkilinin açtığı tapu iptali ve tescil davasının ret ile sonuçlandığını ve kararın kesinleştiğini bu kararda 3. kişi olan ... Açıkgöz'ün iyi niyetli kabul edildiğini, tapu sicilin tutulmasından doğan zarardan Devletin sorumlu olduğunu, diğer davalıların arsayı adlarına 1/2 oranında kaydeden kişiler olduğunu, hazırlık soruşturmasında şüpheli olarak yer aldıklarını, bu şahısların ...'ın nüfus cüzdanını kullanan şahsı tanımadıklarını beyan ettiklerini, bunun inandırıcı olmadığını belirterek müvekkilinin maddi ve manevi yönden çok büyük zarara uğramış olması nedeniyle uğranılan zararın tazminini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı süresinin bir yıl olup zamanaşımının dolduğunu, açılan davada Tapu Müdürlüğüne husumet düşmediğini, bu davalı yönünden davanın husumetten reddi gerektiğini, olayda idarenin hizmet kusuru bulunmadığını, zararın kişilerin sahtecilik eyleminden kaynaklandığının açık olduğunu, ... ve ... adlarına düzenlenen tapunun yolsuz tescil olduğunu, sorumlular belli iken idareden tazminat istenemeyeceğini, malik yerine sahte kişinin geçmesi halinde Devletin sorumluluğundan söz edilemeyeceğini, zarar ile kusur arasındaki illiyet bağının 3. kişinin fiili ile kesildiğini, davanın reddi gerektiğini, aksi kabul edilecek olsa bile akit tablosundaki değeri aşar biçimde rayiç değer istenemeyeceğini, talep edilen tazminat miktarlarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı itirazında bulunduklarını, iyi niyetle taşınmazı satın alan müvekkili yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddi gerektiğini, Mahkeme kararının sahte nüfus kaydına dayandığını, bu nedenle Adalet Bakanlığına da davanın yöneltilmesi gerektiğini, hazırlık evrakının sonucunun beklenmesi gerektiğini, müvekkilinin sahte belgelerle intikal işlemi ile ilgisi olmadığını, müvekkili yönünden işlemin sahte belgelere değil tapu kaydına dayandığını, kendisini ... olarak tanıtan kişinin müvekkilinin iş yerine gelip satma isteğini bildirdiğini, 1/2 hissenin 210.000 TL'ye satın alındığını, tapuda satış bedelinin 87.000 TL gösterildiğini; ancak gerçek bedel ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

3. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı itirazında bulunduklarını, müvekkili tapu kayıtlarına güvenerek taşınmazı bedeli karşılığında satın aldığını, bu nedenle husumet yönünden davanın reddi gerektiğini, müvekkili ve diğer davalıya karşı açılan tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verilip kesinleştiğini, aynı gerekçeler ile tazminat davası açılamayacağını, alınan 1/2 hisse bedelinin ödendiğini, taleplerin reddi gerektiğini, kurum ve kişilerin hatasının müvekkile yöneltilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, hazırlık soruşturmasının sonucunun beklenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 08.7.2014 tarihli ve 2012/494 Esas, 2014/308 Karar sayılı kararı ile davanın tüm davalılar yönünden kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1.Mahkemenin 08.07.2014 tarihli ve 2012/494 Esas, 2014/308 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı, davalı ... ve davalı Hazine vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda; değerlendirme tarihinin 19.03.2012 olduğu ve taşınmazın arsa vasfında olduğu gözetilerek değerlendirme tarihinden önceki emsal satışlar getirtilerek yeniden rapor aldırılması gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Mahkemenin 24.09.2020 tarihili ve 2016/445 Esas, 2020/3134 Karar sayılı kararı ile tüm davalılar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1.Mahkemenin 24.09.2020 tarihili ve 2016/445 Esas, 2020/3134 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı ... ve davalı Hazine vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın davalı Hazine ve davalı ... yönünden kısmen kabulüne, davalı ... aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine ve davalı ... vekilleri vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; zararın ortaya çıkışında 3. kişilerin ağır kusuru olduğunu, Hazine açısından illiyet bağının kesildiğini, raporun usulüne uygun olmadığını, davacının oğluna karşı dava açmadığını; ancak sahte evraklarda onunda adının geçtiğini ileri sürmüştür.

2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; Ömer ve Hasan'ın aynı resmi akitle 1/2'şer pay satın aldıklarını, müvekkili hakkında yürütülen bir soruşturma ve kovuşturma olmadığını, müvekkilinin durumunun ...'den ayrı değerlendirilemeyeceğini, davanın müvekkili yönünden de reddinin gerektğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı, ...'ın daha önce aleyhine kurulan ilk iki hükmü de temyiz etmediği anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine ve davalı ... vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, 21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davalı ...'dan aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına,

06.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.