"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1245 Esas, 2023/1303 Karar
DAVA TARİHİ: 15.09.2021
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ:...Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/851 Esas, 2022/1096 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalı ... vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 04.06.2024 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davacı idare vekili Avukat Serap Yıldırım ve davalılardan ... vd. vekili Avukat ... gelmiş, diğer davalılar vekilleri duruşmaya katılmamıştır.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Artvin ili,...ilçesi, Merkez ... Mahallesi, 208 ada 4 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın gerçek değerinin tespitini istemiştir.
2. Diğer davalılar, usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalılara ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; değerlendirmeye esas alınan emsal taşınmazın Yargıtay içtihatlarına uygun olmadığını, emsal karşılaştırmasının hatalı yapıldığını, tek bir emsal incelenmesinin doğru olmadığını, bilirkişi raporunun hukuka aykırı olup hükme esas alınamayacağını, ağaçlar uzun ömürlü bitkiler olduğu halde sanki tek yıllık bitki gibi hesaplandığını, davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, yapı sayılarının ve kullanılan birim fiyatlarıının çelişkili olduğunu, ağaçların kapladığı alanın belirlenmediğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... vd. vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraf teşkili sağlanmadan ve 2942 sayılı Kanun'un 7 nci ve 8 inci maddelerinde öngörülen uzlaşma şartlarına uyulmadan dava açıldığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, değerlendirmeye esas alınan taşınmazın Yargıtay içtihatlarına uygun olmadığını, emsal karşılaştırmasının hatalı yapıldığını, yapı bedelinin eksik ve hatalı hesaplandığını, bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağını, tespit edilen kamulaştırma bedelinin taşınmazın gerçek değerini yansıtmadığını, davalının mülkiyet hakkının ihlal edildiğini, baraj kamulaştırması nedeniyle insanların tüm yaşam alanlarının yok olduğunu, bu nedenle ayrıca tazminata hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
3. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; tespit edilen kamulaştırma bedelinin taşınmazın gerçek değerini yansıtmadığını, itirazları dikkate alınmadan ve Yargıtay denetiminden geçen dosyalar gözetilmeden karar verildiğini, değerlendirmeye esas alınan taşınmazın Yargıtay içtihatlarına uygun olmadığını, emsal karşılaştırmasının hatalı yapıldığını, enflasyon gözetildiğinde yapı bedelinin eksik ve hatalı hesaplandığını, bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağını, tespit edilen kamulaştırma bedelinin taşınmazın gerçek değerini yansıtmadığını, davalının mülkiyet hakkının ihlal edildiğini, baraj kamulaştırması nedeniyle insanların tüm yaşam alanlarının yok olduğunu, taşınma ve yeni yer bulmaları ve bu arada geçecek süre de dikkate alındığında bu nedenle bir objektif artışın yapılması gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
4. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; uzlaşma usulünün uygulanmadığını, itirazları karşılanmadan karar verilmiş olmasının usul ve kanuna aykırı olduğunu, tespit edilen kamulaştırma bedelinin çok düşük olduğunu, dosyaya sunmuş olduğu emsal satışların değerlendirmede dikkate alınmamış olmasının doğru olmadığını, emsal karşılaştırmasının hatalı yapıldığını, taşınmaz üzerindeki yapının değerinin hatalı ve eksik olduğunu, dava konusu baraj kamulaştırması nedeniyle bu bölgede yaşayan insanların maddi ve manevi zarar gördüğünü, dava konusu taşınmaz üzerindeki yapıların sınıfı hatalı olup, yapı için belirlenen yıpranma bedelinin fahiş ve ağaç bedellerinin hesaplama şeklinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların kapladığı alan ve dikim mesafelerine göre karışık meyve bahçesi niteliğinde olup olmadığı belirlenmeden %20 oranında verim düşüklüğü hesaplanmasının hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; arsa niteliğindeki taşınmazın zeminine 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi gereğince emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak; üzerindeki yapılara ise aynı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek; taşınmazın üzerindeki meyve ağaçlarına ise zirai gelir metoduna göre kapama meyve bahçesi olarak değeri bulunduktan sonra, bulunan bu değerden yörede yetişen tarla ürünleri münavebe edilerek bulunan çıplak arazi değeri çıkartılarak dava tarihi itibarıyla değer biçilmiş olmasında, davanın niteliği gereği davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinde usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin ayrı ayrı istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... vd. vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrara ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş; ayrıca tespit olunan kamulaştırma bedelinin ödeme tarihine kadar yüksek enflasyon karşısında değer kaybettiğini, kamulaştırma bedeline kanuni faiz işletilmesine dair düzenleme Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiği halde yasal faiz işletilmiş olmasının doğru olmadığını, söz konusu iptal kararı gözetilerek bir karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
4. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak; taşınmaz üzerindeki yapılara ise aynı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek; taşınmaz üzerindeki meyve ağaçlarına kapama meyve bahçesi net gelirine göre belirlenen bedelden ekilebilecek münavebe ürünlerine göre belirlenen bedel indirilmek suretiyle dava tarihi itibarıyla değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ile 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi yerindedir.
4. 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında fark kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması doğrudur.
5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davalılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irad kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.