"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:...Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2383 Esas, 2023/2335 Karar
DAVA TARİHİ: 16.08.2021
KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ: Gölbaşı(Ankara) 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/472 Esas, 2022/373 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin davada yapılan yargılama sonucunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun davalı idare vekili yönünden reddine, davacı vekili yönünden kısmen kabulü ile düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;...ili, ...Mahallesi 112219 ada 1 parsel ve 112217 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde enerji nakil hattı bulunduğunu, dava konusu taşınmazların kamulaştırıldığına ilişkin herhangi bir tebligatın bugüne kadar yapılmadığını, mülkiyet hakkından mahrum bırakılan müvekkilinin mağdur edildiğini, bu nedenle taşınmazların bedelinin davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; görev, husumet ve zamanaşımı itirazında bulunduklarını, müvekkili kurum tarafından dava konusu...ili, ...Mahallesinde kain 112217 ada 2 parsel sayılı ve aynı mahallede kain 112219 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde TEK Yönetim Kurulunun 16.10.1977 tarih ve 59-16 sayılı kararı ile 380 kw Ankara-İstanbul EİH; Etibank Genel Müdürlüğünün 26.06.1968 tarih ve 33103 sayılı Kamu Yararı Kararı alındığını, 380 kV Ankara-İstanbul EİH yerinde yenilenerek 380 kV Gölbaşı-Sincan Yenileme enerji nakil hattı ismini aldığını, dava konusu parsellerin bulunduğu alanda kök 676, 677, 680, 681, 684, 685, 688, 689, 675, 676, 677, 678, 679, 680, 681, 682 ve 684 no'lu kadastro parselleri bulunduğunu, müvekkil kurum tarafından hatların tesis edildiği yıllarda dava konusu parsellerin yerinde olan kadastro parselleri üzerinden kamulaştırma ve tescil işlemlerini tamamlayıp hat üzerinde irtifak hakkı kurulduğunu, yıllar sonra belediyenin yapmış olduğu imar uygulaması ile enerji iletim hattının tesis edildiği yıllarda hattın altında bulunan taşınmazlarda hissedar olmayan hissedarların enerji iletim hattı altına şuyulandırıldığını ve/veya taşınmazların kullanımı kısıtlandığı için mükerrer kamulaştırma yapılamayacağını, ilgili belediyelerin müvekkil kurumun hiçbir görüş ve önerisini almadan söz konusu alanda imar uygulaması yaptığını ve dava konusu taşınmazları "Enerji Nakil Hattı Koruma Kuşağı Alanı" olarak tahsis ederek vatandaş hisselerini hatların altında şuyulandırmış olduğunu ileri sürerek haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşıbnmaz ael atma tarihinin 1983 yılı sonrası olduğunu,...Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 2021/1982 Esas, 2022/647 Karar sayılı kararında taşınmazların 2007 yılında imar ile oluştuğunu belirtilerek nispi vekâlet ücretine hükmedildiğini, davacıların taşınmazlarda imar ile malik kılındıkları, bu yönüyle maktu vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; kamulaştırma işlerinin 50 yıl önce tamamlandığını, hatların tesis edildiği yıllarada dava konusu taşınmazların yerinde olan kadastro parselleri üzerinden kamulaştırma ve tescil işlemlerinin tamamlandığını, 112219 ada 1 parselin bulunduğu alanda tescil harici kadastro parseli bulunduğundan kamulaştırma planlarında bu alanlar için dosya numarası alınmadığını, ödeme yapılmasına gerek olmadan irtifakın tapuya işlendiğini, mülkiyet bedeline hükmedilmesinin hatalı olduğunu, tespit edilen bedelin yüksek olduğunu, idarenin görüşünü almaksızın imar planı yaparak dava konusu taşınmazların enerji nakil hattı koruma kuşağı alanı olarak ayıran belediyenin sorumlu olduğunu, irtifak yerine mülkiyet kamulaştırması yapılmasının hatalı olduğunu, irtifak kamulaştırması yapılması gerektiğini, 112203 ada 3 parselde öncesinde kamulaştırma işlemlerinin tamamlandığını, davacının üzerindeki şerhlerle satın almak suretiyle malik olduğunu ve bedel isteyemeyeceğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazların 1/1000 ölçekli uygulama imar planında "Enerji Nakil Hattı Koruma Kuşağı" olarak ayrıldığı ve 2007 yılında yapılan uygulama sonucu davacılar ve 3 üncü şahıslar adına tescil edildiği, imar planının ve plan notlarının iptali istemiyle davalı idare tarafından açılan davalar sonucunda imar planlarının iptaline yönelik taleplerin reddine, plan notlarının ise iptaline karar verildiği, plan notlarının iptaline yönelik kararlar doğrultusunda...Büyükşehir Belediye Meclisinin 09.08.2018 tarihli ve 1289 sayılı kararı ile onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planında taşınmazların yine "Enerji Nakil Hattı Koruma Kuşağı" olarak ayrıldığı ancak plan notlarının kaldırıldığı, dava konusu taşınmazlar üzerinden geçirilen hatların daha öncesinde tescil harici alandan geçirilmesi nedeniyle irtifak hakkına dayalı kamulaştırma işlemi yapılmadığı ve herhangi bir bedel ödenmediği, davacıların öncesinde kadastral 734 parsel sayılı taşınmazda malik oldukları, hava fotoğrafları uygulanmak suretiyle yapılan inceleme