Logo

5. Hukuk Dairesi2023/11284 E. 2024/4502 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti ve arta kalan kısmın değer kaybı ile ilgili uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararında, ilk kararla hüküm altına alınan fark bedele ilişkin faiz bitiş tarihinin hatalı belirlendiği, ancak bu hususun düzeltilmesi için yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığı gözetilerek karar düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2401 Esas, 2023/2629 Karar

KARAR : Esastan ret/yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ: Aliağa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/430 Esas, 2023/310 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun davalı vekili yönünden esastan reddine, davacı idare yönünden ksımen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir ili, Aliağa ilçesi, Güzelhisar Mahallesi, 1427 parsel (yeni 247 ada 1 parsel) sayılı taşınmazın 10.500,38 m²lik kısmının kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini, yol olarak tapudan terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; acele el koyma dosyasında tespit edilen kamulaştırma bedelinin çok düşük olduğunu savunarak taşınmazın gerçek değerinin tespitini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile işbu bedelden, acele el koyma bedelinin mahsup edilmesi suretiyle tespit ve depo edilen fark bedelin ilk kararla hüküm altına kısmına davanın dört ay içinde sonuçlandırılmadığı gözetilerek 27.04.2019 tarihinden ilk karar tarihi olan 21.01.2020 tarihine kadar; son karar ile hüküm altına alınan kısmına ise 27.04.2019 tarihinden son karar tarihi olan 09.06.2023 tarihine kadar yasal faiz işletilerek davalıya derhal ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak tapudan terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi ek raporuna karşı itirazları karşılanmadan ve dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden karar verildiğini, objektif değer artışı uygulamasının yerinde olmadığını, davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden karar verildiğini, tespit edilen kamulaştırma bedelinin çok düşük olup, davaya konu taşınmazın arsa vasfında olduğunun kabulü ile gerçek değerinin tespiti gerektiğini, uygulanan kapitalizasyon faiz oranının hatalı olduğunu, % 200 oranında uygulanan objektif değer artışı oranının hukuka aykırı olduğunu, kamulaştırma bedeli hesaplanırken taşınmaz üzerindeki meyve ağaçlarının dikkate alınmadığını, taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan 5.903,97 m²lik kısmı için değer azalışı hesaplanmamış olmasının hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; sulu tarım arazisi niteliğindeki dava konusu taşınmaza gelir metoduna göre değer biçilmesinin yöntem itibarıyla doğru olduğu, taşınmazın kısmi kamulaştırılması sonucu üç parçaya ayrıldığı, taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan ve krokide "C" harfi ile gösterilen kısmının kullanım durumu, geometrik şekli, yüzölçümü ve ulaşım imkanı dikkate alınarak bu kısmın da bedeli hesaplanıp kamulaştırma bedeline eklenmesinin, kamulaştırmadan arta kalan ve krokide "A" harfi ile gösterilen kısmının ise yüzölçümü nazara alınarak bu kısım açısından değer kaybı hesabı yapılmamış olmasının doğru görüldüğü, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak, davanın niteliği gereği davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinde hukuka aykırı bir yön bulunmadığı; ancak arazi niteliğindeki taşınmazlara net gelir metoduna göre değer tespitinde münavebeye esas alınan ürünlerin üretim masraflarının ekonomik tarım yapmaya engel olacak kadar yüksek alınması doğru olmadığı gibi brüt gelirinin 1/3'ü oranından da az olmaması gerektiğinin gözetilmesi gerektiği, bu itibarla; münavebeye esas alınan buğday, silajlık mısır ve pamuk ürünleri için değerlendirme yılına ait İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünün maliyet cetvelinde belirtilen masrafların ekonomik tarım yapmaya elverişli olduğu gözetilmeksizin, hükme esas bilirkişi raporunda hatalı değerlendirme ile brüt gelirinin 1/3'ü oranında alınmasının, yine dane mısır için üretim masrafının, brüt gelirinin 1/3'ünden az olamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde hesaplama yapan bilirkişi raporuna göre bedel tespitinin doğru görülmediği, tüm bu hususlar gözetilerek yeniden hesaplama yapıldığında toplam kamulaştırma bedelinin 888.965,02 TL olarak tespit edildiği, fazladan depo edilen bedelin davacı idareye iadesi gerektiği, kısmi kamulaştırma nedeniyle arta kalan ve bedeline hükmedilen krokide " C " harfi ile gösterilen kısmın tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmemiş olmasının hatalı olduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci ve 12 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Sulu tarım arazisi niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri esas alınarak değer biçilmesi yerindedir.

3. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre uygulanan kapitalizasyon faiz oranı ile objektif değer artış oranı uygun görülmüştür.

4. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ile 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı kararı göz önüne alınarak davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi yerindedir.

5. Dava konusu taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan krokide "A" harfi ile gösterilen kısmın yüzölçümü, geometrik şekli ve kullanım durumu dikkate alındığında değer azalışına hükmedilmemesi yerindedir.

6. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davacı idare vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

7. İlk Derece Mahkemesinin ilk kararı ile hüküm altına alınan ve üçer aylık vadeli mevduatta nemalandırılarak son karar tarihi itibarıyla ödenmesine karar verilen 139.081,67 TL fark bedel yönünden faiz bitiş tarihinin de son karar tarihi olması gerektiği düşünülmeden, işbu bedele ilk karar tarihine kadar yasal faiz işletilmiş olması bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı idare vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı vekilinin temyiz itirazının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (4) numaralı bendinin hükümden çıkarılmasına, yerine "Tespit ve depo edilen toplam 492.023,80 TL fark kamulaştırma bedeline davanın dört ay içinde sonuçlandırılmadığı gözetilerek bu sürenin bitiş tarihi olan 27.04.2019 tarihinden İlk Derece Mahkemesinin son karar tarihi olan 09.06.2023 tarihine kadar yasal faiz işletilerek işlemiş faizin davacı idareden tahsili ile davalıya verilmesine," cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.