"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2239 Esas, 2022/2046 Karar
KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Solhan Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/385 Esas, 2020/605 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir.
Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne dair karara karşı davacı tarafça istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı idarenin istinaf başvurusu da kısmen kabulü ile derhal ödeme yönünden İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan davalı vekilinin aleyhine hüküm kurulmayan istinaf başvurusunun düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına dair Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Bu nedenle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı idare vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Bingöl ili, ... ilçesi, ... köyü 123 ada 6 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin; acele kamulaştırma dosyasında belirlenen kısmının mahsubu ile bankaya depo edilen fark bedelin karar kesinleştiğinde davalı tarafa ödenmek üzere bankada üçer aylık vadeli hesapta tutulmasına, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ve taşınmazın baraj gölü sahası içerisinde kalması sebebiyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 16 ncı maddesinin (c) bendi hükmü uyarınca tapudan terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; Genç İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü gelir gider cetvelinin bilimsel bir niteliği olmadığını, Solhan İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerinde gelirler yüksek olduğu hâlde, giderlerin tam tersine düşük gösterildiğini, gider tablosunun gelir tablosunun 1/3'ünden az olamayacağını ve bilirkişilerden bu doğrultuda rapor alınması gerektiğini, dava konusu dosyada hükme esas alınan bilirkişi raporunda buğday, karışık sebze ve kuru fasulye münavebesi uygulandığını, oysaki taşınmazın bulunduğu yerde sebze yetiştiriciliğinin yoğun olarak olmadığını, taşınmazın değerini yükseltmek için sebze ürününü münavebeye eklendiğini, kapitalizasyon faiz oranının %5 olarak alınmasının hatalı olduğunu, taşınmaz üzerindeki yapı tipinin hatalı tespit edildiğini, davacı idare lehine vekâlet ücreti verilmemesi gerektiğini ileri sürerek kararı istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile sulu kapama elma bahçesi niteliğindeki taşınmaza olduğu gibi kullanılması hâlinde getireceği net gelir metodu esas alınarak, taşınmazın kapitalizasyon faiz oranı % 5 uygulanarak çıplak metrekaresine 19,44 TL değer biçildiği, üzerinde bulunan yapıya ise resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmediği; ancak kamulaştırma bedelinden mahsup edilen acele el koyma bedelinin hatalı yazılması suretiyle ödenecek fark bedelin yanlış belirlenmesi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinin düşünülmemesi ile 27.11.2020 tarihli ve 31317 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 16.07.2020 tarihli ve 2018/104 Esas, 2020/39 Karar sayılı kararı ile 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin değiştirilen sekizinci fıkrasının dördüncü cümlesinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edildiği nazara alınarak kamulaştırma fark bedeline dava tarihinden 4 ay sonrasından başlayarak Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesine ve derhâl ödenmesine ilişkin olarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin iki numaralı alt bendi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek, kararı sadece davacı idare vekilinin istinaf ettiği halde davalı lehine karar tarihine göre vekâlet ücretinin güncellenmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu ve 11 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Sulu tarım arazisi niteliğindeki Bingöl ili, ... ilçesi, ... köyü 123 ada 6 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması hâlinde getireceği net gelir esas alınarak değer biçilmesi yerindedir.
3. Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda sulu arazi niteliğindeki taşınmaza uygulanan kapitalizasyon faiz oranı doğru olduğu gibi tespit edilen bedel aynı kamulaştırma kapsamında kalan, benzer özellikteki Dairemiz denetiminden geçen dosyalardaki metrekare birim fiyatları ile uyumludur.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı Vekilinin Temyizi Yönünden
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE,
B. Davacı İdare Vekilinin Temyizi Yönünden
Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,25.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.