"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/674 Esas, 2023/1318 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Yusufeli Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/1022 Esas, 2022/612 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Artvin ili, Yusufeli ilçesi, ... Mahallesi, 121 ada 15 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın gerçek değerinin tespitini istemiştir.
2. Diğer davalılar, usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile tespit edilen kamulaştırma bedeline davanın dört ay içinde sonuçlandırılmadığı gözetilerek bu sürenin bitiş tarihi olan 28.02.2022 tarihinden karar tarihi olan 17.06.2022 tarihine kadar yasal faiz işletilerek işlemiş faiziyle birlikte davalılara tapudaki payları oranında derhal ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; değerlendirmeye esas alınan emsal taşınmazın Yargıtay içtihatlarına uygun olmadığını, emsal karşılaştırmasının hatalı yapıldığını, bilirkişi raporunun hukuka aykırı olup hükme esas alınamayacağını, davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemiş olmasının adalete ve hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalılar ... ile ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; değerlendirmeye esas alınan taşınmazın Yargıtay içtihatlarına uygun olmadığını, emsal karşılaştırmasının hatalı yapıldığını, yapı bedelinin eksik ve hatalı hesaplandığını, bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağını, tespit edilen kamulaştırma bedelinin taşınmazın gerçek değerini yansıtmadığını, davalının mülkiyet hakkının ihlal edildiğini, baraj kamulaştırması nedeniyle insanların tüm yaşam alanlarının yok olduğunu, bu nedenle ayrıca tazminata hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
3. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının usulüne uygun olarak uzlaşmaya davet edilmediğini, tespit edilen kamulaştırma bedelinin taşınmazın gerçek değerini yansıtmadığını, öte yandan ödeme tarihine kadar yüksek enflasyon karşısında değer kaybettiğini, taşınmaz üzerindeki yapı bedelinin de hatalı hesaplandığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
4. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; itirazları karşılanmadan karar verilmiş olmasının usul ve kanuna aykırı olduğunu, tespit edilen kamulaştırma bedelinin çok düşük olduğunu, dosyaya sunmuş olduğu emsal satışların değerlendirmede dikkate alınmamış olmasının doğru olmadığını, emsal karşılaştırmasının hatalı yapıldığını, taşınmaz üzerindeki yapının değeri hesaplanırken % 15 oranında yıpranma payı düşülmüş olmasının doğru olmadığını, tespit edilen yapı bedeline enflasyon artışının yansıtılması gerektiğini, dava konusu baraj kamulaştırması nedeniyle bu bölgede yaşayan insanların maddi ve manevi zarar gördüğünü, sosyal hukuk devleti ilkesi gereği tespit edilen kamulaştırma bedeline objektif değer artışı uygulanması gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; arsa niteliğindeki taşınmazın zeminine 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi gereğince emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak; üzerindeki yapılara ise aynı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek dava tarihi itibarıyla değer biçilmiş olmasında, davanın niteliği gereği davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinde usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle, taraf vekillerinin ayrı ayrı istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalılar ... ile ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrara ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş, ayrıca tespit olunan kamulaştırma bedelinin ödeme tarihine kadar yüksek enflasyon karşısında değer kaybettiğini, kamulaştırma bedeline kanuni faiz işletilmesine dair düzenleme Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiği halde yasal faiz işletilmiş olmasının doğru olmadığını, söz konusu iptal kararı gözetilerek bir karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
4. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak; üzerindeki yapılara ise aynı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ile 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi yerinde değildir.
4. 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında fark kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması yerindedir.
5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalılardan peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine, davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.03.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 Esas, 2004/19 Karar sayılı kararı ve müstakar kararlarında da açıkça ifade edildiği üzere Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının kesin hüküm halini almamış derdest davalar yönünden uygulanmaları gerekir. Zira Anayasa Mahkemesinin iptal kararları usulî kazanılmış hakkın ve aleyhe bozma yasağının istisnasını teşkil ederler.
Bu nedenle somut olayda; davalı tarafın Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faizin uygulanmasını gerektirecek şekilde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26 ncı maddesinin birinci fıkrası kapsamında değerlendirilecek bir temyiz talebinin (davalılardan ... vekillerinin bila tarihli temyiz dilekçesindeki; “Anayasa Mahkemesinin konuyla ilgili iptal kararının dikkate alınarak enflasyona göre kamulaştırma bedelinin ve faizin hesaplanmasına” ilişkin talebi) de dosya münderecatında bulunması karşısında, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası hükmünün iptali yönünde Anayasa Mahkemesi tarafından verilen ve 01.08.2023 tarihli, 32266 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas - 2023/69 Karar sayılı konuyla ilgili iptal kararı doğrultusunda karar verilmeli ve “dava tarihinden itibaren mahkeme karar tarihine kadar” Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası hükmü nazara alınarak faize hükmedilmelidir.
Hâl böyle iken, eldeki derdest davada Anayasa Mahkemesi iptal kararının uygulanmadığı Sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum. 12.03.2024