Logo

5. Hukuk Dairesi2023/11392 E. 2024/5719 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davalı idarenin belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Emsal taşınmaz belirlenirken usulüne uygun hareket edilmediği, gerekli incelemenin yapılmadığı ve düzenleme ortaklık payının tespitinde eksiklik bulunduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/451 Esas, 2023/1502 Karar

DAVA TARİHİ: 20.01.2016

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin davasında yapılan yargılama sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar ve davalı ... vekillerince temyiz edilmekle kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacının maliki olduğu dava konusu ...köyü eski 2010 parsel sayılı taşınmaza davalı idarece usulüne uygun kamulaştırma yapılmaksızın fiilen el atıldığından bahisle kamulaştırmasız el atmaya dayalı taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın...Valiliği İl İdare Kurulunun 10.12.1975 tarihli kararı ile kamulaştırıldığını ve kamulaştırılan taşınmazın tescili için Milli Eğitim Bakanlığına izafeten Hazine adına tapuya tesciline karar verildiğini, istimlak neticesinde 11.03.1981 yılında hükmen Maliye Hazinesi adına tescil edildiğini, daha sonra üniversitenin kullanımına bırakıldığını, husumetin sadece Hazineye yöneltilmesi gerektiğini, kamulaştırma işlemleri ve üniversiteye tahsis işleminin hukuka uygun bir şekilde gerçekleştiğini, müvekkili üniversiteye dava konusu taşınmazın usulüne uygun kamulaştırma işlemi neticesinde Maliye Hazinesinden tahsis edilerek kullanılmaya başlandığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı Maliye Hazinesi vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz yeni kurulacak olan Akademi sitesinin yerleşeceği saha içerisinde kaldığından...Valiliği İl İdare Kurulunun 10.12.1975 tarihli kararı ile kamulaştırmaya konu edildiğini, kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil talebi neticesinde davacıların mirasbırakanı Ömer Deşiş'e kamulaştırma bedelinin eksiksiz ödendiğini ve Maliye Hazinesi adına tescil edilerek kamulaştırma işlemlerinin tamamlandığını, kamulaştırma bedeli Ömer Deşiş adına T.C. Ziraat Bankası Adapazarı Şubesine yatırıldığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

3. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz 163.850,00 m² yüzölçümü ile muris Ömer Deşiş adına kayıtlı iken 113.576,00 m²'sinin...2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1977/746 Esas, 1978/84 Karar sayılı ilamı gereğince 7050 parsel numarası ile Hazine adına tescil edildikten sonra...Üniversitesi Kampüsünün bulunduğu taşınmaz ile tevhid edildiğini, dava konusu taşınmazın anılan mahkeme kararı gereği davacıların mülkiyetinde olmaktan çıktığını, Maliye Hazinesi adına tescil edildiğini, kamulaştırma işlemi ile ilgili arşiv bilgilerinin kurumlarında bulunmadığını ileri sürerek davanın husumet yönünden reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 29.05.2018 tarihli ve 2016/64 Esas, 2018/275 Karar sayılı kararı ile davanın davalı ... yönünden husumetten reddine, davalılar ... ve Hazine yönünden kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ile davalı ... ve davalı Hazine vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 19.01.2021 tarihli ve 2018/3479 Esas, 2021/49 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın Üniversite Alanı ihtiyacı için kamulaştırma işlemlerine başlanarak Hazine adına tescilinin sağlanmasından sonra...Üniversitesine tahsis edildiği ve fiilen de...Üniversitesi Esentepe Kampüs Alanında kaldığı, kamulaştırmasız el atılan arsa niteliğindeki taşınmaza mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılarak dava tarihindeki değerinin belirlenmesinde bir isabetsizlik görülmediği, ancak davalılardan...Üniversitesinin fiili kullanımında olan taşınmazla ilgili davada adı geçen idarenin sorumlu olduğu gözetilip hakkında hüküm kurulması ve Hazine aleyhinde açılan davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, her iki davalıdan da müştereken ve müteselsilen tahsiline kararı verilmesi ile hüküm altına alınan alacağa dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılıp düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davalı ... ve Hazine hakkında açılan davanın husumet yokluğundan reddine, davalı ... yönünden davanın kısmen kabulü ile hükmedilen kamulaştırmasız el atma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... Rektörlüğünden tahsili ile davacılara hisseleri oranında ödenmesine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin 19.01.2021 tarihli ve 2018/3479 Esas, 2021/49 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı ... davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; 21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 tarihli ve 30988 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7201 sayılı Kanun'un 6 ve 7 nci maddeleri ve 09.06.2021 tarihinde kabul edilerek 19.06.2021 tarihli ve 31516 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7327 sayılı Kanun'un 20 ve 22 nci maddeleri ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na (2942 sayılı Kanun) eklenen Ek 3 üncü madde hükmüne uygun rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle sair hususlar incelenmeksizin kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her ne kadar Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ise de bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama sırasında Anayasa Mahkemesinin 28.07.2023 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 04.05.2023 tarihli ve 2019/93 Esas, 2023/87 Karar sayılı kararı ile 7201 sayılı Kanun'un 7 nci maddesi ile 2942 sayılı Kanunu’na eklenen 15/2 fıkrasında yer alan "ek 3 üncü madde hükmü uygulanarak" ibaresinin iptaline karar verildiği, iptal hükmü doğrultusunda 7201 sayılı Kanun'un yürürlük tarihinde derdest bulunan davalara 2942 sayılı Kanun’un Ek 3 üncü maddesinin uygulanamayacağı kanaatine varılmakla dosyada mevcut bozma ilamı öncesi alınan ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu dikkate alınarak kamulaştırmasız el atılan arsa niteliğindeki taşınmaza, mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılarak dava tarihindeki değerini belirleyen usul ve kanuna uygun olarak düzenlenen bilirkişi raporuna göre hesaplanan el atma bedelinin davalı ... Rektörlüğünden tahsiline, davalı ... ve Hazine hakkında açılan davanın ise husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza düşük değer biçildiğini, ilk raporda m² birim bedeli 474,49 TL iken itirazlar üzerine yapılan ikinci keşif sonucu düzenlenen raporda m² birim bedelinin 206,29 TL belirlendiğini ve bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi için üçüncü keşif icra edilerek m² birim fiyatı 324,20 TL belirlenip, hükme esas alınan ek raporda ise m² birim bedelinin 367,42 TL olarak tespit edildiğini, ilk rapordaki değer üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, davanın her üç davalı yönünden de kabulü gerektiğini, davacılar kısmında ölü olan Kadir Dediş adının yazılmasının hatalı olduğunu, istinaf yargılaması duruşmalı yapıldığından lehe vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, yasal faiz enflasyon karşısında yetersiz kalmakla dava tarihinden itibaren kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faize hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; Anayasa Mahkemesi iptal kararının yanlış yorumlanarak bozmaya uyulmamasının hatalı olduğunu, dava konusu taşınmazın el atıldığı iddia edilen tescil tarihindeki özelliklerine göre değerlendirilmesi gerektiğini, resmi evrakların tümüne ulaşılamaması nedeniyle müvekkili idarenin sorumlu tutulması ve dava konusu taşınmaz ile ilgili hakkaniyet indirimi yapılmamasının hatalı olduğunu, üniversitenin dava konusu taşınmaza kattığı değerin göz ardı edildiğini, usulüne uygun kamulaştırma iddiasına ilişkin yeterli araştırma yapılmadığını, Yurtkur'a ait binaların bulunduğu 34.000 metrekare alan için idarelerinin sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu, raporlar arasındaki çelişki giderilmeden karar verildiğini, dava konusu 2010 parselden ifrazen oluşan 7050 parsel sayılı taşınmazın muhtelif parsellerle birleşmesi ile oluşan 7400 parsel için... köyü 2180 parsel sayılı taşınmaz emsal alındığı halde gerekçesi açıklanmadan dava konusu taşınmaz için... köyü 5 parsel sayılı taşınmazın emsal alınmasının çelişkili olduğunu, dava konusu taşınmazdan kesilecek düzenleme ortaklık payı araştırılmadan %32 düzenleme ortaklık payı keserek yüksek bedel belirlendiğini, bedeli ödeyen idare lehine tescil kararı verilmesi gerekirken Hazine adına tescil kararı verilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un Geçici 6 ncı maddesi ve 11 inci maddesi.

