Logo

5. Hukuk Dairesi2023/11939 E. 2024/4222 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı, el atılan taşınmazın değeri ve bedelinin hangi idareden tahsil edileceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Emsal karşılaştırması yöntemiyle arsa niteliğindeki taşınmaza değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmediği ve temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenlerin bozma için yeterli olmadığı değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1604 Esas, 2022/2173 Karar

DAVA TARİHİ : 12.03.2020

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/101 Esas, 2021/215 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle;...Mahallesi 301 parsel sayılı taşınmaza fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın 25 nolu plan ile imar uygulamasına alındığını, parselin ilk senet yüzölçümünün 18000 m² olduğunu ve 25 nolu plan ile yapılan uygulama sonucunda parselin 4500 m²'sinin yola terk olarak kesildiğini, 13500 m²sinin ise imar parsellerine tahsis edildiğini, 25 nolu uygulama imar planının onay tarihi ile ilgili bilgi ve belgelerin arşiv kayıtlarında bulunmadığını, 6785 sayılı İmar Kanunu'nun (6785 sayılı Kanun) 42 nci maddesinde düzenlemenin belirtildiğini, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki mesahalarının %25'ini geçemeyeceği şeklinde olduğunu, söz konusu Kanun'un 1972 yılında yeniden yürürlüğe girdiğini, Yargıtay'ın ilgili hususlardaki eksiklere açıklık getirdiğini, dolayısı ile iş bu davanın kamulaştırmasız el atma olarak değerlendirilemeyeceğini, 301 parselin büyük bir kısmının Polatlı Caddesinde kaldığını, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığına da davanın ihbarını talep ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve dava konusu taşınmazda tapu maliki muristen intikal edecek payın tapusunun iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın büyük bir kısmının Polatlı 1. Caddesinde kalmakta olup bu caddenin 17 metre genişliğinde ve ana arter niteliğinde olması nedeniyle Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığının sorumluluğunda olduğunu, davanın husumetten reddi gerektiğini, belirlenen metrekare birim bedelinin yüksek olduğunu, imar düzenlemesi gereği düzenleme ortaklık payı olarak yapılan kesintinin dava konusu edilemeyeceğini, tespit edilen metrekare birim bedelinin yüksek olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu...Mahallesi 301 parsel sayılı taşınmazın ilk kez 1967 tarihinde onaylanan 25 nolu parselasyon planı uyarınca uygulamaya alındığı ve uygulama sonucu kesinleşerek tapuya tescilin yapıldığı 06.04.1967 tarihi itibarıyla, 6785 sayılı Kanun'un 42 nci maddesinin Anayasa Mahkemesinin 22.11.1963 tarihli ve 1963/65-278 sayılı Kararı ile iptal edilerek 14.01.1964 tarihli ve 11606 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olduğu, 42 nci maddeyi yeniden düzenleyen ve meri 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18 nci madde benzeri düzenlemeyi içeren 1605 sayılı Kanun'un Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiği 20.07.1972 tarihine kadar zayiat ya da düzenleme ortaklık payı adı altında yapılan kesintilerin yasal dayanağı kalmadığı gibi 301 parsel sayılı taşınmazda yapılan kesintinin zayiat adı altında değil yola terk olarak ayrıldığı gözetilerek dava konusu taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değerinin tespit edilmesinde yöntem olarak bir isabetsizlik görülmemiş; ancak dava konusu taşınmazın paydaşları tarafından açılan davada Ocak 2020 değerlendirme tarihi itibarıyla tespit edilen 560 TL/m² birim bedelin Dairelerinin 2021/1497 Esas sayılı ilamı ile uygun bulunduğu, işbu eldeki dosyada ise 2 ay sonrası için taşınmaza 615 TL/m² birim bedel belirlendiği dikkate alındığından kesinleşen paydaş dosyası bedeli dava tarihine ötelenmek suretiyle tespit edilecek bedelden ayrılma nedenleri ve 2 ay içerisinde taşınmaz değerini artıracak ne gibi çevresel gelişmeler olduğu hususunda bilirkişi kurulundan ek rapor alınmış, alınan ek raporda yeniden yapılan değerlendirme sonucunda Mart 2020 değerlendirme tarihi itibarıyla taşınmazın metrekare birim bedelinin 568,00 TL/m² davacının payı yönünden toplam tazminat bedelinin ise 319.500,00 TL bildirildiğinden bu bedele göre ve davacı murisi malik olup muris payının veraset ilamı uyarınca davacının hissesi oranında iptali ile yol olarak terkinine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde terkin kararı verilmesi de doğru görülmediğinden mahkeme kararı ortadan kaldırılarak hüküm bu yönden düzeltilmek suretiyle yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı, el atılan taşınmazın değerinin belirlenmesi ve bedelinin hangi idareden tahsil edileceğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanun'un (2942 sayılı Kanun) geçici 6 ncı maddesinin birinci, ikinci ve altıncı fıkraları.

3. 09.07.1956 tarihinde kabul edilen ve 17.01.1957 tarihinde yürürlüğe giren 6785 sayılı Kanun’un 42 nci maddesi ve bu maddenin iptaline dair Anayasa Mahkemesinin 22.11.1963 tarihli ve 1963/65-278 sayılı kararı ile 20.07.1972 tarihli ve 14251 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 1605 sayılı Kanun’un 42 nci maddesi.

4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.