"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/538 Esas, 2023/1444 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Gaziosmanpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/200 Esas, 2021/626 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle... Mahallesi 744 ada 3 parsel 744 ada 5 parsel ve 744 ada 7 parsel sayılı taşınmazların hissedarlarından olduğunu, taşınmazlara kamulaştırma yapılmaksızın mezarlık ve dini tesis yapılmak suretiyle fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı konusu yerde sorumluluğun müvekkili idarede olmadığını, dava konusu yere müvekkili idare tarafından el atılmadığını, davacı vekili tarafından herhangi bir kamulaştırma yapılmaksızın davaya konu taşınmaz üzerinde fiilen dini tesis ve mezarlık yapılmak suretiyle el atıldığının iddia edildiğini, husumetin müvekkili idareye yöneltilmesinin yerinde olmadığını, dini tesis alanı ile ilgili ilçe belediyesinin sorumlu olduğuna dair Yargıtay kararının mevcut olduğunu, davacı tarafın talep ettiği m² birim bedelinin fahiş olduğunu, gerçek değerin çok üzerinde olduğunu, kabul etmediklerini belirterek, davanın esastan reddine karar verilmesini, davanın kabulü halinde dava konusu taşınmazın müvekkili idare adına tesciline, tapu kaydındaki haciz, ipotek, vakıf icaresi vb tüm takyidatların ve şerhlerin bedele yansıtılmasına ve tüm takyidatların kaldırılarak terkin ve tescil işlemi yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve el atma tazminatının tespiti ile davalı idareden tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nun 7 nci maddesi gereğince mabetlerin yapım, bakım ve onarım görevinin ilçe belediyesine ait olduğunu belirterek müvekkili idare yönünden davanın reddinin gerektiğini, taşınmaza el atma tarihinin araştırılmadığını, belirlenen tazminatın fahiş olduğunu, Mahkemece "her türlü takyidattan ari olarak tescil" kararı verilmediğini, kararın tapu müdürlüğüne bildirilmediğini belirterek ilk derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kamulaştırmasız el atılan arsa niteliğindeki taşınmazlara, mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılarak dava tarihindeki değerlerinin belirlenmesinin, hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre el atma bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinin doğru olduğu, taşınmazların imar durumu ve konumuna göre belirlenen bedelin uygun olduğu, dava konusu taşınmaza ilişkin usulüne uygun olarak yapılmış kamulaştırma işlemi bulunmadığı, mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş ayrıca 26.11.2022 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7421 sayılı Kanun’un 5 ve 24 üncü maddeleri uyarınca 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na (2942 sayılı Kanun) eklenen ek 4 üncü maddesi gereğince harcın maktu alınması gerektiğini, el atma olgusunun 1981 yılında var olduğunu el atma tarihinin 1983 öncesi olarak kabul edilerek davacılar lehine maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4.26.11.2022 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7421 sayılı Kanun’un 5 ve 24 üncü maddeleri uyarınca 2942 sayılı Kanun'un eklenen ek 4 üncü maddesi
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Arsa niteliğindeki dava konusu ...Mahallesi 744 ada 3 parsel, 744 ada 5 parsel ile 744 ada 7 parsel sayılı taşınmazlara 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde ve alınan rapor uyarınca bedelin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek Madde 4 ün üçüncü fıkrası; “Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” şeklinde düzenlenmiştir. Eldeki dava 04.11.1983 tarihinden sonra el atılan taşınmazın bedelinin tahsili istemine ilişkin olup 04.11.1983 tarihinden sonra kamulaştırma yapılmaksızın el konulan taşınmazlar hakkında açılan davalara ilişkin 2942 sayılı Kanun’da yasal düzenleme bulunmadığı, bu davaların kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından aldığı nazara alındığında ve dosya kapsamından dava konusu taşınmaza 1983 yılı sonrasında el atıldığı anlaşıldığından davacılar lehine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi doğrudur.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.