3. 2942 sayılı Kanun'un Ek Madde 3, Geçici 15 inci ve Geçici 17 nci maddeleri.

4. 16.11.2022 tarihli ve 7421/4 maddesi ile yapılan değişiklik sonrası eklenen ek fıkra ile birlikte Anayasa Mahkemesinin 04.05.2023 tarihli ve 2019/93 Esas, 2023/87 Karar sayılı 28.07.2023 tarihli ve 32262 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan iptal kararı nedeniyle güncellenen Ek madde 3.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu ...köyü 2010 parsel sayılı taşınmazın...Valiliğinin 10.12.1975 tarih ve 3765 sayılı kararı ile ......Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi tarafından kamulaştırılmasına karar verildiği, o tarihteki tapu maliki olan davacılar murisi Kadri oğlu Ömer Dediş’in 24.06.1971 tarihinde vefat ettiği, tapu maliki adına ölü olduğu 25.02.1981 tarihinde yapılan noter tebligatının usulüne uygun olmadığı, takdir edilen kamulaştırma bedelinin Ziraat Bankasına bloke edilmesi için müzekkere yazılmış ise de dosya kapsamında ödemeye ilişkin bir belge bulunmadığı,... Asliye 2. Hukuk Hakimliğinin 1977/1746 Esas, 1978/84 Karar sayılı ilamı ile dava konusu 163.850,00 m² yüzölçümlü 2010 parsel sayılı taşınmazın 2942 sayılı Kanun'un mülga 17 nci maddesine dayanılarak kamulaştırma nedeniyle 113.571,00 m²lik kısmının Hazine adına tesciline karar verildiği ve ifraz ile 7050 parsel numarasını aldığı, farklı tarihlerde başka parseller ile tevhid ve ifraz edilmesi suretiyle kaydının kapandığı anlaşılmıştır.

3. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza emsal incelemesi yapılarak dava tarihi itibarıyla değer biçilmesinde ve alınan rapor uyarınca tespit edilen bedelin davalı ...’nden tahsiline karar verilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiştir.

4.21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 tarihli 30988 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 7201 sayılı Kanun'un 7 nci maddesi ile eklenen Geçici 15 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "...ek 3 üncü madde hükmü uygulanarak..." ibaresi 28.07.2023 tarihli ve 32262 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 04.05.2023 tarihli ve 2019/93 Esas, 2023/87 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiştir.

5.Bu durumda Kanun'un yürürlük tarihinden önce açılan eldeki davada; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; "Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine..." gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; "Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır." genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3, 990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alınarak Ek madde 3 ün uygulanma imkanı kalmadığından davalı idare vekilinin temyiz itirazların yerinde görülmemiştir.

6. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere,uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, davacı ... davalı ... vekillerinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

7. Buna karşın; emsal alınan... köyü 5 parsel sayılı taşınmazın değerlendirmeye esas alınan tarihteki satışına ilişkin akit tabloları Tapu Müdürlüğünden getirtilmediği gibi, hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın emlak vergisine esas m² değerleri karşılaştırılmadan ve dava konusu taşınmaz ve içinde bulunduğu bölgenin ileride imar uygulamasına tabi tutulması halinde kesilmesi gereken düzenleme ortaklık payı oranının ve dava konusu taşınmazın çevresinde düzenleme görmüş parseller var ise bunlardan kesilen düzenleme ortaklık payı oranları ile bunlara ilişkin bilgi ve belgeler Belediye İmar Müdürlüğünden sorularak alınacak cevaplara göre bilirkişi kurulu raporu denetlenmeden dava konusu taşınmazın emsal karşılaştırması sonucu tespit edilen metrekare birim fiyatından %32 oranında düzenleme ortaklık payı düşülmek suretiyle hesap yapan rapor doğrultusunda eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmadığı gibi,... Belediye Başkanlığının 30.11.2020 tarihli cevabi yazısında emsal taşınmazın kadastro parseli olduğu ve düzenleme ortaklık payı kesilmediği belirtildiği halde hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal taşınmazın imar parseli olarak kabulü ile dava konusu taşınmaza değer biçildiğinden rapor inandırıcı değildir.

8. Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ve dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgenin imar uygulamasına tabi tutulması halinde kesilmesi gereken düzenleme ortaklık payı oranının ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirir.

9. Dairemizin bozma kararı üzerine yapılan yargılama nedeniyle duruşma açıldığından davacı lehine istinaf duruşma vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir.

10. Davacı ... ölü olduğu hâlde, karar başlığında davacı olarak gösterilmesi hatalıdır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekili ile davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,

Dosyanın 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.05.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

(Karşı Oy)

K A R Ş I O Y

Somut olayımızda eldeki dava tarihi 20.01.2016'dır.

2942 sayılı Kanun’un geçici 15 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “…ek 3 üncü madde hükmü uygulanarak…” ibaresi Anayasa Mahkemesi’nin 04.05.2023 tarihli ve 2019/93 Esas, 2023/87 Karar sayılı kararıyla iptal edilmek suretiyle, 2942 sayılı Kanun’un ek 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının 1 inci ve 2 nci cümle hükümlerinin derdest davalarda uygulanamayacağı öngörülmüş ise de; bahse konu iptal kararından etkilenebilecek derdest davalar, mülga 16 ve 17 nci maddelere göre usulünce kamulaştırılıp da bedeli malikleri adına bankaya yatırılmış olduğu halde hak sahiplerine ödenmeyen bedellere ilişkin olanlardır. Bu yöntemin usulsüz kamulaştırmada bedel tespitine ilişkin derdest davalarda uygulanmasını engelleyecek bir iptal kararı ise söz konusu değildir. Zira “… dava tarihi itibariyle…” ibaresi hariç 2942 sayılı Kanun’un Ek Madde 3 hükmünün kalan kısmı yönünden bir iptal durumu söz konusu olmayıp Ek 3 üncü madde hükmü değer tespiti yöntemi yönünden halen yürürlüktedir. 2942 sayılı Kanun’un Geçici Madde 17 hükmü yönünden de herhangi bir iptal durumu söz konusu olmayıp bu madde hükmü de halen yürürlüktedir.

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olaya baktığımızda davanın konusunun usulsüz kamulaştırmada bedel tespitine ilişkin olduğu ve bu davada da 2942 sayılı Kanun’un geçici 17 nci maddesi, aynı Kanun’un ek 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının 3 üncü cümlesi ile bu cümlenin atfıyla aynı fıkranın 1 inci ve 2 nci cümle hükümlerinin uygulanması gerektiği,

Uygulama yapılırken de Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının kesin hüküm halini almamış derdest dosyalar yönünden de uygulanmaları gerekeceğinden davaya konu taşınmazın idare adına tescil edildiği tarih, değerlendirme tarihi olarak esas alınmak ve o tarihteki nitelikleri de gözetilmek suretiyle tespit edilecek bedelin TÜİK tarafından açıklanan Yİ-ÜFE Endeksi Tablosundaki değişim oranları esas alınmak suretiyle “KARAR TARİHİ” itibarıyla güncellenmesi sonucu ortaya çıkan bedelin hak sahibine ödenmesi gerektiği,

Kanaatinde olduğumdan Dairemiz çoğunluğu tarafından verilen bozma ilamındaki diğer sebeplere dayalı bozma görüşlerine katılmakla birlikte, 3 ve 5 No.lu bentlerindeki dava konusu taşınmazın değerinin dava tarihi itibarıyla belirlenmesi ve dolayısıyla Anayasa Mahkemesi iptal kararının derdest dosyaya uygulanmayacağı yönündeki kanâat ve kararına katılmıyorum. 09.05.2024