sonucu alınan raporda iş bu parsel üzerinde tesis edilmiş bir enerji nakil hattının bulunmadığının tespit edildiği, davacıların dava konusu taşınmazlarda ilk kez imar ile malik oldukları dikkate alındığında, arsa niteliğindeki taşınmazlara emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde, taşınmazlar imar planında tamamen enerji nakil hattı koruma kuşağında kalıp, üzerine yapı yapılması ve bu şekilde kullanılması mümkün olmadığından, mülkiyet bedellerinin tespiti ile davalı idareden tahsiline, bedeline hükmedilen taşınmazlardaki davacılar paylarının tapusunun iptali ile davalı idare adına tapuya tesciline, 06.11.2022 tarihli ve 32025 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7421 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa eklenen ek madde 4’ün son fıkrasında “Bu kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” hükmü dikkate alındığında maktu harç tahsiline dair kararda, dava konusu 112219 ada 1 parsel sayılı taşınmazın paydaşları tarafından açılan davada Aralık 2019 değerlendirme tarihi itibarıyla tespit edilen 900 TL/m² birim bedelin Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2022/8107 Esas, 14151 Karar sayılı kararı ile onanarak kesinleştiği de dikkate alındığında bir isabetsizlik görülmemiş ancak, dava konusu taşınmazların ilk kez 2007 yılında imar uygulaması ile oluştuğu, hatların tesis edildiği tarihte tescil harici olan taşınmazlar üzerinden geçirildiği, dava konusu taşınmazların geldisi olan kadastral parseller üzerinden söz konusu hatların geçirilmediği ve herhangi bir irtifak tesisi yapılmadığı dikkate alındığında tapu malikleri ve davacılar yönünden el atmanın tapuda ilk tescil tarihi olan 2007 tarihinde başladığının kabulü ile nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru görülmeyerek Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususlara ilave olarak vekâlet ücretinin maktu olarak belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun’un 11 inci ve Geçici 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsallerin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde, aynı taşınmaza ilişkin Dairemiz denetiminden geçen dosyalar dikkate alındığında bir isabetsizlik görülmediği gibi, taşınmazın imar planında ''Enerji Nakil Hattı Koruma Kuşağı'' olarak özgülenmiş olması nedeniyle mülkiyet bedelinin davalı idareden tahsili de doğrudur.
3. Dava konusu taşınmazın bulunduğu alana ilişkin olarak 1970'li yıllarda yapılan kamulaştırma işlemleri sırasında, tescil harici alanda bulunduğu gerekçesiyle kamulaştırma planında taşınmaza dosya numarası verilmediği ve kamulaştırma bedeli ödenmediği, kök parsele ilişkin olarak da herhangi bir bilginin bulunmadığı anlaşıldığından taşınmazın kamulaştırıldığına dair temyiz itirazı yerinde görülmemiştir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
5. 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrası; “Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” şeklinde düzenlenmiştir. 2942 sayılı Kanun'un 6487 sayılı Kanun'la değiştirilen Geçici 6 ncı maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları; "09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle ve Anayasa'nın 2 ncı ve 35 inci maddelerine aykırı bulunarak 13.03.2015 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir. 2942 sayılı Kanun'da 04.11.1983 tarihinden sonraki fiili el atmalara ilişkin başkaca bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından alan 04.11.1983 tarihinden sonra fiilen el atılan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekâlet ücretinin nispi olarak uygulanması gerektiğinden 2942 sayılı Kanun'un Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrasının uygulanma imkanı bulunmamaktadır.
6. Davalı idarenin taşınmazda paydaş olduğu gözetildiğinde Bölge Adliye Mahkemesince yanılgılı değerlendirme ile maktu harca hükmedilmesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
1. Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının reddine,
2. Resen gözetilen nedenlerin tetkikinde; Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (7) ve (8) numaralı bentlerinin hükümden çıkartılmasına, yerine "Karar tarihi itibariyle alınması gereken37.143,56 TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile 37.062,86 TL harcın davalı idareden tahsili ile Hazineye irat kaydına, davacı tarafça yatırılan 80,70 TL başvuru harcının ve 9268,81 TL ıslah harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine" cümlesi,
3. Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının (B) bölümünün 2 numaralı bendinde geçen "269,85 TL maktu" ve "189,15" sayısının hükümden çıkartılarak yerine "37.143,56 TL nispi" ve "37.062,86" sayısının,
4. Ayrı bir bent olarak "davacı tarafça yatırılan 80,70 TL başvuru harcının ve 9268,81 TL ıslah harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine" yazılması suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Aşağıda yazılı kalan harcın davalı idareden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.