Logo

5. Hukuk Dairesi2023/11271 E. 2024/4496 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idare tarafından kamulaştırmasız el atılarak enerji nakil hattı geçirilen taşınmaz için irtifak hakkı bedeli istenmesine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespit tutanaklarına göre tapuya tescil edilen irtifak hakkına ilişkin 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 10 yıllık hak düşürücü süresi geçtikten sonra dava açıldığı gözetilerek, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair verilen karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1495 Esas, 2023/1382 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: Görele 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/171 Esas, 2022/44 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılarak enerji nakil hattı geçirilen taşınmazların irtifak hakkı karşılığının tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... köyü, 101 ada 49 parsel sayılı taşınmaza davalı idare tarafından kamulaştırma yapılmaksızın enerji nakil hattı geçirilmek suretiyle fiilen el atıldığını, davacının mülkiyet hakkının kısıtlandığını, arsa vasfındaki taşınmazın değer kaybettiğini ileri sürerek irtifak hakkı karşılığının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza dair kamulaştırma işleminin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun mülga hükümleri uyarınca ikmal edilip irtifak hakkının tapuya tescil edildiğini, bu nedenle açılan davanın kamulaştırmasız el atmadan kaynaklı tazminat değil bedel artırım davası olduğunu, ancak bedel artırım davasının da 30 günlük hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından reddi gerektiğini, davacının kamulaştırma işlemlerinden haberdar olduğunu, noter tebligatlarının hak sahiplerine usulüne uygun yapıldığını, kaldı ki mahkeme kararlarının usulüne uygun tebliği ile birlikte kamulaştırma işleminin öğrenildiğini, bu nedenle davacının kamulaştırmayı öğrenmediği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, kamulaştırma bedelinin hak sahipleri adına bankaya yatırıldığını, davanın kesin hüküm nedeniyle de reddi gerektiğini, her ne kadar davaya konu taşınmazın arsa vasfında olduğu iddia edilmiş ise de arsa değil fındık bahçesi niteliğinde olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taşınmaz üzerinden geçen enerji nakil hattı ile tapuya tesis edilen irtifak hakkına konu enerji nakil hattının aynı hat olup davalı şirkete ait olduğu, dava konusu taşınmazın kadastro tespit tutanağının 29.01.2009 tarihinde kesinleştiği, 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde kadastro çalışmaları sırasında kadastro tespit tutanağı ile tespit edilen ve tutanağın kesinleşmesi ile tescil edilen irtifak hakkının yolsuz olduğu sebebine dayalı irtifak hakkının terkini istemi ile tapu sicilinin düzeltilmesi davası açıldığını gösterir bir delilinin dosyaya sunulmadığı ve bu yönde bir iddianın ileri sürülmediği, eldeki davanın 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kamulaştırmasız el atmadan kaynaklı tazminat istemiyle açılan eldeki davada 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanamayacağını, nitekim kamulaştırmasız el atma olgusunun kadastro tespitinden sonrasında da devam ettiğini, şerh edilen irtifak hakkının hukuki geçerliliğinin, süresinin, irtifak alanı miktarının ve davalı şirket ile ilgisinin araştırılması gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kamulaştırma konusu irtifak hakkının mahkeme kararıyla tapuya tesciline karar verildiği, 19.01.2009 kesinleşme tarihli kadastro tespit tutanağına istinaden ise tapuya tescil edildiği, kadastro işleminin kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra eldeki davanın 02.04.2019 tarihinde açıldığı, bu nedenle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinin yerinde olduğu, davacı tarafça yargılama sırasında taşınmazın tapu kaydındaki irtifak şerhinin yolsuz olduğu ileri sürülmediğinden, istinaf aşamasında ileri sürülen bu iddianın dinlenmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı idare tarafından enerji nakil hattı geçirilmek suretiyle kamulaştırmasız el atılan taşınmazın irtifak hakkı bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ( 6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 12 nci maddesinin üçüncü fıkrası.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; 29.01.2009 kesinleşme tarihli kadastro tespit tutanaklarına istinaden dava konusu irtifak haklarının davalı idare lehine tapuya tescil edildiği anlaşılmış olup 3402 sayılı Kanun'un 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasındaki düzenleme gereği, bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutunakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağından, 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açılan eldeki davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.